Cengiz Çandar niye bu kadar başarılı?

“Bu iki kişi için bir seferberlik olsa hep birlikte yürüyelim. Fakat bu iki kişi bahane edilerek Ergenekonculuğun aklanması, Ergenekon olayının sulandırılması ve karartılması çabasının kitlesel seferberliği haline dönüştü. Ahmet Şık ve Nedim Şener isimlerini kalkan yapıp başka hesaplar güdenler var... (…) Odatv böyle bir basın özgürlüğü meselesi değil.”

13 Mart 2011’de binlerce gazeteci tutuklu meslektaşları için yürüdüğünde, bir televizyonda böyle diyordu Cengiz Çandar.

Dünse, şöyle diyor: “Bu satırları yazdığım sırada Bülent Arınç, hükümet adına açıklama yapıyordu. Herhalde, ‘Hükümet Sözcüsü’ sıfatıyla bugüne kadar yaptığı en sıkıntılı açıklamalardan birini. ‘Masumiyet karinesi’, ‘hazırlık soruşturmasının gizliliği’, ‘basına servis edilen bilgiler’, ‘sosyal medyada yer alan hususlar’ vs. vs. AK Parti’nin 11 yıllık iktidarı döneminde bir ‘soruşturma’ söz konusu olduğunda ilk kez hatırlanmış ve gündeme getirilmiş durumdaydı.”

Ama bu “çark etme” yeni değil. Cengiz Çandar, aşağı yukarı Ocak 2013’ten bu yana yavaş yavaş AKP’yle mesafesini açıyordu. Temel ayrım noktası hep dış politika oldu. Ülke içindeki gelişmeler, Çandar açısından bu temel eksene meze yapıldı en fazla.

Nasıl beceriyor bunu Cengiz Çandar? Daha hiçbir yandaş AKP’nin gitmekte olduğuna ayılmazken, Çandar nasıl çöküşü görebiliyor?

Başarısı, koku alma kabiliyetinde gizli. Daha doğrusu, kokuyu nerede alacağını bilmesinde…

ABD’nin de kendi adamlarını enformasyonla beslemesi gerekir sonuçta, değil mi?