Devlet Bahçeli ne yapmak istiyor?

İşin en kolay tarafı, Devlet Bahçeli’nin böyle yapmakla MHP’yi ve kendini bitirdiğini söylemek. Bunu büyük bir olasılıkla kendi de görüyor. Bizim sorumuz farklı, cevabımız da farklı olmak zorunda. Bizim düşündüğümüzü elbette Bahçeli de düşünüyordur, düşünemiyor demek hakarete girer.

O halde?..

Yeni bir Numan Kurtulmuş olayı mı desek, yetmez, zira MHP’nin seksen milletvekili var. Numan Kurtulmuş ise yükselen bir değerdi, Recep Tayyip Erdoğan Saadet Partisi’nin önünü kesmek için onu kanatları altına aldı. Almasa kendi oylarında bir miktar düşüş olurdu belki, ama yine tek başına iktidarı kucaklardı.

Dışarıdan bakan bizler için üç tane affedilmez hata yaptı: Birincisi Meclis başkanlığı seçiminde kendi adayını bile desteklemekten uzak durmasıydı, ikincisi Mecliste “terör ile mücadele için komisyon kurulması”na olumsuz yaklaşarak AKP’yi rahatlatmasıydı, üçüncüsü ise dün yaptığı “AKP azınlık hükümeti kurarsa destekleriz,” mesajıydı. Bunu Genel Başkan Yardımcılarından Semih Yalçın yaptı, ama sonuçta Bahçeli’nin haberi olmadan böyle bir açıklama mümkün değildi.

Sonuçta AKP’ye dedi ki, muhtemel (hatta kesin) erken seçime devlet olanaklarıyla gitmene izin veriyorum. Sen erken seçim kararı al, ben de senin azınlık hükümetini destekleyeyim.

Akla zarar bir yaklaşım.

Türkiye tuhaf olaylarla sarsılıyor. Bir tarafta kendi başbakanlığını altın tepsi içinde başkanlık sistemine sunan Davutoğlu, diğer yanda seçime giderken devlet olanaklarını kullanması için yolu açan bir muhalefet partisi, bir başka yanda, her türlü ödünü vermeye razıyız diyen bir ana muhalefet partisi...

Önce ne dedi Bahçeli? Açılım sürecinin tamamen bırakılması halinde koalisyon bile düşünebiliriz...

Buradan şunu anladık ki, MHP, HDP’nin şu veya bu biçimde yükselmesini, ülkenin yönetimine ortak olmasını istemiyor. Tabanı da bunu destekliyor.

Peki üç günde ne değişti? HDP zaten zor durumda... Açılım diye bir süreç zaten fiili olarak kalmamış. Bunu şart olarak koşmasına gerek yok MHP’nin, kendiliğinden bitti ve Kandil de açıkladı. HDP boşa kürek çekiyor.

Ama bu yetmedi Devlet Bahçeli’ye, baktı ki AKP kendisiyle bir koalisyon kurmaya gitmeyecek. CHP ile de yapmayacak. Hala Saray’ın efendisinin sözleri ve kararları geçerli, o halde en iyisi AKP azınlık hükümetini desteklemek, zira HDP’nin canına okumaya devam edecek bunlar.

Ama erken seçime giden AKP, seçim propogandası süreci boyunca tüm devlet olanaklarını kullanacak. Bu durumda MHP, HDP ve CHP maça iki sıfır geriden başlayacak.

Anlamak zor gerçekten, ama cemaate yakın kanalları izlediğinizde, işin farklı olduğunu, MHP’nin neden böyle davrandığını anlayabiliyorsunuz. Cemaate yakın kanallar illa CHP-AKP koalisyonu kurulsun diyor. AB ve ABD’nin yaklaşımı da aynı yönde. Ancak Saray’ın efendisi çok iyi biliyor ki, CHP ile cemaat dirsek temasında. MHP de bunun farkında ve ön kesmeyi kendine görev edinmiş durumda. Elbette derdi cemaat falan değil Bahçeli’nin ve MHP’nin, onların derdi HDP ve PKK. MHP’nin korkusu, bir anda Davutoğlu’nun Saray’a, “yeter, ülkeyi ben yönetiyorum, icra makamı benim,” demesi. Bunu Davutoğlu’nun söylemesi yüzde iki-üç de olsa, bu ihtimali bile göze alamıyor MHP ve ne olursa olsun AKP’nin kesin ağırlığı olan bir hükümeti arzu ediyor.

Çünkü şu anda PKK ve HDP ile tam bir savaş halinde olan AKP... Her gün ölümlerin gelmesi, AKP’nin “açılım” denen garabeti tamamen terk etmesi MHP’nin, özellikle de Devlet Bahçeli’nin işine geliyor. HDP veya CHP ile kurulacak bir koalisyonun ise tüm dengeleri altüst edeceğinden emin. Bu durumda yaptığı koalisyon teklifine ek olarak, ama mutlaka olmasını da isteyerek, “azınlık hükümetine destek vereceğini” açıklıyor.

Özetle, Devlet Bahçeli için tek hedef HDP’nin şu veya bu biçimde sonlandırılması, yok edilmesi. Kendini buna adamış durumda. Yasal olarak Meclis’te temsiline bile razı değil. Kendine yetişmiş ve hatta büyük olasılıkla ilk genel seçimde kendini de geçecek olan HDP’nin önünü kesmek için, AKP ile gerdeğe girmeye razı. Bu kendini bitirecek de olsa, razı.

Bu da başka bir tutarlılık, doğru değil belki, ama tutarlılık...