Açlık grevindeki tutuklu gazetecilerin aileleri anlatıyor…

KCK adı altında tutuklu gazetecilerin yakınları ile açlık grevlerini, davaları ve gelişmeleri konuştuk. Tutuklu aileleri Erdoğan’ın açlık grevlerine “şov” demesine karşılık “Başbakan’ın kendisi şov yapıyor” diyerek tepki gösteriyor, açlık grevlerinin dikkate alınmasını ve haksız tutuklulukların son bulmasını istiyor.

KCK adı altında yargılanan ve açlık grevinde olan tutuklu gazetecilerin Silivri’de devam eden duruşmasını izlemeye gelen aileleriyle dava sürecini, 65. günü bulan açlık grevlerini, AKP’nin açlık grevlerine ilişkin tutumunu ve yaşadıkları zorlukları, gelişmeleri konuştuk.

Tutuklu yakınları Erdoğan’ın açlık grevleri tutumuna öfkeli
AKP eliyle operasyonel davalarla tutsak edilen ve ana dilde savunmanın sağlanması, ana dilde eğitimin tanınması ve Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması talepleriyle başlatılan açlık grevlerine katılan tutuklu gazetecilerin yakınları Erdoğan’ın açlık grevlerine karşı tutumuna öfkeli. Tutuklu aileleri açlık grevlerinde ölümlerin yaşanmaması için çözüm bulunmasını ve haksız tutuklulukların da son bulmasını ifade ederek eşlerinin, çocuklarının, kardeşlerinin yanında olduklarını belirtti.

Kenan Kırkaya’nın eşi: “Kızımızın çizgi filmlerini ‘delil’ diye aldılar”
DİHA Ankara Temsilcisi Kenan Kırkaya’nın Ankara’da evine yapılan baskınla başlayan süreci 3 yaşındaki kızları Hevi Jiyan’la yaşayan Newroz Kırkaya ile konuştuk. Kırkaya baskının yapıldığı günü, “Evden aldıkları 2-3 kitap haricinde kitapların tamamını bize iade ettiler. Evde kızımın çizgi film CD’lerini, film CD’lerini ve haber notları “örgütsel doküman” olarak alındı. İddianamede de haberler için “devleti karalamaya dönük örgüt propagandası yapmak” ifadesi kullanıldı” diye anlattı.


Kızları Hevi Jiyan’ın ismi yazılı olan DVD suç delili gösterildi
Kenan Kırkaya hakkında suç kapsamına alınan deliller arasında kızları Hevi Jiyan’ın ismi yazılan DVD’nin olduğunu da belirten Kırkaya, “DVD içerisinde kızımızın bebekliğine ait görüntüler bulunuyor. Ancak DVD’nin üzerinde Kürtçe isim yazıldığı için suç delili olarak alındı ve içerisindeki görüntüleri izlememiş olacaklar ki halen bize iade edilmedi” dedi.

“Açık görüşte babasını ilk gördüğünde içi yara oldu”
Kırkaya, Kandıra F Tipi’nde tutulan eşini kızıyla birlikte ziyaret ettiklerinde yaşadıklarını ise şöyle anlattı: “Kızım babası tutuklandığında ilk 1 ay hayatımızda Kenan diye biri olmadı gibi davrandı, benimle bile iletişim kurmadı. Daha sonra pedagog yardımı aldık, 3 yaşındaki çocuk için bir anda babasız bir yaşam çok sıkıntılı oldu, tüm açık görüşlere götürmeye çalıştım. Hevi babasını açık görüşte ilk gördüğünde dudaklarından boğazına kadar içi yara oldu, süt haricinde katı bir şey yiyip içemedi. Cezaevine gidişlerimizde oranın neresi olduğunu sormadı ama bebekleriyle oynarken şöyle kızıyor ‘Uyumalısın, uyumazsa gelip sana ceza verecek cezaevindekiler’.”

“Esas şovu yapan AKP’nin kendisidir”
Cezaevlerinde 65. günü bulan açlık grevlerine tutuklu gazetecilerin de katıldığını hatırlatan Kırkaya, AKP’nin tüm kesimleri terbiye etmeye dönük yaptığı operasyonların alev topuna dönüştüğünü ve sonuçlarının ağır olacağını ifade ederek şöyle konuştu: “Açlık grevindeki tutsakların tüm talepleri haklı taleplerdir. Esas şovu yapan AKP’nin kendisidir. Erdoğan kendisini bu ülkenin sahibi sanıyor. Açlık grevindekilerin taleplerini karşılamak lütuf değildir, bizler bu ülkenin yurttaşlarıyız. Anadil her insanın doğuştan sahip olduğu haktır, gasp edilen haklar iade edilsin. Öcalan’ın sağlık, güvenlik koşullarının sağlanması talebi de kişisel değildir. Bu talepler için açlık grevinde olan tutsakların hiçbiri matematiksel bir rakam değildir. Can kayıpları yaşandığında sadece aileler değil hepimiz çok şey kaybedeceğiz.”

İsmail Yıldız’ın eşi 6 aylık kızları Zerya’yla Silivri'de
KCK adı altında yargılanan gazeteci İsmail Yıldız’ın eşi Belma Yıldız ve 6 aylık kızları Zerya da Silivri’de görülen duruşmaya gelenler arasında bulunuyor. Davanın görüldüğü duruşma salonunda hem izleyici ve sanık kısmı arasında hayli bulunan mesafe nedeniyle hem de “güvenlik” gibi gösterilen tuhaf bir gerekçeyle kızını göremeyen tutuklu gazeteci İsmail Yıldız’ın eşi Belma Yıldız’la yaşananları, yapılan yargılamayı konuştuk.


“Kürtler kendilerini yaksa şov yapıyor olurlar”
Eşinin de katıldığı açlık grevlerini değerlendiren Belma Yıldız, “Açlık grevleri onaylamadığım bir metot ancak açlık grevlerinde artık geri dönüşü olmayan yola girildi. Hükümet meseleye, kişilere karşı çok sert duruyor. Başbakan’ın söyledikleri rasyonel değil, gündemi arzu ettiği gibi biçimlendirmesi açlık grevini ortadan kaldırmıyor. Onların Kürtlere bakışı açısı şov, kendilerini yaksalar da şov yapıyor olurlar” dedi.

“Bir an önce serbest bırakılmalılar”
Tutukluluk ve cezaevi süreciyle birlikte yaşananları zor olarak tarif eden Yıldız, “İsmail eşim olduğu kadar yoldaşım olarak da görüyorum. Onu F tiplerine, cezaevlerine layık görmüyorum. Kavuşmak, sevmek önemlidir ama insanlar güçlüklerle mücadele ediyorlar, baskılar artıyor” diyerek haksız yere tutuklulukların son bulmasını, serbest bırakılmaları gerektiğini ifade etti.

“İktidar burası bizim çöplüğümüz diyor”
Toplumda açlık grevleri ve tutuklulukların nasıl görüldüğünü de ele alan Yıldız, “Bir yandan toplumda duyarsızlık da artıyor. Kardeşlik ilişkisinin kopmasından korkuyorum. Öyle ki bizim payımıza ancak açlık grevi düşer, yargılanıyoruz, siyasete katılamıyoruz, tutuklanıyoruz, işlevsiz bırakılıyoruz. İktidar da burası bizim çöplüğümüz diyor” diye konuştu.

İsmail Yıldız’ın kardeşi: “Kolumuz, kanadımız kırık”
İsmail Yıldız’ın kardeşi Zeynep Yıldız da her şekilde kardeşinin yanında olduklarını vurguladı. Yıldız yaşadıklarını ve düşüncelerini şöyle ifade etti: “Ne sevinebildiğimiz ne de üzülebildiğimiz bir dönemden geçiyoruz. Geçen duruşmada tahliye umudumuz vardı, ümitlerimiz kırıldı. Günler çok zor geçiyor. İsmail yokken kolumuz kanadımız kırık. Kızı Zerya baba demeye başladı ve biz İsmail’e üzülmesin diye söyleyemedik. Belki yürüdüğünü de göremeyecek. Zerya babasının resmiyle yatıyor. Açlık grevlerini öğrendiğimizde üzüldük ancak arkalarındayız. Açlık grevleri son bulsun, ölümler yaşanmasın istiyoruz.”

Ömer Çelik’in annesi: “Onların çocukları Amerika’da, bizim çocuklarımız cezaevinde”
Açlık grevinde olan tutuklu gazeteci DİHA İstanbul muhabiri Ömer Çelik’in annesi Remziye Çelik de, “Bu anaların acısı artık dinsin. Onların çocukları Amerika’da okuyor, bizim çocuklarımız cezaevinde çürüyor. Çocuklarımızı esir aldılar” diyerek hislerini anlatıyor. Çelik, tüm bu yaşatılanlara karşı öfkesini ve kızgınlığını şöyle dile getiriyor: “Biz ne emeklerle evlatlarımızı büyüttük, çocuklarımızı kurbanlık koyun olarak vermedik. Bunları yaşamayı hak etmiyoruz, gözyaşlarımız sel olmuş. İnsan açlığa iki saat dayanamıyor, ne hakları var çocuklarımızı çürütmeye? Biz çocuklarımızın arkasındayız. Ölüm istemiyoruz, çözüm bulunsun.”

Dilek Demiral’ın annesi: “Çocukların kemikleri erimiş böyle şov mu olur?”
Erdoğan’ın açlık grevlerini yok sayarak “şov” olarak nitelendirmesi açlık grevindeki tutuklu gazetecilerin ailelerinde büyük tepkiyle karşılandı. Davada tutuklu yargılanan Özgür Gündem eski editörü Dilek Demiral’ın annesi Dilber Demiral, “Başbakan açlık grevlerine nasıl şov der? Çok rencide edici bu sözler. Çocukların renkleri gitmiş, kemikleri erimiş böyle şov mu olur?” diye sordu.

Sibel Güler’in annesi: “Erdoğan çocukları açken rahat uyuyor mu?”
Özgür Gündem eski editörü Sibel Güler’in annesi Gülcan Karakuş da Erdoğan’ın sözlerine karşılık şöyle tepkisini dile getirdi: “Başbakan’ın kendisi şovmendir, gaddardır. 'Şov yapıyorlar' sözleriyle tahrik ediyor. Ben bir anne olarak Emine Erdoğan’a soruyorum kendi çocukları açken rahat uyuyorlar mı? Çocuklarımızın dört duvar arasında kalmalarına seyirci olmayacağız.”

Selin Asker - soL