‘Özel’ Paşa

Genelkurmay Başkanı bir haftadır kayıp. Bir operasyon geçirdiği söyleniyor. Ne operasyonu olduğunu bilen pek yok. Ama bir “operasyon” geçirdiği kesin.

Esas tartışma, bu “operasyonun” istifasına neden olup olmadığı...

Dün gazeteciler Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a bu konuyu sordu. Yılmaz’ın cevabı şöyleydi: “Görevde bulunduğu süre içerisinde, görevini hakkıyla yapmış bir Genelkurmay Başkanımızdır. Yapmış olduğu tüm hizmetler için teşekkür ediyorum. (...) Dört yıllık görev süresi, 30 Ağustos 2015'te doluyor. Dolayısıyla da kendi görev süresinin normal yönde biteceği kaç ay kaldı? Birkaç ay kaldı. Dolayısıyla bazı şeyler vardır, hayatın doğal akışına aykırı bunu düşünmek... Genelkurmay Başkanımızın 30 Ağustos'taki sürecinin yasal olarak biteceği doğal süreç varken, onun dışında kalarak bir-iki ay önceden, görevinden istifa etmesi veya ayrılmasının doğal olmadığını, Genelkurmay Başkanımızın da bunu düşünmediğini açıkça ifade etmek isterim.”

Bu açıklama, “Görevini hakkıyla yapmıştır, teşekkür ediyorum. Doğal süreç varken, istifayı düşünmediğini açıkça ifade etmek isterim” diye özetlenebilir. Türkçe meali de şu oluyor: Genelkurmay Başkanı pek özel bir paşadır, kulağının üzerine yatmak konusunda üstat olduğunu daha önce pek çok örnekte kanıtlamış, bu konudaki becerileriyle Hükümet’in takdirini kazanmıştır. Kendisi kalan 3 aynı istirahatte geçirecektir.

Peki, bu pek Özel Paşa’nın başına ne geldi, niye operasyon geçirdi?

Önce meselenin Suriye savaşı olduğu söylendi. “Özel Paşa, Suudilerle maceraya girmek istemiyor” spekülasyonları yapıldı.

Ama bu iddiada bir tuhaflık vardı. Zira Hakan Fidan’ın şu meşhur “yollatırım iki adam, attırırım iki füze” dediği tapedeki seslerden biri de Genelkurmay 2. Başkanı’na aitti. Ve yine MİT tırları soruşturmasından tutuklanan Savcı Aziz Takçı diyordu ki, bir; cihatçılara en az 2 bin kamyon silah gitti, iki, MİT’in silah sevkiyatı yapmaya yetkisi yok, TSK’nın var.

Yani ordunun başındaki zat, Suriye’yle ilgili Dışişleri Bakanlığı’nda savaş senaryoları tartışılırken de, Suriye savaşı için yurtiçi ve yurtdışında birilerine tırlar dolusu silah taşınırken de, itiraz etmek şöyle dursun,  “ne yapıyorsunuz, benim yetkimi gasp ediyorsunuz” bile demiyordu. Şimdi neden birden bire aynı konuda operasyon geçirmeyi göze alsın?

Bu iddia inandırıcı değildi. Ama çok sürmeden, geçirdiği operasyonun daha olası nedenini öğrendik hep birlikte. Önce orduda “paralel operasyonu geliyor” manşetleri atıldı. Ardından MİT tırları meselesi üzerinden 10 muvazzaf asker hakkında daha gözaltı kararı alındı. Haklarında “terör örgütü kurmak ve yönetmek”ten, “darbeye teşebbüs”e kadar pek çok suçlamayla...

Bu operasyondan bir önceki akşam, AKP’nin hep dangıl dungul vekili Şamil Tayyar, orduda Cemaat operasyonlarının ağırlığından dert yanıyor ve Özel’i suçluyordu: “Ordudaki paralelciler ile ilgili çok sayıda ihbar geldiğini biliyoruz; ama şahsi olarak ben bunların yerine getirilmediği kanaatindeyim. Burada da Sayın Genelkurmay Başkanı'nın rolü olduğunu düşünüyorum. Daha katı, keskin ve mücadeleci olabilirdi.”

Oysa Genelkurmay Başkanı’nı “Özel Paşa” yapan tam da buydu; katı, keskin ve de mücadeleci olmaması...

Ergenekon ve Balyoz davaları yürürken, “ben de bireysel olarak tepki gösteriyorum, ilgili makamlara şikayetlerimi iletiyorum” türü cümleler kuruyor ve en iyi bildiği işi yapıyor, kulağının üzerine yatıyordu. Aradan zaman geçip, AKP Cemaat’le kavgaya tutuştuktan sonra Ergenekon ve Balyoz tutukluların salıverince, bu kez “ben de çok rahatladım, arkadaşlar artık özgürler” deyiveriyordu. MİT Suriye’de oluk oluk kan döken cihatçılara kamyon kamyon silah taşırken de hiç oralı değildi.

Ama bunlar AKP’ye yetmedi, yetmez. Çok Özel Paşa’nın anlamadığı da bu oldu.

Mesele AKP’nin iktidar savaşı olunca, seferberlik beklenir, kulağının üzerine yatarak olmaz. Bunun için de seferber olamayacak kadar sinik olanlar illa bir operasyon geçirir ve en iyi ihtimalle “doğal yollardan” giderler.