Martin Bernal'ın işaret ettiği gibi Avrupa-Atlantik sınırının ötesinde kalan ya da bu ideolojinin onayından geçemeyen halkların hızla dehümanizasyona tabi tutulacağı bir döneme giriyoruz.

Beş yıl içinde bir dünya savaşı başlayabilir

Ejderha Ateşi (Dragon Fire), İngiltere'nin yeni savunma silahının adı. Aşağıdaki fotoğraf dikkatle incelendiğinde görülecek ki savaş sevdalısı İngiliz yöneticiler, bu silaha isabetli bir isim bulmuşlar. Silah, 'Bayraktar' ailesi için kötü bir haber niteliği taşıyor. Zira, bu teknolojik mucizenin ana hedefi insansız hava araçlarının düşürülmesi ve İngiltere ya da müttefiklerinin hava sahasının etkin bir biçimde korunması.1 Silah gökyüzüne gönderdiği etkili ışık huzmeleriyle 'yıldız savaşları' filmindeki ışın silahlarını andırıyor. Bir filmden örnek vermek her zaman konunun ağırlığını hafifletir. Biz konuyu çok fazla hafifletmeyelim ve hatırlatalım; İngiltere eski Genelkurmay Başkanı Nick Carter'ın dediği gibi, ülke hızla küresel bir savaşa (3. Dünya Savaşına) hazırlanıyor.2

İngiltere'nin geliştirdiği lazer silahı ilk kez kuzeybatı İskoçya'daki Hebrides sıradağlarında denendi ve havadaki temsili düşman hedeflerine ateşlendi.

İngiliz savunma bakanlığı kaynaklarına göre, teknolojinin bu son harikası oldukça ekonomik bir silah. Bu lazer silahını 10 saniye boyunca ateşlemenin maliyeti, evde kullanılan bir ısıtıcının bir saat çalışmasıyla harcadığı enerjiye denk. Bu da silahın atış başına maliyetinin oldukça düşük olduğunu gösteriyor. Bu silah hem kara ordusunun hem de kraliyet donanmasının hava savunma yeteneklerinin bir parçası olacak ve İngiltere'yi kendi başına açtığı belalardan sözde kurtaracak.

İnsanların evsizlikle, ısınma sorunlarıyla ve gıda bankalarından yardım alarak yaşamak için mücadele ettiği İngiltere'de Tory hükümeti, multi milyon sterlin boyutunda bir bütçeyi savunmaya (silahlanmaya) ayıracak. Anlaşılan o ki yeni icatlar kapıda ve insanlık bu icatları yine savaş denilen melanetin teşvikiyle bulacak. Tıpkı radyo ve internette olduğu gibi...

Avrupa, geliştirilen tüm bu epik silahların gölgesinde hızla irtifa kaybediyor. Irkçı ve Nazivari yönetimler hızla iktidara yürüyor. Peki, Nazilerin yeniden iktidara gelmesi nasıl bir anlam taşıyor? Sermaye, tüm Avrupa'yı bir savaş pozisyonuna geçirebilmek için kendi savaş kabinelerini bir bir oluşturmaya çalışıyor. Yalnız bu seferki ırkçı deneyimi geçmişte Almanya'da yaşanan Nazi deneyimiyle karıştırmamak gerekiyor. Kesişim noktaları olmakla birlikte, bu sefer 'Avrupa Merkezci İdeoloji'nin hakim olduğu bir ırkçılıkla yüzleşeceğiz. Martin Bernal'ın işaret ettiği gibi Avrupa-Atlantik sınırının ötesinde kalan ya da bu ideolojinin onayından geçemeyen halkların hızla dehümanizasyona tabi tutulacağı bir döneme giriyoruz. Bu yüzden Ukrayna savaşından sonra Avrupa'ya göç etmek zorunda kalan Ukraynalıların elde ettikleri ayrıcalıklara ve Ukraynalı olmayan mültecilerin karşı karşıya olduğu muamelelere ve ikiyüzlülüğe iyi bakmak gerekiyor. Bu tür bir ırkçılığın temel kodlarını orada bulabiliriz. Bu yüzden Avrupa merkezci ideolojiye sıkı sıkıya iman etmiş bir patron olan Rishi Sunak esmer teniyle pek ala bu inanç uğruna savaşabilir ve kendi teninden olan insanları gözünü kırpmadan insanlıktan çıkarabilir. Yeni bir dünya savaşı için etkili bir ideolojiye ihtiyaçları var ve bu etkili ideoloji cephaneliklerinde mevcut. Bir savaş pilotununun ses hızını geçerek ulaştığı düşman topraklarında bombalayacağı evleri, çocuk parklarını ve diğer her şeyi insana ait bir obje olarak görmemesini sağlayacak olan tek şey bu! Örneğin: İsrail'in Gazze'de yaptığı şey tam olarak buydu. Şimdi, tek tek yaşanan gelişmelere bakalım...

- İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, geçtiğimiz Pazartesi günü yaptığı açıklamada 5 yıl içerisinde küresel bir savaşın başlayabileceğini ve bunun için hazırlıkların hızlandırılması gerektiğini söyledi. Savunma Bakanı Shapps, ayrıca 2024 yılının İngiliz savunması için bir dönüm noktası olduğunun altını çizdi. Bakana göre, İngiltere'nin irrasyonel güçlerle karşılaşması kaçınılmaz (tıpkı I. Dünya Savaşı öncesi İngiliz raporlarını andırıyor bu söz... İngiltere'nin Almanya ile karşılaşması şart ve kaçınılmaz). Kim peki bu ülkeler? Rusya, Çin, İran ve Kuzey Kore. Bakan Grant Shapps, hızını alamıyor ve ekliyor İngiltere savunma alanında yapacağı yatırımı GSYİH'nın %2,5'ine çıkarmayı hedefliyor. NATO üyesi ülkelerin savunma yatırımında geri kalmaması ve hızla buna odaklanmaları gerektiğini de sözlerine ekliyor. Türkiye'de bir anda patlama yapan mucizevi silah üretimini bununla ilişkilendirmek mümkün mü? Peki, çanlar kimin için çalıyor?3

- Türkiye'de televizyonda denk geldiğim bir habere göre, önde gelen bir NATO yetkilisi, Batı'daki sivillerin ve silahlı kuvvetlerin Rusya ile başlayacak bir savaşa hazırlıklı olmaları gerektiğini söyledi. Memlekette habercilik yerlerde süründüğünden gazeteciliğin en önemli sorusu olan 'kim?' sorusunu unutmuş görünüyorlar. Şimdi, kim sorusuna yanıt arayalım. Açıklamayı yapan kişi NATO Askeri Komitesi Başkanı Amiral Rob Bauer. Bauer, 'barışın devam etmesi kesin değil' diyor. Kabiliyetli Amiralimiz, Rusya ile bir savaşa hazırlanıyoruz diyor. Askeri tarihçi John Keegan'ın modern dünyada savaşta olma tezini takip edersek eğer, diplomatların susup komutanların konuştuğu bir evreye savaş evresi diyebiliriz. Demek ki ilerleyen günlerde askerler daha çok konuşacak ve yoksullar daha çok ölecek. Kısacası bu teze göre zaten savaştayız.

- Davos'ta gazetecilere açıklama yapan İrlanda Başbakanı Leo Varadkar, Ukrayna için verilen mücadelenin Avrupa değerleri için verilen bir mücadele olduğunu belirterek, Avrupa konseyinin Şubat ayında beklemede olan 50 milyar Avroluk Ukrayna yardım fonunu onaylamak için bir oylama yapacağına inandığını söyledi. Varadkar, Ukrayna'daki savaş ne kadar sürerse sürsün Ukrayna'nın yanında olacaklarının altını çizdi.4 AB ve ABD'ye Ukrayna'ya maddi destekte bulunma çağrısı yapan İrlanda Başbakanı, Avrupa'daki yoksulluğa ve krizlere rağmen 50 milyarlık dev bir hibenin Ukrayna'ya verilmesi gerektiğini söylüyor. İşte ücretsiz eğitime ve sağlığa harcanması gereken paraların gittiği yerler. Demek ki bu dev kamusal bütçeleri bir grup göçmen ya da mülteci yemiyor. Bu bütçeler açık açık zenginlerin savaşına harcanıyor. Not: İrlanda'da evsizlerin sayısı yeni bir rekor kırdı ve 13.500'e ulaştı.5

- Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, Alman yayın kuruluşu Der Tagesspiegel'e verdiği demeçte, 'Putin 10 yıl içinde NATO'ya saldırabilir' dedi. Ayrıca Pistorius, kendi uzmanlarının verdiği bilgilere atıf yaparak böylesi bir savaşın 5 ila 8 yıllık bir süreçte gerçekleşebileceğini öngördüklerini belirtiyor.

- NATO son yılların en büyük askeri tatbikatını yapacak. Mayıs ayı sonuna kadar sürecek olan 'Steadfast Defender-2024' askeri tatbikatında 90 bin askeri personelin katılması bekleniyor. NATO Askeri Komitesi Başkanı Hollandalı Amiral Rob Bauer'in sözlerini anımsarsak eğer bu tatbikatta Rusya ile gerçekleşmesi muhtemel savaşın simüle edileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bitmek bilmez seçimlere ve kendilerine dayatılan gündemlere boğulan yoksul insanlarımızın tüm bu kritik gelişmeleri tartışmasını istemiyorlar. Neden? Eğer insanlar bunları tartışacak olursa bir dünya savaşının kapıda olduğunu rahatlıkla görecekler. Bu savaşa NATO üyesi olarak girecek olan Türkiye'nin doğrudan hedef olacağı kanısına varmaları ise o kadar zor bir iş değil. Sermaye cephesinden bakıldığında bir dünya savaşında Türkiye'nin ne pahasına olursa olsun NATO'da kalması gerekiyor. Bunun için kamuoyunu oyalamaya devam edecekler. Gerekirse bu uğurda ülkemiz bitmeyen bir seçim çağına bile girebilir. Şimdi, Hollandalı Amiral'in uyarısıyla Rusya ile savaşa hazırlanan bir ülkeyi inceleyelim. Seda Şanlıer, İsveç'te yaşıyor ve oradaki atmosferi şu şekilde özetliyor:

"Evet bakanlar ve milli savunma bakanı savaşa hazırlıklı olmayız diye açıklama yaptılar. Açıklamalar tedirginliğe sebep oldu haliyle. Bu söylem en çok gençleri etkiledi. Burada 'BRİS' adında bir organizasyon var, bağımsız bir organizasyon. Çocuk hakları ile ilgilenen bir kurum bu. Savaş söylemleri sırasında gençler en çok bu kurumu arayıp savaşla ilgili tedirginliklerini ifade etmişler. Ayrıca insanlar deli gibi kendi bölgelerinde bulunan sığınak yerlerini öğrenmeye çalıştılar. Savaş için gerekli eşyaları satın almaya başladılar. Toplumda bir huzursuzluk baş gösterince Başbakan yeniden açıklama yaptı. Çünkü bu savaş atmosferi toplumda ciddi bir tedirginlik ve tepkiye neden oldu. Sosyal medyada da bu konuda çok tartışmalar oldu. Başbakan (Ulf Kristersson), insanları korkutmak istemediklerini ancak savaşa hazırlanmak zorunda olduğunu söyledi. Televizyon programlarında da bu konu tartışıldı. Durumu eleştiren eski bir sosyal demokrat (Göran Greider) ordunun savaşı özlediğini ve bunu açıktan söyleyemediği için buna benzer açıklamalar (savaş söylencesi) yaptığını söyledi. Bu sözler tartışma yarattı. Milli Savunma Bakanı'nın açıklamaları ve askeri kaynaklardan gelen mesajlar toplumu tedirgin etti. Bunu yatıştırmak için başbakan çeşitli açıklamalar yaptı ama şimdi büyük bir tatbikat var NATO’da (Steadfast Defender-2024) İsveç dahil İskandinavya ülkeleri biraz buna yoğunlaşmış durumdalar."

Seda Şanlıer, İsveç'in savaş hazırlıklarının yeni olmadığına dikkat çekiyor ve sözlerine şu şekilde devam ediyor:

"Yanlış hatırlamıyorsam 2018 yılında halka bir 'savaşa hazırlık broşürü' dağıtılmıştı. Bu broşür kısaca savaş ve kriz anında ne yapılması gerektiğini söylüyor. Broşürün kapak görselini seninle paylaşacağım. Okurlarının bu bilgileri edinmeleri, bugünkü Avrupa'yı anlayabilmeleri için çok önemli. Maalesef Avrupa'daki yönetici sınıf bir ikiyüzlülük ve savaş psikolojisine-irrasyonalizme teslim olmuş durumda".

2018 yılında İsveç halkına savaş ve kriz anında ne yapmaları gerektiğini öğreten broşürün kapağı

Dünyayı yöneten tekellerin savaştan başka bir seçeneği yok gibi görünüyor. Bir dünya savaşı yoksullar cephesindeki en kötü ihtimal. Yıllardır savaş savaş diye kıvranan İngiliz yöneticiler, nükleer bir güç olan Rusya ile savaşmaya neden bu kadar istekli? Tory canavarlarından birine bu soruyu gerçekten yöneltebilmek isterdim. Zira artık bir soğuk savaş ezberine dönüşen nükleer caydırıcılığın, neyi ne kadar caydırdığı bir tartışma konusu.

Yakın zamanda ölen ABD'nin efsanevi diplomatı, hatta dünyada diplomasiyi icat eden adam diye böbürlenilen Henry Kissinger, dünya savaşı ihtimalinden çok rahatsızdı. Rahatsızlığının sebebi, milyonlarca yoksul insanın ölmesi, evini barkını, yurdunu kaybetmesi değildi elbet. Kissenger, ABD-Çin karşılaşmasında bir I. Dünya Savaşı kabusu görüyordu. Böylesi bir savaşın sonucunun tam da istendiği gibi olamayabileceğini öne sürüyordu. Yani bu küresel savaşın sonunda kapitalizm yeni bir Bolşevik devrimiyle yüzleşmek zorunda kalabilirdi. Tüm bu iç karartıcı savaş ve yıkım senaryolarının içinde belki de iyiye ve umuda dair olan şeyi yine düşmanın zihninde buluyor olmak tarihin bir ironisi olsa gerek. Sonuçta Henry Kissinger, örgütlü bir sınıfın adamı ve örgütlü sınıf kendisine dönük tehlikeleri önceden rahatlıkla sezebilir.

İşçi sınıfı örgütsüz ve dağınık olduğu için maalesef kendisine karşı hazırlanan bu yeni cehenneme karşı duyarsız ve yabancı görünüyor. En azından İngiltere'den bakınca durum böyle görünüyor. Yakın gelecekte daha fazla insan savaşlarla öldürülecek ve pek çoğu evlerini, yurtlarını kaybedecek. Bu yüzden milyonlarca insan akın akın savaş bölgelerinden göç edecek. Nükleer bombaları ya da insansız hava araçlarını ışın silahıyla yok etmeyi planlayan İngiltere bu insanlarla ne yapacak? Avam kamarasından geçip, lordlar kamarasına doğru yol alan Ruanda gibi planları mı işletecek? Bu ölümcül cendereden kurtulmak istiyorsak bizi savaşlara, kıtlığa ve vahşi kapitalizmin kıyma makinesine sürükleyen hükümetlerimizi alaşağı etmek zorundayız. İşte o zaman gerçekten konuşma hakkını elde etmiş olacağız! Bunun için güçlü bir ruha ve güçlü bir çağrıya ihtiyaç duyuyorsak eğer tarihin tozlu sayfalarına bakarak o ruhu bulabiliriz. İrlandalı büyük devrimci James Connolly'nin emperyalist İngiltere'ye karşı verdiği mücadeleye ve onun sözlerine bakmamız böylesi bir enerjiyi yaratmak için yeter de artar bile.