Silah antlaşmalarına kim riayet ediyor?

Hâla birçok ülke, imzaladıkları uluslararası silah ticareti anlaşma maddelerine uymuyor. Yasaları gevşeterek, çatışmalı ve sorunlu bölgelere silah ihracatı devam ediyor.

Çeviri: Uğraş Güzel

soL'un notu: Birçok ülke, silahlanmaya karşı antlaşmalara imza atmasına rağmen, dünyadaki çatışmalı bölgere silah satışını sürdürüyor. La Liberté'den İsviçreli gazeteci Kessava Packiry'nin 24 Ağustos tarihli bu makalesinde, ülkelerin yasaların ve antlaşmaların etrafından nasıl dolandıklarına değiniliyor.


Silah ticareti üzerine bir antlaşma imzalamak -bu güzel fakat daha fazla riayet gerekmez mi ? İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenen ve Cuma gününe kadar sürecek olan Uluslararası Silah Ticareti Antlaşması ikinci konferansı oturum arasında bir hatırlatma yapan Uluslararası Af Örgütü’ne göre, imzacı birçok ülke, temel düşüncesi insan yaşamını savunmak olan antlaşma kurallarını ihlal etmeye devam ediyor.

Bu antlaşma 2014 yılı sonunda, 130 katılımcı ülke ve bu ülkelerin arasında, yalnızca 2010 -2015 yılları arasında 55 milyar dolar ile en fazla silah ticareti yapan ülke olarak ABD tarafından imzalanarak hayata geçirildi. Bunun dışında, bu antlaşma, aralarında tüm Avrupa Birliği Ülkeleri ile isviçre’nin de bulunduğu 85 ülke tarafından da onaylandı. Rusya veya Çin gibi ikinci ve üçüncü en büyük silah ihracatçısı ülkeler ise bu anlaşmayı imzalamayı reddettiler. Yine 2010-2015 yılları arasındaki 23 milyar dolarlık silah ithalatı ile en büyük ithalatçı konumundaki Hindistan gibi kimi ülkeler de bu antlaşmayı imzalamadı.

"Bu kurallara riayet etmek kadar karaborsanın korkunç büyüklüğü de çok önemlidi"» diye ekliyor Small Arms Survey adındaki bir barış derneğinde araştırmacı olan Sarah Parker. Yine, "Maalesef bu kuralları atlatmak üzere birçok yöntem var. Şeffaflık içinde ve mayıs ayı sonunda yayımlanması gereken yıllık raporları yayımlamamak gibi" diye ekliyor Barış araştırmaları Uluslararası Enstitüsü Cenevre adına araştırmalar yapan Nicholas March. 

Halen katılımcı ülkelerin dörtte biri, üzerlerine aldıkları sorumlulukları yerlerine getirmiş değil. Bunun yanı sıra, kimi ülkeler bu bilgileri paylaşmayı reddediyor. Şeffaflık gösteren sadece üç ülke var. Bunlar; İsveç, Slovenya ve Portekiz.

GÖZLERİMİZİ KAPATIYORUZ

Sonuçta kimi silah ihracatçısı ülkeler için gözlerimizi kapatacağız ve onaylayacağız. "Bunlar, Mısır savunma birliklerini, küçük kalibreli hafif silahlar , mühimmatlar ve askeri araçlarla donatan ABD, Fransa, İtalya, Bulgaristan ve Çek cumhuriyeti gibi ülkelerdir" diye belirtiyor Uluslararası Af Örgütü. 2013 yılında Mısır güvenlik kuvvetleri, Fransa tarafından satılan SHERPA marka askeri araçları ‘Rabia’ gösterilerine karşı kullanmıştı. Bu, sonraki yıllarada François Hollande hükümetinin, aynı araçların Mısır’a yapılacak ihracatına vereceği izne engel değil.

ÖRNEK OLMAK

İsviçre bu durumdan azade değil. İsviçre, bu ilkbaharda bağımsız bir silah denetçisi kuruluş tarafından Suudi Arabistan’a yaptığı silah ticareti nedeniyle sıkıştırıldı. Riyad’a satlan silahların, Yemen’deki isyancı Husilere karşı kullanılmasını İsviçre gözardı edemez. Bu, insanı acılar arttırır, antlaşmaya darbe vurur. Ekonomi Bakanlığı basın sözcüsü Fabian Maienfisch, federal meclisin Yemen’deki çatışma riskini artıracak  ihracat taleplerini reddettiğini belirterek özellikle el bombası ihracatının durdurulduğunu söyledi. Maienfisch, nisan ayında İsviçreli şirketlerin, Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Lübnan, Katar, Kuveyt ve Ürdün’e ve bu bağlamda Yemen’deki çatışma bölgesine yönelik gerçekleştirmek istedikleri silah ihracatı incelemeye alındığını söyledi.

Hava savunma silahlarıyla ilgili verilen izinler için, onların Yemen’deki savaşta kullanılmamış olduğu varsayılıyor. Reddedilen talepler 19 milyon frank tutarında. Oysaki İsviçre'nin gerçekleştirdiği ihracat miktarı 178 milyon franktir. Uluslararası Af Örgütü’nün insan haklarından sorumlu aktivisti Patrick Walder, İsviçre’nin tümüyle bu anlaşmayı iptal ettiği yönünde bir görüşe sahip olmadığını fakat İsviçre'nin bu antlaşmayı imzaladıktan sonra kanunlarını gevşetme yönünde bir eğilim içerisine girdiğini düşüynuyor. Walder, "parlamento 2014 yılında, isviçreli şirketlerin savaş bölgelerine ve insan hak ihlallerinin ciddi ve sistematik olarak yaşandığı bölgelere de silah ticareti yapabileceklerine yönelik karar aldı. Antlaşma , daha sıkı standartları koymak için düşünüldü ancak İsviçre bunun tersini yapıyor. Konferans isviçrede düzenleniyor. Evsahibi ülke olarak isviçre’nin bir örnek olması gerekiyor" dedi.