Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, 4-1 kazanılan Kosova maçı sonrasında basın toplantısı düzenledi.

Arda Turan kriziyle ilgili olarak konuşan Terim, "Olay Bilal Meşe meselesi değildir. Söylüyorum, evet gazetecileri ben aldım uçağa. Gerekirse bundan sonra yine alırım. Gazetecileri uçağa alırken oyunculara soracak değilim" ifadelerini kullandı.

Terim'in ilk açıklamaları şöyle:

"Çok da rahat bir galibiyet aldığımızı söyleyemeyiz. Kosova kendi sahasında dişli bir rakip.

Ülke içerden ve dışarıdan birçok düşmanla mücadele ederken, böyle bir şımarıklıkla gündeme gelmiş olmaktan hicap duyuyorum. 2016'da bir takım şeyler yaşandı, bu sadece prim olayı değil.  Biz hepimiz toplandık da sadece Burak'a prim vermeyelim mi dedik. Sadece prim konusu değildi oradaki olaylar. Antrenmanlara geç çıkıldı. Fotoğraflara girilmedi. Döndükten sonra da hiç kimsenin bilmediği ve duymadığı şekilde kadro açıkladım ve bazı arkadaşlarımızı almadım. Muhakkak hepsi büyük oyunculardır, itirazım yok. Ama bir yerde de ilkeler, disiplin ve herkesin kendini bilmesi çok önemli. Kulüpte beğenmezseniz yollarsınız, cezasını verirsiniz. Ama Milli Takım'da oyuncular sizin değildir. Bugüne kadar benim idare ettiğim takımlarda hiçbir sorun olmamış, ama dışarıdan idare ediliyorsa, o başka. Bu zaman zarfında oyuncularımız tarafından Fransa'da basın mensuplarına bilgi sızdırıldığı denildi hep. Hande Sümertaş'ı yalnız mı sandınız? Kaç yıldır bizimle çalışıyor. Biri de desin ki Hande bana bilgi sızdırdı... Euro 2016'da bilgi sızdırıldığı suçlamaları oldu. Biriniz de desin Hande bu bilgileri sızdırdı. Oyuncularım, ekibimde yer alanların bildiklerini anlatmayacaklarını bilirler. Anlatırlarsa, kötü şeyler olacağını da bilirler. Olay Bilal Meşe meselesi değildir. Söylüyorum, evet gazetecileri ben aldım uçağa. Evladımız yerine koyduğumuz bu oyuncuların daha iyi olması dışında biz ne düşündük ki? Bu ilk kez olan bir uygulama değil. Sizin müdürlerinizle de, genel yayın yönetmenlerinizle de gittik. Gerekirse bundan sonra yine alırım. Gazetecileri uçağa alırken oyunculara soracak değilim.

Üstelik gazeteciler bu uçağa bedava binmiyorlar. Gazeteler, bu paraları ödüyor. Tekrar söylüyorum, prim meselesi esas mesele değil! Daha başka meseleler de vardı. Dünya kimsenin etrafında dönmüyor. Ben o zaman da söyledim. Gönlüme almadım, milli takıma alıyorum dedim. 

Diyor ki oyuncu (Arda), 'Hocaya bir şey mi yaptım? Ego bıraksın niye diyor?'. 'Bir daha izle, kötü bir şey söylemedim' dedim. Oyuncu gelip bana 'Niye böyle dedin hocam?' diye sorabilirdi. Prim konusu gazete müdürleriyle hiç konuşulmadı. Kimin kime hizmet ettiği açık. Şansal'ın söylediğine katılıyorum. 'Fatih Terim'den korkuyorsunuz' diye diye, herkesi bu algı içerisinde hazırladılar.  Hani benden korkuyordunuz, soru soramıyordunuz. Bakın her soruyu soruyorsunuz maşallah.

Ben hiçbir gazeteciyle hiçbir zaman prim konuşmadım.

Ahbap-çavuş ilişkisini bırakalım. Kimse kimseden korkmuyor, herkes istediği soruyu soruyor. Bana sorulanları cevaplıyorum ancak bazı soruların muhatabı başka.  Maçlardan bir gün önce tam sayfa gazetelerinizde neler yazdınız. Hatırlayın. Attığınız iftiralar için bir kez aradınız mı? Açıkçası prim konusunda birçok defa görüşmeler olmuş. Milli takım kaptanıdır, konuşmuştur. Cengiz Zülfikaroğlu'na soracaksınız. Milli maç döneminde bize huzurlu bir kamp yaşatmadılar. Biz ne yaptık da bunu hak ettik? Kimin kime avukatlık yaptığına bakmak lazım. Kötü insanlara her zaman hazırlıklı olmalıyız.  Yapılan yanlışlara kimin sahip çıktığına, kimlerin nelerle beslendiğine bakmak lazım. Neyin ne olduğunu görecek durumdasınız.

Arda'nın yaptığını ben kendi üzerime almadım. Öyle bir kamuoyu yok. Kamuoyu dediğin 3 kişi herhalde. 'Sizi burayı aldıranın ...' demiş değil mi? Ben uçaktaydım. Benim yerim adresim bellidir. Sizi buraya aldıranın diye ben ve Yıldırım Demirören'den bahsediyorsunuz değil mi? Demirören'le konuştular. Sorun, öyle söylenilen gibi 2 sıra arkamda olmadı olay. 12 sıra vardı.

Ne zaman uçaktan indim, kendi arabama bindim, bana her şeyi tam olarak anlattılar. "Yatın, sabah hallederiz" dedim. Ne dedi, kim dedi. Arkamızdan konuşulanları bilmiyoruz. Bizim yerimiz yurdumuz belli. Bilmiyorum, anlatabildim mi?

"Arda'yı tekrar milli takıma alacak mısınız?" sorusu üzerine. Fatih Terim "Öyle sorular soruyorsunuz ki, İşi magazine dökmeyin" yanıtını verdi.

Terim şöyle devam etti: 

Gelsin yüzüme söylesin! Herkes için geçerli. Kimin ne derdi, sorunu varsa gelsin yüzüme söylesin. Yerimiz belli. Kim varsa, yüzüme söyleyebiliyorsa gelsin söylesin. Bana telefonda ya da yüzüme kimse bunu diyebilir mi? "Bunları bunları gönderirsen milli takıma gelirim" diye...

Terim, "Arda milli takımı bırakmasaydı, daha sonra alacak mıydınız onu takıma?" sorusu üzerine şunları söyledi:

"Bakalım. Yaz geçsin, bir dinlenelim, bakardık. Bir kısmı formsuzluk, bir kısmı oradaki olaylara müdahale etmedikleri için. Gönlümün kırık olduğunu ifade etmeyeyim mi? İçime sinmeyerek aldım dedim, daha ne diyeyim ? İnsan sevdiği kişilerden beklemediği hareketler görürse üzülür. Milli Takım herkese açık. Ben olduğum sürece kimse forma giyemez gibi iddialı sözler söylemeyi sevmiyorum. Volkan Demirel de milli takım forması giyebilir. Volkan Babacan şu anda iyi bir durumda. İyi de oynuyor. Ben hak yememeye çalışarak seçiyorum milli takımı. Öyle de devam edeceğim. Burak'ın primini ben yazmadım bu bir. İkincisi arkadaşlarımız primleri hesaplarken yüzdelere göre hesaplamışlardır. Prim konusunda bir kasıt yoktur. Ne olursa olsun prim listesinin sızması ve benim kontratımın sızması ayıptır. Sanki ben gayrimeşru çalışıyormuşum gibi kontratımı yayınlıyorlar "Buldum" falan diyerek. Bu çok ayıp. Burak benden gelip prim istemedi. Arda, Burak'ın hakkını ararken sesi biraz fazla yükseldi. Sesini yükseltmemesini söyledim. Bilal Meşe olayını çok net görseydim, oyuncuyu aynı uçakla geri gönderirdim. Sadece ben değil, Yıldırım Demirören ve TFF üzerinden de burayı karıştırmak isteyenler var. Bu çok net!"