Artık bir zombimiz var

Tayyip Erdoğan, “görüntüleri boş verin, kapı gibi sağlık raporu var” dedi dün. Bir de, “attığınız başlıkta boğulacaksınız” gibi laflar etmiş! Kabataş’ta türbanlı genç anneye saldırıldığı, hakaret edildiği, cinsel tacizde bulunulduğunda ısrarlı.

Hangi rapordan söz ediyor?
soL’dan Elif Örnek’in ulaştığı, haberleştirdiği rapordan.
Olaydan beş gün sonraki muayenenin sonuçlarını yansıtan rapordan.
Morlukların iddia edildiği gibi 1 Haziran’da değil, muayene günü “yeni” oluştuğunu tespit eden rapordan.
Yalancının mumunu söndüren rapordan.

Şimdi de çıkıp, “hâlâ rapordan bahsediyorsunuz, ne raporu, benim genç kızımın ifadeleri var kapı gibi” diyebilir. Hatta hızını alamayıp, “bu ülkenin başbakanının o tarihlerdeki konuşması her şeyi ortaya koyuyor” diye diklenebilir.

Tayyip Erdoğan artık “inceldiği yerden kopsun” moduna geçmiş, daha önce de söylediğim gibi son umudunu “bu kadarını bile” onaylayacak, yani toplumun bu rezalete gık çıkarmayacak kesimlerininin kendisini terk etmemesine bağlamıştır.

Finalin trajikomik olacağından artık emin olabiliriz.
Bu onun kişisel finalidir.
Yoksa Türkiye başı sonu kestirilemez bir sürece girdi bile. Kaotik bir süreç demiş ve en iyimser tahminle yönetilebilir bir kaos haline ulaşabileceklerini vurgulamıştık.
Bu bile zor.

Kendi finaline doğru hızla yol alan Erdoğan dışındaki aktörler, yaşananları “kaos” olarak nitelendirmeyerek kaostan kaçınabileceklerini düşünüyorlar!
Olağanüstü bir şey yokmuş gibi davranmakta ısrarlılar.
Abdullah Gül ve AKP’deki diğer “muhalif” unsurlar, CHP, MHP, BDP… Yaşananların arka planını teşhis etmemekte direniyor ve BDP dışında şunu istiyorlar: Tayyip Erdoğan zayıflasın. BDP onu dahi istemiyor!

Anlamıyorlar ki, gelinen noktada, Tayyip Erdoğan oturduğu koltuğu terk etmeksizin artık daha fazla zayıflamaz. Zayıfladı zayıflayacağı kadar zaten, normalde orada oturması bile mümkün değil. Ancak aldığı darbelerden sonra, koltuğunda durduğu sürece alabildiğine özgür, özgür olduğu oranda güçlü bir liderdir Tayyip Erdoğan.

Karşısındakilerin arızasını fark etmiş, onların iktidarsızlığından sonuna kadar yararlanmaya karar vermiştir. Kimse Tayyip’in erken gitmesini istemiyorsa, o da bu “mecburiyet”i avantaja çevirebilir.

MHP’yi boş verelim. CHP’nin ve AKP içi muhalefetin yapısı, sınıf karakteri, ideolojisi bu tuhaflığa çanak tutuyor, tamam. Belli ki, dış güçler de “yumuşak geçiş”ten yana. Ancak siyasetin yasaları başka bir şey diyor.

Aylardır söylediğimiz “bu ceset gömülmezse çürütür” gerçeği, şimdi siyasete bir zombi hediye etmişe benziyor!
Biz kendi sorumluluğumuzun bilincindeyiz, yeterince hızlı ve etkili davranamadık. İstedik ama şimdilik olmadı. Peki CHP’deki solcular farkındalar mı, neye izin verdiklerinin? Son 2-3 ay, tarihe not düşmek, üzerlerindeki ağır sorumluluğun hiç değilse bir bölümünden kurtulmak için büyük fırsatlar sunmuştu. Sonuç kocaman bir sıfır.
Elde var zombi!

Yolsuzluk dosyalarına bağışıklı, yalanların ortaya çıkmasını önemsemeyen, yere düşürülmesi için daha etkili vuruşlar gereken bir yaratık.
Bir yandan, iyi… “Son vuruş” hakkı halka geçiyor gibi. Saray entrikaları işe yaramıyor, normal yollar hiç sonuç vermiyor. Demiştik ya “altın vuruş “gelebilir diye, mümkün ama şimdi bir zombileşme söz konusu olduğundan vuruşun şiddetini de artırmak durumundalar.

Zamana karşı yarış bu. Solun, halkın zamana karşı yarışı.
Diren zombi!