Kosova'dan Sonra... Yakında Bu Sinemada

Kosova'nın bağımsızlığı uluslararası hukuka uygunmuş. Tescil de edildi işte. İyi. Bu işin başını çeken iki ülkeden ABD'de, medya bu konuyu nasıl işleyecek bilemeyiz, görürüz, ama Almanya'da siyasetin bir parçası, daha doğrusu gerici siyasetin en gerici parçası demokratik basın, karar ajanslara düştüğünden beri olayı yasak savma kabilinden haberleştirip yorumluyor. Başarısıyla mağrurdur. Başarılı olduklarını söylemek zorundayız. Korkacak bir şeyleri yok.

Neden mi?

Ona değiniriz, önce şu soru: Baskların ve Katalanların artık bu kararla kanatlanacakları söyleniyor, iyi de nereye gidecekler? Gitseler ne yazar? İspanya ve diğer görece zengin Batı Avrupa ülkelerinde bu kararın ilk elde büyük etkileri olmaz. Peki, ya yoksulların? Rusya ve Çin'in tedirgin olmaya hakları var elbette, ama bunlar kendileri de büyük, hatta dev siyasal birimler. Fazla burulmazlar. Almanlığın ise bu işten kârlı çıkacağı kesin. Sonuçta Avrupa'nın batısıyla doğusunda iki büyük kültür çevresi, dil var ve bunlar hem ağırlıklarının hem de monolitik yapılarının bilincinde: Almanlık ve Rusluk. Bu iki büyük birim arasında, ortada tek büyük yapı kaldı. Öyle 2-3 milyonluk veya 30 milyonluk uluslardan, devletlerden söz etmiyoruz. On yıl içinde 85 milyonu bulabilecek Türkiye'den söz ediyoruz. AB'nin kapısından bu boyutlarıyla sokulmayacağı ve rötuşlanacağı kesin Türkiye'den. Bu karar onu ilgilendiriyor. Şöyle veya böyle, bu kararın özellikle bizdeki bazı çevreleri kanatlandırdığı açıktır.

Kimleri mi?

Belki bazı demokrat Kürtleri. Ama ondan daha önemlisi, "İllallah artık!" diyerek güya yaka silken tuzu kuru "Ver kurtulcular!" ve temsilcilerini. Uşak Türkleri yani. Hani şu on yıllarca Kürt halkına kan kusturan, şimdilerde en demokrat kesilen Türk zenginlerini... Yakın bir gelecekte, Kürtlerin değil, belki ondan önce şımarık Türklerin bağımsızlıklarını ilan edeceğini söyleyebiliriz. Felaket de orada gizli zaten.

İş, bu kadar kepaze boyutlar aldı.

Doğrudur: Uluslararası Adalet Mahkemesi, Kosova'nın Sırbistan'dan tek taraflı olarak ayrılmasını ve bağımsızlığını ilan etmesini "yasal" buluyorsa, bu, dünya ölçeğindeki ayrılıkçı hareketler için teşvik edici bir emsaldir. Zenginler için şimdilik değil, önce yoksullar ve orta büyüklükte ama sorunlu ülkeler için bir belanın büyümeye başladığı ortada. 27 AB üyesinden 5'i Kosova Cumhuriyeti'ni tanımıyor. Dünyada Kosova'yı tanımayan devlet sayısı 120. Ama pek bir anlamları yok.

Uşak Sırp yönetimi, aynı Türkiye yönetimi gibidir, şimdilerde ağlıyor. Bu kadar satılık bir sınıfın ağlaması elbette yalandır. Bütün faturayı Sırp yoksulları ödedi nasılsa ve daha da ödeyecek. Yugoslavya'nın tasfiyesi biter mi? Dünya sosyalizminin şu veya bu sektörüne "Kendi düşen ağlamaz!" desek ne faydası olacak? Bu kanlı çöküş en iyimser hesapla on yıllar sürecek. Sırp yönetimi diğer ülkeleri, öncelikle de Kosova'yı tanıyan 69 ülkeyi uyarıyor sözde: Sıra sizde, valla sınırlarınız değişebilir! Hangi satılık siyaset sınıfı, hangi satılık siyaset sınıfını uyarıyor dersiniz?

Ertuğrul Özkök ve kafadarları çok mu korkmuşlardır acaba? AsParti-AkParti büyük koalisyonu zaten bu iş için kurulmadı mı?

"Eyvah, sıra bize geliyor" diyen kalmış mıdır?

Kosova'nın Türkiye'yi vuracağı kesin. Üstelik yakın vadede. Bütün kapılar ardına kadar açılmış bulunuyor. Özkök türünün telaşı, "erken gelen oturur" telaşıdır önce Türklerin harekete geçip etnik temizliğe başlamasını ve ülkenin usulca bölünmesini istiyorlar. Washington, Berlin ve Paris de istiyor.

Balkan faciasında yer yer ABD'den çok Alman sosyal demokrat, liberal ve yeşil demokratlarının, en çok da "özgürlükçü sosyalistlerinin" payı var. Bir koalisyon başarısı bu. Gölgesi Türkiye'nin üzerinde artık. Daha acısı, Balkan cinayetinin her karışındaki Ankara izleridir. Doğu Avrupa ve Balkanlar'dan sosyalizmin kazınmasında, yani bölge halklarının sırtında, Türkiye oligarşisinin, Türk egemenlerinin hain hançeri var. Kanlı bir pay bu. Şimdi artık o hançerin, şu her türlü hukuk ve onurdan muaf uluslararası mahkeme kararının, Türkiye'nin göğsüne oturtulması zamanı gelmiştir.

Kosova hakkında yeni bir şey ilan edilmedi aslında.

Sadece, Türkiye'nin bitişine bir "ön paraf" atılmış oldu. Formalite imza arkadan gelecektir. Türkiye bunu hak etmiştir. Temsilcileri aracılığıyla başka halkları sırtından hançerleyen her halk, sırtından hançerlenerek bitmeyi hak etmiş demektir. Türkler ve Kürtler, sırtlarından hançerlenerek bitirilecekler. Demokrat temsilcilerinin marifetlerine karşı çıkmadılar. Devrimcilerinin, sosyalistlerinin kıymetini bilmediler. Onlara kan kusturdular. Kan kusacaklar.

Hançerle giren hançerle biter. Türk egemenleri, halklarımızın kanına ekmek doğramayı oralarda öğrenmişlerdi, şimdi burada son sahneyi oynamaya mecbur olduklarını görüyorlar. Kendilerine bir şey olmayacağını düşünüyorlar. Yoksul halklarımızı zaten insandan saymıyorlar. Faturayı onların ödeyeceğini biliyorlar.

Kosova artık ortak cehennemimizdir.

Bu cehennemi sadece devrimcilerimiz söndürebilir.