Suriye’ye müdahale olasılığı var ama hiç değilse Esad hanedanlığının sonsuza kadar gidecekmiş gibi gözüken iktidarı sallanıyor...
Cemaat siyasal ve toplumsal gücünü artırıyor ama hiç değilse Erdoğan’ın otoritesi sınırlanıyor...
AKP bütün yasaları kendine yontuyor ama hiç değilse cemaatin etkisini azaltıyor, kritik noktalardan cemaatçileri ayıklıyor...
Türkiye’de faşizm yükseliyor ama hiç değilse ilk sivil anayasanın yapılması için gün sayılıyor...
Arap ülkelerinde Müslüman Kardeşler ABD marifetiyle ipleri eline alıyor ama hiç değilse yeni tipte toplumsal hareketler ortaya çıkıyor...
İktidar yaşam tarzına müdahale edip duruyor ama hiç değilse alkolizmle mücadele yol alıyor...
Hukuk bütün muhalefeti susturmak için kullanılıyor ama hiç değilse Türkiye “askeri darbe” tehdidinden arındırılıyor...
Obama ırksal özelliklerini halkı ABD emperyalizminin çıkarları doğrultusunda aldatmak için kullanıyor ama hiç değilse Beyaz Saray’da “öteki”lerin temsilcisi ikamet ediyor...
Emperyalizm demokrasi ve insan haklarından sonra devrim kavramını da kirletmeye kalkıyor ama hiç değilse ezilenler devrimle tanışıyor...
Gençler ölüyor, kin ve düşmanlık tohumları serpiştiriliyor ama hiç değilse müzakereler sürüyor...
Özetle, “iyi şeyler de oluyor partisi” uyduruyor...
İnsanlığın şu anda başına gelen en kötü şey tam da bu “iyi şeyler oluyor” ruh halidir gerçekçilik ya da fırsatçılık filan değil düpedüz boyun eğme, kanıksama ve sinikleşmedir.
Burada henüz olgunlaşmış bir ideolojiden değil de, ideolojik bir savrulma için son derece elverişli bir psikolojik zeminden söz etmekteyiz.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra liberal rüzgarlara kapılanların hepsi anadan doğma dönek değildi, bir bölümü yaşadıkları hayal kırıklığını “iyi şeyler de oluyor”la telafi etmeye kalktı. Reel sosyalizmin arızalarından, SBKP aparatçiklerinin dayatmalarından kurtulmuşlardı örneğin, kapitalizmden öğrenecek çok şey vardı, demokrasi kültürünün gelişmesi pek güzel olacaktı... Arada düşünsel icatlara da imza atabilirlerdi...
İyi şeylerdi bunlar...
İyi şeyler onları kısa sürede yedi bitirdi!
Şimdi insanlık bir kez daha “iyi şeyler de oluyor”a zorlanıyor, bardağın dolu tarafına odaklanılması için psikolojik bir harekat sürdürülüyor.
Bu baskı solu da hedefliyor, doğru bildiklerimizi, değerlerimizi, çalışma tarzımızı gözden geçirmemiz, “iyi şeyler oluyor”dan yararlanıp ilham almamız salık veriliyor.
Avrupa solunun kalemşörlerinin önemli bölümü bundan 20 yıl kadar önce “devrim” fikrini tamamen terk ederek sundukları reçeteyi bu kez kriz koşullarının zorlamasıyla devrimci bir sosla önümüze koyuyorlar.
Türkiye’de de solun zayıf bünyesine “popüler kültür”den devşirme isyan, halk, devrim, hareket gibi uçuşkan kavramlar sızıyor. Bunların marksist literatürdeki karşılıklarıyla bir ilgisi bulunmuyor, tamamen farklı bir içerikle kullanıma sokuluyor. Tembelleşmiş ve sorumsuz aydıncıklar “iyi şeyler de oluyor” hatrına gerçekliğin en değerli bölümüne gözlerini kapatıyor, bilimin tasnif edici misyonunu istismar ederek nesnelliğin iç bağlantılarını arsızca koparıyorlar. Dünya küçüldü nasılsa, seç seç beğen, kullan!
“İyi şeyler oluyor partisi” aslında teslim olun, direnmeyin, boyun eğin çağrısı yapıyor.