Eskisinden kurtulmak, yenisini çıkarmaktır: YANİ SAVAŞ

Bütün bunlar İkinci Dünya Savaşı’nın sonuçlarından kurtulmak içindir. Çin Halk Cumhuriyeti’nde etnik sorunların kaşınması, bu ülkede yaşayan Tibetlilerin, Uygurların ayrılıkçı bir doğrultuya girmesi için çaba harcanması... Japonya’nın Kuril adalarını istemesi...

Bu kadar değil!

Ukrayna’da, Letonya, Litvanya ve Estonya’da, kısmen Macaristan ve Polonya’da Hitler faşizmi aklandı. Nasıl mı? Nazilerle Sovyetler Birliği’nin savaş dönemi politikaları eşitlenerek! Yani bugünkü Avrupa, dünkü celladını, kurtarıcısıyla aynılaştırma uğraşında...

Yugoslavya parça parça edildi. Daha öncesinde Çekoslovakya ikiye bölünmüş, Demokratik Almanya Federal Almanya tarafından yutulmuştu.

Emperyalizm saldırıyor. Emperyalizm kendi sebep olduğu ama sonuçlarından hiç hoşlanmadığı İkinci Dünya Savaşı’nın bütün sonuçlarından kurtulmak için saldırıyor.

Amerika Birleşik Devletleri’ni biliyoruz, İkinci Dünya Savaşı’nın bitimiyle birlikte kapitalist dünyanın liderliğini pekiştirmiş, Sovyetler Birliği’nin, sosyalizmin ağırlığını azaltmak, mümkünse ortadan kaldırmak için zaten saldırıyordu.

İkinci Dünya Savaşı’nın bir diğer sonucu iki mağlubun, iki emperyalist gücün kendi coğrafyalarına çekilmesiydi. Faşist kampın önde gelen aktörleri Almanya ve Japonya, hem ABD’nin emperyalist çıkarları nedeniyle hem de Sovyetler Birliği’nin “bu savaş makinesi bir daha çalışmamalı” kararlılığından dolayı inlerine tıkılmıştı.

Sonra kapitalizmin yasaları işlemeye başladı, Almanya ve Japonya yeniden ayağa kalktı. Öte yandan ABD’nin de bu iki ülkeye gereksinimi vardı, sosyalizme karşı haçlı seferinde. Ama baskılanması gereken emperyalist odaklardı onlar aynı zamanda.

Sovyetler yıkıldığından beri, uluslararası anlaşmalarla “askeri rolleri” sınırlı olan bu iki ülke yayılmacı bir pratik sergilemeye başladı. İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda, faşizmin yenilgisiyle tutsak edilen iki büyük savaş makinesi şimdi dünyanın değişik coğrafyalarında boy göstermekte.

Almanya Balkan halklarını “mezalimden kurtarma” ayağına Doğu Avrupa’ya yerleşmişti, şimdi Afganistan’a kadar uzanmış durumda. Japonya ise Çin Halk Cumhuriyeti ve Kuzey Kore’nin sözümona uygar dünyaya karşı tehditlerini savuşturmaya yardımcı oluyor!

Bunlar hem ABD’ye rakip hem de ona muhtaç. ABD de onların rekabetinden korkmakta ama onlarsız yapamamakta.

Yalın gerçek şudur: İkinci Dünya Savaşı ile sınırlanan emperyalistler şimdi bu sınırları aşma çabasındadır. Faşizme karşı halkların büyük zaferine borçlu olduğumuz bu “sınırlar”ı yerle bir etmek istiyorlar. Bir bölümünü başardılar, şimdi en zorlu kısımlardan birindeler.

Öyle zorlu kısmındalar ki, fazla zorlarlarsa... Yani İkinci Dünya Savaşı’nın sonuçlarının geri kalan kısmından da kurtulmak için cüretli bir hamle yaparlarsa... Savaş güçlü olasılıktır.

Olup bitenleri büyük bir aymazlıkla seyredenlere, “ulusların özgürlüğü”nden başka bir şey söylemeyenlere duyurulur.