Erdoğan’ın keçileri

Son genel seçimlerden sonra hele hele eskisi de olsa bir genelkurmay başkanı tutuklandıktan sonra, AKP’nin artık mazlumu oynayamayacağını, bunun inandırıcı olmayacağını, zaten artık “muktedir” görüntüsü vermeyi tercih edeceği bir döneme girdiğini söylemiştik. Erdoğan’ın “ustalık” diye adlandırdığı biraz da buydu.

Düşündüğümüz büyük ölçüde gerçekleşti.

Büyük ölçüde, çünkü memleketin toprağı, liberalimizin zihni keçi üretimini bir türlü durdurmuyor.

Eti, sütü, yünü, kültürü pek değerli keçilerden değil Erdoğan’ın günah keçilerinden söz ediyorum.

Hadi 2002 yılının sonunu, AKP’nin yeni hükümet olduğu ayları anladık. O zamanlar kibarlık olsun diye liberal değil de liberal solcu diye adlandırdıklarımız, araya marksist bazı kavramlar sıkıştırarak, AKP hükümetinin yok hükmünde olduğunu dile getiriyor, ülkede gerçek iktidarın askerlerin elinde olduğunu vurgulayarak, “sivil otorite”ye arka çıkıyordu. “Bir bıraksalar AKP’yi” sızlanması siyasal stratejide “AKP destekçiliği”ydi. Aralarında pek devrimci olanlar vardı ama onlar da reformlara, AKP’nin yapmak isteyip de yapamadığı reformlara değer veriyorlardı. Reformistler miydi, neydi!

Günah keçisi o yıllarda askerdi.

Erdoğan da keçilerini mükemmel kullandı, her tür olumsuzluğu, beklenen “reform”lardaki her tür gecikmeyi “ben ne yapayım, bırakmıyorlar”la gerekçelendirdi.

Kürt siyasetçiler de “adam çözüm istiyor ama izin vermiyorlar”dan hiç vazgeçmediler. Kızgınlıkları “izin vermeyenlere yeterince sert yapmaması”naydı.

Bu nedenle uzun bir süre Erdoğan’a cesaret aşılamaya çalıştılar.

Günah keçisinin pek de inatçı bir keçi olmadığı anlaşılmaya başlandığı anda yeni bir keçi peydahlanıverdi: Ergenekon!

 Kah general, kah yargıç, kah akademisyen, kah solcu kılığına bürünüveriyordu ve kainatın bütün günahları onda toplanmıştı.

Liberallerimiz oyalandığı için kızsalar da, Erdoğan’a yardımcı olmaya karar vermişlerdi bir kere. Bu keçiden kurtulmak gerekiyordu. Sonuna kadar... Yetmez ama... çığrışları bu döneme aitti ve Erdoğan da liberal dostlarını kırmadı, sonuna kadar kullandı Ergenekon keçisini.

Kah general, kah yargıç, kah akademisyen, kah solcu derken... Kah PKK yöneticisi, kah gazeteci, kah liberal...

“E ama Sayın Erdoğan kes kes keçileri, iyi güzel de hani çözümler, hani reformlar?”

Diye sızlanmaya başladılar.

Lakin Erdoğan’a, AKP’ye mahkumlardı bir kez...

AKP’siz de, günah keçisiz de yapamazlardı.

Yapamadılar da...

Muktedirlerin dünyasındaki bir güç kavgasından tavşan değil keçi çıkardılar, cemaatten günah keçisi yaratıverdiler.