Diktatörü gözden çıkardılar mı?

Sermaye sınıfının bir aklı var mı? Kuşkusuz var. Kapitalist düzenin akıldışılığı kapitalistlerin akılsızlığı anlamına gelmiyor. Akıldışı bir düzenin devamı için kendilerine hizmet eden kadrolarla birlikte kafa yoruyor, tercihte bulunuyorlar.

İşin gerçeği, savaşıyorlar.

Evet, bu bir savaş. Halka, emekçilere karşı yürüttükleri bir savaş. Çünkü temsil ettikleri düzen yalnızca akıldışı değil, aynı zamanda adaletsiz. Adaletsizlik olan yerde zorbalık vardır.

Kapitalizm adaletli bir biçim alamaz, doğasına aykırı. Demek ki zorbalıktan da kaçamaz. Ama zorbalık, iki ucu keskin bıçak halk kitlelerinin tepkisini çekebilir, toplumsal patlamalara yol açabilir. Sermayeye akıl en fazla burada gerekiyor.

Dünyadaki kurulu düzenin devam etmesi için kesintisiz mücadele ediyorlar. Ellerini bağlayan, kapitalizmin sürekli kriz üreten yapısı. Ellerini bağlayan, farklı kapitalist güçler arasındaki rekabet, emperyalist sistemin iç çelişkileri.

Bunlardan ve emeğin, ezilenlerin direnişinden kaçamıyorlar.

Akıllarını burada devreye sokuyorlar.

Peki, dün AKP’ye baktıklarında ne görüyorlardı?

Her şeyden önce, istikrarlı, topluma dinsel temalarla hakim olmuş güçlü bir iktidar görüyorlardı.

Sonra, piyasa tanrısına inançlı, hırslı oyuncular görüyorlardı kendileri de piyasa aktörü olan oyuncular...

Kamusal çıkar tanımayan, her şeyi ama aklınıza gelen her şeye kâr kapısı olarak yaklaşan barbar bir ekip görüyorlardı.

İslam coğrafyasının emperyalist sisteme dahil edilmesinde ve yeni bir ittifak sisteminin kurulmasında öncülük edecek bir irade görüyorlardı.

Bölgesel misyonlarda cahil cesaretiyle hareket edecek, risk alacak bir misyonerlik, adanmışlık görüyorlardı.

Özeti, yerlisi, yabancısı, hepsi çok sevdi, çok umutlandı AKP’den. Sermaye aklı işte...

Aynı sermaye, bugün AKP’ye baktığında ne görüyor?

Göremiyor. Öngöremiyor. Kapitalistler için çıldırtıcı bir şey bu. Çünkü yalnızca yasalar değil, kapitalizmin doğasında olan yolsuzluk, hırsızlık gibi olgular bir ailenin merkezinde durduğu ve devlet olanaklarını tamamen elinde tutan bir grup için çalışıyor. Sermayenin hareket yeteneğini kolaylaştıracağım derken, sermayeyi haraca bağlayan, bunu sineye çekeni ihya eden, kabullenmeyenin ipini çekmeye kalkan bir kriminale uzun süre katlanamazlar. Bir sabah kalkıp “basın şu hayvanın holdingini” diyen bir şaşkının ülkesinde piyasa zorlanır.

Halkı ayağa kızdırıp kaldıran, meşruiyetini yitiren, bölgesel maceralarda fena çuvallayan bir hükümet.

Hem de küstah... Hem de görgüsüz.

Gördükleri budur.

Yararlanmaya devam ederler mi?

Ben Türkiye kapitalizmini ciddiye alıyorum!

Keşke beni yanıltsalar. Bir taşla iki kuş için fırsat yaratsalar. Nerdeee...