Türkiye’den kaç Hayme Ana çıkar?

Kütahya Valiliği bir proje başlatmış. Doğacak çocuklarına Hayme Ana adını verecek üç aileye birer küçük altın hediye edeceklermiş.

Kim bu Hayme Ana?

Kütahya İl Sosyal Etüt ve Proje Müdürü Mustafa Bakırdemir’in ağzından dinleyelim:

“Hayme Ana, fedakar Türk anasının en büyük timsalidir. Onun tarih içinde gördüğü fonksiyon pek az anaya nasip olmuştur. Hayme Ana, Kayı Boyu'nun lideri, komutanı, derleyicisi, devlet kurucusu gibi pek çok özelliğiyle tarihte yerini almıştır. O devlet evinin direğidir. Osmanlı Devleti'nin kurucuları Ertuğrul Gazi ve Osman Bey'in yetişmelerinde Hayme Ana kadar etkili olabilmiş başka bir insan gösterilemez. Hayme Ana, Orhun Yazıtları'nda örneğini gördüğümüz eşi ve oğlu ile ismi beraber anılan 'İlbilge Hatun' gibi devletin kuruluşunda fonksiyonel bir görev almıştır. Hayme Ana ile Ertuğrul Gazi'nin hayatı beraber yürümüştür. Çünkü ana ile oğul arasında Kayı Boyu'nun sevk ve idaresinde tam bir fikir birliği vardır. Hayme Ana, doğumlarda ebelik yapan bir kadın. 'Daha fazla çocuk, daha fazla güç' dercesine doğumları teşvik ediyordu. Hayme Ana gibi büyük bir şahsiyeti çocuklarımıza ismini vererek yaşatmak, atalarımıza olan değeri göstermek için bulunmaz bir fırsat.”

Kız evlatlarına Hayme Ana ismini koyacak ailelere verilecek altınları da ismini açıklamayan bir işadamının tedarik edeceğini söylüyor Sosyal Etütler ve Proje Müdürü…

Belli ki aileler çocuklarına “Hayme” adını koysa, bu da kesmeyecek müdürü. Yok “Hayme Ana” olacak!

Proje kararını “Hayme Ana’yı Anma ve Göç Şöleni” nedeniyle alelacele aldıklarını söylüyor. Üzerinde daha düşüneceklermiş. Düşünecekleri de şunlar: Ertuğrul Gazi, Osman Gazi, Osman Gazi’nin ağabeyi Savcı Bey…

Onlar için de üçer-beşer küçük altın verecek işadamı bulurlar elbet. Demek ki bundan dört-beş yıl sonra Kütahya sokaklarında şöyle manzaralara rastlanılabilecek:

- Anne, Hayme Ana Savcı Bey’in burnunu kanattı!
- Ertuğrul Gazi bırak sen onları yavrum. Al kardeşini de camiye gidin bakalım…

Proje Müdürü Mustafa Bey, gelecek yıllar için düşündükleri bu yeni kampanyaları açıkladıktan sonra Kütahya’da bu isimlerin yaygınlaşması gerektiğini sözlerine eklemiş. Sosyal Etüt yapıyor adam. Kütahya’nın en önemli sosyal gereksinimini keşfetmiş: Yeterince Hayme Ana yok, sokaklarda Savcı Beyler, Osman Gaziler dolaşmıyor! Tiz işadamları buluna, birer küçük altın alına!

Fakat ufak bir sorunu var Kütahya Valiliği’nin bu Zihni Sinir procesinin… “Sosyal proje”nin hakikaten sosyalleşmesi için işadamlarının kesenin ağzını epey bir açması lazım. Öyle üç Hayme Ana'yla, beş Savcı Bey'le yetinilmeyecekse tabi...

Valilik “yok, nasılsa bir yerden sonra halk kendisi bu isimleri koymaya başlar, biz bir motoru çalıştıralım da hele” gibi bir varsayım yapıyorsa büyük hata yapar. Keza Egelinin bu işi nereye kadar götüreceği belli olmaz. Sonra bir de bakarsınız Çavdarhisar (Aizanoi) sokaklarında Erato’larla Arkas’lar koşturuyor.

Ataysa ata, anaysa ana!