MİT kanununda yapmak istedikleri değişikliğin İçişleri Komisyonu’nda görüşülmesi öncesinde MİT’ten bir heyet, AKP’li komisyon üyelerine bilgi vermiş.
Bilgi vermek derken, yanılmayın... Daha ziyade, bu yasa görüşülürken yine Meclis’te çıkacak cenge hazırlamışlar vekillerini. Öyle anlaşılıyor.
Zira heyetin vekillere söyledikleri konusunda basına yansıyanlarda şu var: “Bu yetkiler ABD’dekinin 10’da biri bile değil. Pakistan’dan adamı aldılar. İmha ettiler. Okyanusa attılar. Bunu sadece ABD Başkanı’nın yazılı talimatına dayalı olarak yaptılar.”
Adam dedikleri Usame bin Ladin. İstihbarat teşkilatı, Meclis’e yasa sipariş ediyor ve bunu özetle, “biz de istediğimizi alacağız, Başkanımızın talimatıyla okyanusa gömeceğiz elhamdüllilah” diye savunuyor.
Bu konuşmanın devamında, “Dinleme teçhizatlarımızı da artıralım. Bizim dinlediklerimiz NSA’nın dinlediklerinin 10’da biri bile değil” demişler midir? Demedilerse akıllarına gelmediğindendir.
CIA’in Bin Laden operasyonunda kullandığı yöntemler nedeniyle aşılama kampanyanlarında görevli onlarca sağlıkçınn katledildiğini, çocuk felcinin Pakistan’dan Suriye’ye kadar yayıldığını hatırlatmaya gerek var mı? Evet, Bin Ladin’in yerini tespit etmek için sözde aşılama kampanyası adı altında insanlardan doku örneği toplayıp, DNA analiziyle El Kaide liderinin yerini tespit etmeye çalıştılar. Bunun için de kimseden izin almadılar. Belki Obama bir kağıt imzalamıştır ya da o kadar bile ilgilenmemiştir. Sonuç, onlarca sağlıkçının “ajanlıkla” suçlanması, katledilmesi ve binlerce çocuğun çocuk felci tehdidiyle yaşamak zorunda kalması oldu.
Halen sarsıntıları devam eden NSA skandalı, CIA’in dünyanın dört bir yanında kurdurduğu ölüm mangaları vesaire, MİT bunlarla ilgilenmiyor olaya “adamlar tak diye aldı, şak diye indirdi” mantığıyla bakıyor. Arkasından da “biz de isterük” diye Meclis’e heyetler yolluyor.
Gerçekten de MİT ile AKP arasındaki görüşmede bu söylenenlerin konuşulduğuna inanmak zor. Hepsinin bildiğini, yani “paçayı kurtarmak istiyorsak MİT’e tam dokunulmazlık vermemiz lazım”ı söyleme gereği duymamış olabilirler. Birbirlerinin gözlerinden okumuşlardır. İyi de heyete ne gerek vardı o zaman? Neyin propagandasını yapıyorsunuz birbirinize?
Her şeyi geçtim, emperyalist bir gücün karanlık operasyonlarının bir yasal yetki meselesi olarak sunulması başlı başına komik. Yahu, “Başkanınız” daha iki gün önce “Hakan’a, seni almak için kapına gelirlerse sakın kapıyı açma dedim” diyordu. Hakan dediği MİT Müsteşarı. Ülkenin Başbakanı ve de dün ortaya çıktı ki Cumhurbaşkanı’nın, bu Hakan’a tavsiyesi “aman ha kapını kapalı tut”! Şimdi Hakan’ın başında olduğu kurum, “bize yetki verin, dünyanın her yerinden adam alalım” diye iktidar partisine brifing veriyor.
Komik misiniz siz?
Akıllarınca hâlâ “büyük Türkiye”, “Osmanlı’nın torunlarıyız” sanrılarını kullanıp troll’lük(*) yapacaklar. Basına sızacak, millet de gaza gelecek, “verin MİT’e yetkiyi, yedi cihan bize kul köle olsun” diye alkış tutacak.
Siz hâlâ anlamadınız mı? Sizin istihbaratınızı gerektiğinde evine tıkar, kapı deliğinden baktırırlar.
(*) soL’da “troll” şöyle tanımlanmış özetle: Sosyal medyada veya benzer etkileşimli ortamlarda, sansasyon yaratacak içerik veya üslupta, diğer okuyucuları duygusal tepkiler vermeye zorlayacak mesajlar yazan kişi. AKP’nin çok troll’ü olduğunu biliyorduk da, MİT’in de troll’lerden oluştuğunu yeni öğrendik. Teyitli bilgi.