Aydınlık’taki savrulma

Yazının başlığı şöyle de olabilirdi: “İçeridekiler çıksın diye alınan bu siyasi tavır, Türkiye’ye reva mı?”

17 Aralık’tan sonra ortaya çıkan devlet krizinin başından bu yana Aydınlık gazetesi, Cemaat’e karşı AKP’ye zımnen destek veren bir yayın çizgisi sürdürüyor.

Dünkü Aydınlık gazetesinin kapağını inceleyin. Sürmanşette, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun Başbakan Erdoğan’la görüşmesi, “Bakanlık’la TBB ortak çalışacak” müjdesiyle duyurulmuş. “Müjde” diyoruz, zira gazete, bu sürmanşeti, Ergenekon davası eski hakimi Köksal Şengün’den aldığı destek açıklamasıyla birlikte duyurmuş.

Altında, “Kumpastaki parmak izleri” başlıklı manşet var.

Ergenekon ve Balyoz davalarında kurulan kumpas inceleniyor. Deniyor ki, “Gül, tertibin merkezinde”. Aydınlık şöyle demiş: “Abdullah Gül, 17 Mayıs 2006’daki Danıştay suikastinin hemen ardından Emniyet ve MİT yöneticilerini topladı. Önüne Danıştay’ı Ergenekon’a bağlayan bir şema konan Gül, ‘Bana anlattıklarınızı delillendirip savcıya da anlatın, hepsi yakalansın, yargılansın’ dedi.”

Koca kapakta, bu kumpasta Erdoğan’ın, AKP’nin de payı olduğuna dair tek bir sözü geçin, ima yok.

Bu tutum yalnızca “İçeridekileri bir an önce çıkaralım” faydacılığından mı kaynaklanıyor peki? Bence hayır. Doğu Perinçek ve arkadaşları, kendi çıkarlarını siyasi mücadelenin önüne koyacak insanlar değiller.

Aydınlık, bir kez daha “büyük siyaset” yapıyor, yeni bir “geniş ittifak” icat ediyor.

Bunun için de Erdoğan’ı kolluyor!

Şapkayı önünüze koyup düşünün: Bu tutum, Haziran’da ayağa kalkmış bir halka, içerideki tutsaklara reva mıdır?