Bir akademisyen Sarıgül’ü nasıl över?

Tam da Koray Çalışkan’ın övdüğü gibi över!

Boğaziçi’nde siyaset bilimi alanında öğretim üyesi olan Çalışkan, birkaç aydır “CHP’nin akıl hocalığı” rolüne soyunuyor, bu arada da ince ince partinin Kılıçdaroğlu çizgisini övüyordu.

Dünkü yazıda görüldü ki, iş, Sarıgül övgüsüne kadar varmış.

“İstanbul yerel seçim sonucunu açıklıyorum” başlıklı yazısında Çalışkan, sahiden (kendince) sonucu açıklamış: “Ben Sarıgül’ün kazanacağını düşünüyorum. Nedenlerini başka bir yazıda anlatacağım.”

Nedenlerini öğrenmek gelecek yazılara kısmet ama, bazı ipuçlarını görüyoruz şimdiden. Şu ifadelere bakın:

“Bence Sarıgül, Topbaş’a fark atacak popülaritede bir siyaset makinesi. Kazanırsa, ister fark atsın, ister küçük bir marjinle ipi göğüslesin, artık Türkiye’de yeni bir siyasi iklime girdik demektir.”

Topbaş’a fark atacak...

Siyaset makinesi...

Ve kazandığında, Türkiye’nin siyasi iklimi tamamen değişecek...

Dahası da var. “CHP için de değişiklikler başlayacak, Kemal Kılıçdaroğlu’nun zaten güçlü olan liderliği, süper liderliğe dönüşecektir.”

Süper liderin partisinde, üstelik, “yeni Türkiyeciler” güçlenecek: “Sarıgül’ün ulusalcı olmadığı belli. Bu değişiklik CHP içindeki ulusalcıların büyük bir bölümünün sosyal demokrasiye kaymaları anlamına gelecek.”

Maşallah.

Geçenlerde Metin Çulhaoğlu, bazı yazarların nasıl CHP’ci değilmiş gibi CHP propagandası yapmaya başlayacağını yazmıştı. Aynı gün Cumhuriyet’te Oktay Akbal’ın a’dan z’ye Çulhaoğlu’nun tarif ettiği yazıyı yazdığını fark edince pek gülmüştüm.

Meğer bu yola girmek için, Oktay Akbal’ın yaşında olmak gerekmiyormuş.