Cargill işçisi yargıda kazandı, şimdi işbaşı yapmak için mücadeleyi sürdürüyor

455 gün Cargill Orhangazi fabrikası önünde haksız yere işten çıkarıldıkları için direnen Cargill işçileri mahkemenin lehlerine karar vermesinin ardından bundan sonra yapacaklarını ve süreci anlattı. Mücadelelerinin mahkeme sonucuyla bitmediğini dile getiren işçiler amaçlarının işbaşı yapmak olduğunu vurguladılar.

soL - Patronların Ensesindeyiz

Cargill’in Bursa’daki fabrikasında sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan işçilerin işe iade davasında; mahkeme, Cargill işçileri lehine karar verdi.

455 gündür Cargill Orhangazi fabrikası önünde direnen işçiler yaşadıklarını ve bundan sonra ne yapacaklarını anlattı. 

Mahkemenin işe iade kararı vermesiyle birlikte mücadelenizde yeni bir aşamaya ulaştınız. Süreci değerlendirdiğinizde ne söyleyebilirsiniz?

Oğuz Çömez: Biz 455 gündür Cargill Orhangazi fabrikasında işimizin ekmeğimizin kavgasını vermekteyiz. 455 gün önce Anayasa'nın bize verdiği sendikalı olma hakkımızı kullandığımız için Cargill işvereni bizi hukuksuz bir şekilde işten çıkardı. Biz de ertesi gün burada mücadelemize başladık. Başlangıçta 14 kişiyle ilgili yerel bir mücadele olarak görülüyordu ama şimdi Türkiye işçi sınıfına bir umut ışığı olmak için direniyoruz. Herkes bizi sosyal medyadan izliyor ve gelecek güzel haberleri bekliyor. Sendikalı olmakta kararsız olan işçilere bir umut ışığı olmak istiyoruz. Bu noktada geçen hafta yerel mahkemede sendikal tazminat ve işe iade kararımızı aldık. Ama biz bunu bir başarı olarak görmüyoruz çünkü biz fabrika önünde direnmek yerine evimizde otursak mahkemeyi yine kazanırdık ama bizim amacımız tazminat almak değil. İşyerimize geri dönüp tekrar o makinelerde üretimde yer almak istiyoruz biz. O yüzden mücadelemiz mahkeme sonucuyla bitmedi, ivme kazanacak. Amacımız işbaşı yapmak.

'MÜCADELEYİ GEREKİRSE İSTANBUL'A TAŞIYACAĞIZ'

Muharrem Özcan: Oğuz'un dediği gibi 455 gündür direniyoruz. Haksız yere atıldığımız işimize geri dönmemiz birinci önceliğimiz ama hukuki olarak bu davayı kazanmak zorundaydık. Hukukta eksiklikler var ama davayı kazansak da işveren belli bir tazminat vererek bizi işe almayabilir. Biz işimizi ve örgütlenme hakkımızın geri verilmesini istiyoruz. O yüzden mücadelemiz devam ediyor. İşimizi alana kadar devam edeceğiz mücadelemize ve gerekirse İstanbul'a taşıyacağız.

Yücel Özkan: 10 yıldır burada çalışıyorum. İşveren kota bahanesiyle iş akdimize son vermişti ama sendikal nedenlerle işten çıkarıldığımız yargıda da kanıtlanmış oldu. 455 gün uzun bir süre, inişler çıkışlar oldu tabi. Biz yargıdaki zaferimizi önemsiyoruz ama asıl hedefimiz 455 gün önce olduğu gibi arkadaşlarımızla birlikte üretimde yer almak istiyoruz ve mücadelemize bu yüzden devam edeceğiz.

'İŞÇİ SINIFININ KAZANABİLECEĞİNİ GÖSTERMEK İSTİYORUZ'

İşverenin sizi içeri sokmaması durumunda ne yapmayı düşünüyorsunuz? 

Eşref Özkan: Patronun böyle bir yasal hakkı var. Bunu yaparsa Suat abinin de söylediği gibi İstanbul'daki genel merkezlerinin önünde yatmaya başlayacağız. Uluslararası baskı oluşturacağız. Çünkü bu insanların çocukları var ve bunları düşünmek zorundayız. Bizden sonra işe girenlere daha güzel şartlar sağlamak istiyoruz, işçi sınıfının kazanabileceğini göstermek istiyoruz ve elimizden geleni yapacağız.

Başka bir iş aramak yerine mücadele yolunu seçtiniz, nasıl oldu bu?

Faik Kutlu: İşten çıkarıldığımız günün akşamında bir toplantı yaptık. Sendikadan Suat Karlıkaya bize şunu söylemişti: İsterseniz başka işler bulabilirsiniz siz bilirsiniz ama hayatınızda bir kere karşınıza çıkacak bu fırsatı değerlendirip ekmeğinizin mücadelesini birlikte verelim. Biz kolay olanı yapsaydık kimsenin tanımadığı insanlar olacaktık. 45 gündür burada bu mücadeleyi veriyoruz. 

'MAHKEME SEN İŞÇİLERİ KOTADAN DEĞİL SENDİKAL GREVDEN ÇIKARDIN DEMİŞ OLDU'

Sanki mahkeme kararı ile iş bitti gibi bir algı var. Biz bu kararın çıkacağını en baştan biliyorduk. Mahkeme "sen bu işçileri kotadan değil sendikal gerekçelerle çıkardın" demiş oldu. İşveren yargının verdiği karar beni bağlamaz derse bizim mücadelemiz de ivme kazanacak. Çünkü işveren "ben okyanus ötesinden gelirim, senin en verimli tarım arazilerine yerleşirim ama anayasan çocuklarının geleceği benim için bir şey ifade etmez" demiş olur. Bugüne kadar yargı süreci devam ediyor diyorlardı ama artık o aşama da geride kaldı. İstediğimiz şey makine başına dönüp hak ettiğimiz şekilde işbaşı yapmak.

'İŞE İADE VERİLİYORSA İŞE GERİ DÖNECEĞİZ'

Fatih Gürhan: 17 sene önce burada işe başladım, neredeyse kurulduğundan beri. Mahkeme haklıyla haksızı ayırıp hukuku uygulatmak için olmalı. Mahkeme beni haklı bulmasına rağmen tekrar işverenin önüne atıyor. Karar aşamasını işverene bırakıyor ister alır ister parasının verip gönderir. Suçsuzluğum zaten mahkemede kanıtlandıktan sonra sen beni işe almıyorsun. Türkiye'de kanayan bir yara bu. Bence bu kanun değişmeli. Eğer işe iade kararı veriliyorsa ya işe geri döneceğiz ya da mahkemelere güvenmeyeceğiz. Ben buna dikkat çekmek istiyorum.

'DİRENİŞ ÖĞRETİR...'

Peki işe iade alınmasının tazminat dışında bir yaptırımının olmaması hakkında ne söylemek istersiniz? 

Suat Karlıkaya: Tek Gıda-İş Sendikası'nda örgütlenme uzmanı olarak çalışıyorum. Ben baştan almak istiyorum. Birincisi direniş öğretir, hem direnen işçiye hem de takip edenlere öğretir. Biz haklılığımıza inandığımız için bu kadar uzun süre mücadele ettik. İşveren temyiz hakkına sahip ama biz bu işi uzatmaya gerek olmadığını söyledik. Artık işverenin "kota" mazereti geçersizleşmiş oldu.

'ANAYASAL HAKKIMIZI KAZANDIYSAK BU UYGULANMALI'

Ama bu işin sonunda karar ödense de yargıdaki boşluk nedeniyle işveren tazminatı verip işe almayabiliyor. Bu hakimin kendisiyle ilgili değil kanundaki boşlukla ilgili. İşverenin para sıkıntısı yok verir zaten ama biz başka fabrikalara gitmek yerine mücadeleyi seçtik çünkü içeri girip çalışmak istiyoruz. Anayasal hakkımızı kazandıysak bu uygulanmalı. 

'BİZ HERKESİN EMEĞİ VE EKMEĞİ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ'

Ülkenin şartları belliyken biz kendimiz aramazsak kimse bize hakkımızı vermeyecek. Bizim de yapmaya çalıştığımız tamamen bu. Cargill işçileri olarak başardığımızda diğer işçilere de örnek olmak istiyoruz. Cargill işçileri başardıysa biz de başarabiliriz desinler. Sizin aracılığınızla kamuoyuna tekrar seslenmek istiyorum. Eğer Cargill yönetimi işe iadeyi gerçekleştirmezse İstanbul'daki genel merkezlerinin önüne taşıyacağız mücadelemizi. Biz bu mücadeleyi 14 kişi işsiz kaldığı için vermiyoruz. İnandıkları hakları için ekmekleri için mücadele ediyorlar. Tüm kamuoyunun desteğini sürdürmesini istiyoruz çünkü biz herkesin emeği ve ekmeği için mücadele ediyoruz.