Aman ha! O konuyu açmayalım

Geçen gün, “Özkök söyleyemez, ben söyleyeyim” demiştim bu köşede.

Konu, Hüseyin Çelik’in Ertuğrul Özkök’ü “talimatla gazetecilik yapmak”la suçlamasıydı. “Özkök kendisine ulaşan ‘talimat’ları anlatsa, zaten çenelerini kapatmak zorunda kalırlar. Ama anlatmaz Özkök, çünkü gerçekten ömrü talimat dinlemekle geçti” demiş, Fatih Altaylı’nın faş ettiği, o zamanın Başbakanlık Basın Danışmanı Akif Beki’nin telefonla önce Özkök’ü, sonra Altaylı’yı arayıp “Aman şu Ahmer Necdet Sezer’in açıklamalarını küçük görseniz” demesini hatırlatmıştım.

Dün Özkök, Hüseyin Çelik’e yanıt verdi. Başlıkta, “Talimat gazeteciliği mi dediniz” diye sormuş.

Şöyle diyor:

“Aman ha... Sayın Sözcü, aman.. aman...
Bu lafı, özellikle de bu lafı, sizin iktidarınız döneminde sakın ağzınıza almayın.
Benim 20 yıllık genel yayın yönetmenliğimin 7 yılı sizin iktidarınız döneminde geçti. Artık genel yayın yönetmeni değilim, bana ne deseniz umurumda değil.
Ama bugün genel yayın yönetmenliği yapan size yakın gazetelerin başındaki arkadaşlara fena halde haksızlık etmiş olursunuz. En iyisi mi hiç karıştırmamak... Sıradan bir laf, bumeranga dönüşür, oranıza buranıza çarpar...”

Demeye getiriyor ki, şu an sizin yandaşlar hep talimatla gazetecilik yapıyor, açmayın bu konuyu.

Ama sizce Özkök’ün “Aman ha, aman aman” diye feryat etmesinde, kendi döneminde talimatla yaptığı işlerin de payı yok mu?

Hepsi kirli. Hepsi de birbirinin suçunu biliyor.
O yüzden, biri “doğruculuk” yapmaya kalktı mı, hemen celallenmeleri...
“Aman ha! Orasını karıştırma.”