Başkan baba yasanın anasını...

Kemal Okuyan'ın “Başkan baba yasanın anasını...” başlıklı yazısı 7 Nisan 2013 Pazar tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Beklendiği gibi Anayasa Komisyonu’ndan uzlaşma çıkmadı, dört tane anayasa tasarısı çıktı! Bunları veri alacaksak, bu Meclis yeni bir anayasa yapamaz. Pazarlıklardan, vaatlerden, manevralardan yeni metinler de türeyebilir elbette ama şu andaki durum ortada: Meclis anayasa yapmayı beceremiyor.

O halde?

Meclis yapamıyorsa, Başkan Baba’mız yapar!

AKP’nin Meclis’e sunduğu tasarıda öyle yazıyor. Doğal olarak bizim en fazla önemsememiz gereken de AKP’nin niyeti. İktidarda onlar var, çoğunlukla onların borusu ötüyor. O borudan da “önce başkan, sonra anayasa” havası çalınıyor.

Demek ki, AKP’nin planları arasında bu da varmış. “Yeni anayasa” diye yıllardır tutturdular, sıkıştıklarını fark edince, halkın bazı başlıklarda “yok, o kadar da uzun boylu değil” diyeceğini anlayınca, “yeni anayasa” yerine “kolay değiştirilebilir Anayasa” formülünü getirdiler.

AKP’nin sunduğu tasarı, AKP Türkiyesi’ni anlatmıyor. Bir dizi başlıkta “geri adım” atmışlar. Osmanlı’da oyun gerçekten de çok. Geri adım atmışlar ve Başkan Baba’yı ileri sürmüşler.

Bir de…

Anayasa’ya değiştirilemeyecek hüküm koymamışlar.

AKP’nin tasarısı gerçek bir ticari zekayı yansıtıyor, helal olsun demek gerek. Ortaklarını punduna getirip tokatlamayı düşünen uyanık girişimci aklı.

Anayasa tasarısında gericilik, piyasacılık açısından beklenen performansın çok altında kalarak hassasiyeti olan kesimleri rahatlatmayı deneyen AKP, yeni bir anayasa önerirken en fazla o anayasanın nasıl değiştirilebileceğine ilişkin ayrıntıları düşünmüş.

Saçmalığa bakın!

Yıllar sonra onca tantana ile yeni anayasa hazırlamaya soyunuyorsunuz, sonra da anayasa değişikliğinin nasıl yapılacağına ilişkin bayağı ayrıntılı bir düzenek kuruyorsunuz. Bu ne acele, bu ne tez canlılık! Anayasa değişikliğine bu kadar meraklıysanız, ki meraklı olduğunuzu aradan geçen sürede gösterdiniz, neden “yeni anayasa” diye kafa ütülediniz?

Dikkatli bir göz, anayasa değişikliklerinde başkana çok özel bir rol düştüğünü hemen görür. Özetle AKP, önce yeni anayasa ile başkanlığa, başkanlık üzerinden de en yeni anayasaya ulaşma niyetinde.

Zaten bunu anayasanın başlangıcına koymuşlar da:

“Devletin temel amaç ve görevleri, milletin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleri ile bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”

“Kişinin temel hak ve hürriyetlerini…” ile başlayan bölüm, AKP’nin “en yeni anayasa” hedefinin itirafıdır. Hiçbir anayasa böyle bir saçmalığa yer vermez. Yeni anayasa yapıyorsunuz, kaldırın o zaman kardeşim o siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri! Yok, şimdilik suyu bulandırmayalım, onları Başkan Baba kaldıracak.

Anlayacağınız Başkan Baba, Yasa Ana’yı yapacak!

Yapacak da, nasıl yapacak? Seçime mi gidecek, birilerini ikna mı edecek?

Yoksa halk “bir şey yapamazsın” diyerek bu planı da mı suya düşürecek?