Ezgi Başaran, ‘makul’ü oynamayı bırak da gazetecilik yap

Ey Ezgi Başaran,

Senin isminin duyulmasını sağlayan, köşende “analiz” yapman değil, gazetecilik yapmandı.

Röportajlarında, çok tartışılan konularda bilgi sahibi insanların düşüncelerini sunmandı.

Dün, “Oley be! Marmaray bozuldu!” başlıklı bir yazı yazmışsın.

“Marmaray’ın bozulmasına sevinmek patolojik bir ruh hali” diyorsun.

Bak, mesela Ahmet Hakan da seninle aynı şey demiş.

Adam “Marmaray’ın mühendisliği de, teknolojisi de yüzde yüz Japon...” yazacak kadar bihaber, analiz attırıyor.

Umursamıyoruz, çünkü gazeteci saymıyoruz.

Peki senin farkın var mı?

Daha yazının başında, CNN Türk’e konuşan bir vatandaşın “Anadolu yakasında yaşıyorum ama Etiler’de çalışıyorum. Marmaray’ı kullanmak işime gelecek” dediğini yazmışsın.

Videoyu herkes izledi. Kadın öyle demiyor. Zaten Etiler’e gitmek için niye Marmaray’la Yenikapı’ya gitsin kadın? Üsküdar’dan motora binecek, Beşiktaş’tan otobüse.

Bunu bile sorgulamamışsın. Çünkü kafanda bir siyasi şablon var, olguları ona uyduracaksın.

“Gün içerisinde başka aksilikler de oldu. 3 ya da 4 kez. Yanlışlıkla acil durum düğmelerine basılması sonucu trafik yine durdu. Yolcu yoğunluğu nedeniyle vagon Sirkeci’ye uğramadı. Olmasaydı daha iyi olurdu ama hiçbiri de incir çekirdeğini doldurmuyor. Ayrıca sahiden dev bir proje, olur böyle şeyler” demişsin.

Sirkeci’ye “yoğunluktan” uğramadığını sanıyorsun, ben sana ne diyeyim!

Yazılanları, yapılan uyarıları okumamışsın. Konunun uzmanlarıyla konuşmamışsın.

Niye peki? Çünkü “AKP karşıtlığının patolojisi”ni yazacaksın, makulü oynayacak ya da ne diyorlar, “politically correct” olacaksın.

Anlamadığın şu: AKP iktidarının yaptıkları, insanları makul olmaktan çıkardı.

Bizzat “insan”a saldırı var, bunu canında, kanında hissedenler tepki veriyor.

Patoloji, nedeni anlamaya çalışmak yerine sonuç yüzünden insan azarlayan, ahkam kesen analizcilikte.

Bırak analizciliği. Gazetecilik yap yeniden.

O daha makul, inan.