Soros’tan ‘sınıf analizleri’

Spekülatör George Soros, Newsweek dergisine devam etmekte olan ekonomik krizin olası sonuçları hakkında değerlendirmelerde bulunuyor. İlk bakışta sıradışı görünen çıkışlar yapmaktan hoşlandığı bilinen Soros’un Newsweek röportajı da benzer ifadelerle yüklü. Ancak rantiye zenginin röportajında yaptığı vurgular bir araya getirildiğinde, sivri görünen bu ifadelerin mensubu olduğu sınıfın bilincini hayli açık bir biçimde yansıttığı görülüyor. Soros, sınıfına, onun siyasi temsilcilerine konuşuyor. Zaten röportajı da Davos’ta yapılacak zirve öncesinde, belli ki ona bir hazırlık olarak vermiş

Örneğin döviz kurları spekülasyonuyla milyonlarca dolarlık servet biriktiren George Soros, bir süredir dolar karşısında değer yitiren Euro’yu açığa satmak (yatırımcının fiyatların düşeceği beklentisiyle, borçlanarak yüksek fiyattan sattığı menkul değeri fiyatlar düştüğünde geri satın alması) yerine, bu dönemde tam tersini yaptığını belirtiyor. Soros’un bu davranışı ancak “sınıf bilinci”yle açıklanabilir. Zira spekülatör, “Euro ayakta kalmalı, çünkü bunun alternatifi, yani bir çöküş, Avrupa’nın ve dünyanın kaldıramayacağı bir iflasa neden olur” sözleriyle bu dönemde neden Euro’ya karşı spekülatif bir saldırı başlatmadığını dile getiriyor. Ardından da başta İtalyan tahvilleri olmak üzere, son dönemde 2 milyar dolar tutarında Avrupa tahvili aldığını söylüyor.

Newsweek, “Bu büyük açığa satışçı yumuşamaya mı başladı” diye soruyor ve “evet, Soros zengin kalmaktan çok ayakta (hayatta) kalma endişesini taşıyor” cevabını veriyor. Bu da spekülatörün sınıf bilincinin kaynağına, kriz dönemlerinde sermayenin ortak bir bilinçle hareket edebilmesinin nedenine ışık tutuyor.

Newsweek Soros’un yalnızca “varlıklarınızı koruma zamanı” değil, “felaketi savuşturma zamanı” dediğinin altını çiziyor. Spekülatöre göre dünya “büyük bir musibet dönemi”nden geçiyor. Soros “musibet”i küresel iktisadi düzenin toptan çökmesi olasılığı olarak tanımlıyor. “Etkin piyasalara duyulan inancın –piyasaların rasyonel oldukları ve felaketten sakınacak şekilde kendi kendilerini düzenleyebildikleri düşüncesi– muazzam bir şekilde yerle bir olması, Marksizmin bir siyasi sistem olarak çöküşüyle karşılaştırılabilir” diye devam ediyor.

Soros, kuşkusuz, kapitalist sistemin kendiliğinden çökmeyeceğinin bilincinde krizin sınıf mücadelesinde sermaye egemenliğinin başına daha ciddi belalar açmasına engel olmak üzere başka bir ideolojik/siyasal formasyon geliştirilmesi gerektiğini savunuyor. Bu savunusunun sınıfdaşlarının gönül telini titretmesi amacıyla olsa gerek, antikomünizme başvuruyor. Emperyalizmin Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle kazandığı büyük zaferi hatırlatarak, “bizim de akıbetimiz aynı olmasın” uyarısında bulunuyor.

Ardından sınıf mücadelesinin güncel konularına geri dönerek, Yunanistan’a ve onunla birlikte Avrupa’ya değiniyor. Davos’taki zirvede liderlere “2012’de Yunanistan’ın resmen iflas ilan etmesinin, etmemesinden daha büyük bir olasılık” olduğunu anlatacağını söylüyor. Avrupalı liderlerini “yalnızca durumu yatıştırmak için gerekeni yapmakla, ama sorunu çözmek için bir şey yapmamakla” eleştiriyor. “Sorunu çözmek” herhalde en çok Yunanistan’ı ima ediyor.

Angela Merkel veya Nicolas Sarkozy kurtuluşu kıta dışında arıyorlarsa yanılıyorlar, diyor. “Kısa süre önce Çin’e gittim ve Çin, Avrupa’yı kurtarmaya gelmeyecek” diye ekliyor.

Buradan kriz döneminde kendisinin ve sınıfının görmek istediği türden toplumsal mücadele biçimlerine dönüyor. Belli ki bu bir çeşit, “sermaye egemenliğinin aşınan meşruiyetini tamir etmekte bu tür hareketleri kullanabiliriz” çağrısı. Bu yaklaşımın doğru olup olmadığı ayrı bir tartışma konusu. Ama Soros’un sınıfının bilincine hitap ettiği kesin…

Wall Street’i İşgal Et hareketine değinerek, hareketin “tam olarak şekillenmemiş, lidersiz bir protesto türü” olduğunu, ama büyüyeceğini söylüyor. Hareketin “kurumsallaşmış solun son çeyrek yüzyılda gündemine almayı başaramadığı konuları gündemine aldığını” söyleyerek, ona hayırhah baktığını belli ediyor, ama el altından onu desteklediği iddialarını reddediyor. Bu hareket sayesinde işsizlik, borç, işgal gibi sözcüklerin ana akım medyada ne kadar sık yer ettiğini örnekliyor.

Yani?

Birkaç dakika önce “Yunanistan batacak, çözüm getirin” diyen bir kişinin, Yunanistan’daki emekçi sınıfların bastırılamayan mücadelesine, onun deyişiyle, “kurumsal sol” öncülük ediyorken, ABD ve Batı Avrupa’daki toplumsal hareketlere hayırhah bakması, mensubu olduğu sınıfın bilinci açısından ne anlatıyor? Wall Street’i İşgal Et hareketine baktığında “lidersizliği” ve ana akım medyada yer bulma becerisini görmesi bir ipucu sayılabilir mi? Bu hareketin karakteri budur ya da değildir, dediğim gibi bu ayrı bir konu… Ama şurası açık: Soros, onu öyle görmek istiyor ve bu dikkate alınmalı.
Devam ediyor… “Öfke büyüdükçe, Amerikan kentlerinin sokaklarında ayaklanmalar çıkması kaçınılmaz” diyor. “Bu da kanun ve düzeni korumak için sert önlemler almanın ve sindirme taktikleri kullanmanın bahanesi olacak. Bireysel özgürlüğün daha fazla kısıtlandığı bir toplum ABD’nin geleneğinden bir kopuş olur.” Bu sözler mensubu olduğu sınıfa verilen “meşruiyetimizi kaybediyoruz” uyarısı gibi görünüyor.

Rantiye Soros, röportajın sonunda “umudu” nerede gördüğünü açıklıyor. 2012’de dünya için bir umut ışığı varsa bunun “yükselen piyasalarda” olduğunu söylüyor. Türkçe ifadesiyle azgelişmiş kapitalist ülkelerde… “Ortadoğu’ya yayılan demokratik reform hareketi, Afrika’da demokrasi ve iktisadi büyümenin yaygınlaşması, hatta Rusya’da bile gerçekleşen reformlar dünyayı bu bataklıktan çıkarabilir” diyor.

“Kriz dönemlerinde imkansız imkanlı hale gelir” diyerek sınıf bilincini aforizma üretme düzeyine taşıyan spekülatör, özet olarak Ortadoğu’da, Afrika’da, Rusya’da vs. aynen devam diyor.