‘İleri zekalılar’ matematikten anlıyor, geri zekalılar faldan

Mehmet Barlas, dünkü yazısında şöyle diyor:

“Falcılar için ‘Zaman’ sınırı belli olmayan süreleri ifade eder.


“- Sana üç zamanda bir kısmet geliyor... Üç saat sonra mı, üç ay sonra mı, üç yıl sonra mı bilemiyorum.

“Yaşadığımız günlerde zaman ve mesafeler de falcıların ve masalcıların anlatımındaki gibi olmadılar mı?
atırlayın [Suriye’deki] facianın başladığı günlerdeki öngörüleri... 


“- Beşar Esad devrilecektir! Ama kimse ‘Ne zaman devrilecek’ sorusunu sormadı. ‘Üç zaman’da devrileceği kesindi.
caba üç günde mi, üç ayda mı yoksa üç yılda mı devrilecekti?

“Hatta bazı ileri zekâlı yorumcular Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu bu soyut zaman ölçüsünden ötürü sorumlu tutmadılar mı? 


- Davutoğlu ‘Beşar Esad devrilecek’ dedi ama hâlâ adam iş başında...”

Şimdi, “ileri zekalılar”ın, Davutoğlu’na dair hangi söze atıfta bulunduğunu hatırlayalım.

“Suriye’deki sancılı süreç çok uzun sürmeyecek. Bu süreci artık yıllarla değil, aylarla veya haftalarla ifade etmek gerekir.”

Tarih ne Davutoğlu bunu dediğinde?

24 Ağustos 2012.

Demek ki 1 yıl 4 gün geçmiş üzerinden...

Davutoğlu’nun “Esad devrilecek” öngörüsünün matematiksel olarak yanlışlandığını anlamak için, Türkçe bilmek yeterli.

Ama yok, Davutoğlu’nun defalarca tekrarladığı, üstelik öyle “üç vakte kadar” falan değil, somut, başı sonu belli tarih aralıkları verdiği “Esad ha düştü ha düşecek” açıklamalarını savunmak için, belli ki, matematikten veya Türkçe’den değil, faldan anlamak gerekiyor.

Neyse... Anladığınız dilden konuşalım:

Üç vakte kadar gidicisiniz!