Yozlaşma ve kaos

Bu yerel seçim tarihe herhalde “çirkin manipülasyonlar seçimi” adıyla geçecek, Cihan ve Anadolu haber ajanslarının çılgın yarışıyla anılacak. İki ajansın farklı rakamları yüzünden, merkez medyanın tv. kanallarında yüz gösterenler zaman zaman paniğe kapılıp, iki farklı rakam kümesinin ilerleyen saatlerde yakınlaşmasını niyaz ettiler, zira parti yetkililerinin ve adayların ikide bir ekranda belirip “biz kazandık, çirkin manipülasyon var,” demeleri ülkeyi keman yayı gibi gerdi. Cihan Haber Ajansı, Hüseyin Çelik’ten fırça yedikten sonra, “siber saldırı altındayız” demeye başladığında, saatler 22.00’ı gösteriyordu. Sonuçlar aşağı yukarı belli oldu, ancak anlaşmazlıklar, itirazlar, kavgalar ve yeniden sayımlar uzunca bir süre devam edecek gibi görünüyor.

Ekonomik krizin eşiğinde olduğunu hisseden muhafazakâr seçmen, borçlanmayla edindiği hayat standardını koruma telaşıyla, açığa çıkmış bütün rezilliklerine göz yumduğu iktidar partisinden oyunu esirgemedi rezil olmuş bir siyasi partinin önünü açtı ve ona geniş bir manevra alanı sağladı. Seçim sonuçları yozlaşmanın, ahlak yoksunluğunun nasıl derinleştiğini kaosun sadece siyaset alemini değil, insanların zihnini de kapladığını gösterdi. En önemlisi, siyasete bulaşmış tarikat ve cemaatlerin sorumsuzluğunu, vicdansızlığını ve çıkarcılığını ortaya koydu.

Her seçim öncesinde kendisini mağdur ilan eden Tayyip Erdoğan, ilahi bir lütuf olarak bu seçimde de aynı rolü, çok daha dramatik biçimde oynama imkânı elde etti. Üstelik Cemaat denilen enteresan yapının siyasi alanda karşılıktan yoksun olduğunun anlaşılması, diktatör taslağına yakın gelecekte çok daha geniş bir alanda şiddet kullanma imkânı kazandırdı. Ancak bu imkânı istediği gibi değerlendirebileceği araçlardan yoksun.

Piazza Venezia meydanındaki Venedik Sarayı’nın balkonuna çıkan Benito Mussolini … pardon, tarihi anoloji merakı yüzünden hatlar karıştı birden, başbakan diyecektim AKP binasının balkonuna çıkarak seçim başarısı sayesinde rüşvet, yolsuzluk, savaş kışkırtıcılığı ve daha pek çok suçtan aklandığını zımnen ilan etti ve çok önemli iki şey söyledi: “kucaklayıcı” bir yeni muhalefete ihtiyaç olduğunu birkaç kez vurguladı (mevcut muhalefeti meşru kabul etmiyor!) ve “Suriye bizimle savaş halinde,” dedi. Bu iki söz, yakın geleceğin komplo, şiddet ve provokasyonlarının habercisidir. Balkona biraz erken bir saatte, 23.45’te çıktı ve attığı zafer narası ile gerçek durum birbiriyle tam olarak örtüşmedi. Bu kadar başarıya o kadar böbürlenme ve havai fişek fazla geldi orantısız oldu.

Seçimler, hükmedebilecek araçlardan yoksun hükümete, muktedir olabilmesi için gerekli olan meşruiyete de baskı aygıtlarına da sahip olmayan, dış desteğini kaybetmiş, en mahrem yerlerine girilip madara edilmiş iktidara güç vererek büyük kaosun kapısını açtı. Ayrıca balkonlar yüksek yerlerdir yükseklik arttıkça düşüş süresi uzar, ancak çarpmanın şiddeti artar.

BDP’nin başarısı, kantonal yönetim tasarlayan PKK ile AKP’yi birbirine yaklaştıracak fakat hem bu iki partinin tabanları, hem de bu iki parti ile Türkiye’nin öteki yarısı arasındaki yabancılaşmayı artıracaktır.

İstanbul’da “zamanı geldi Sarıgül”ün hezimeti ile AKP’nin taşradan kuşattığı Ankara’da “yavaş gardaşım yavaş Mansur Yavaş”ın partinin özgüçleriyle değil de dışardan payandayla, yani ülkücülerin desteğiyle ancak başa baş duruma gelmesi, CHP için ağır bir sonuçtur. Ülkücü Mansur kazanıyor diye sevinen, genel merkezin önünde havai fişek atan CHP’lilerin bilinçsiz/belleksiz hali tek kelimeyle hazindir. Bu partinin merkez yönetiminin tantanalı bir Kurultay’la yerini parti tabanındaki Cumhuriyetçilere bırakması seçim boyunca kasetten başka edecek laf bulamayan işbirlikçi Kılıçdaroğlu’nun derhal istifa etmesi uygun olur.
Sosyalistler için durum değişmemiştir kaybedilmiş hiçbir şey yoktur. Bütün gücünü CHP’ye, hatta MHP’ye aktararak hiçbir şeyde birleşemeyip açıkta kalan “sosyalist Atatürkçüler”in çıkarmaları gereken pek çok ders vardır.

Sosyalist solun çok daha geniş bir cepheleşmeyle kendi yolunu çizmesi, kimsenin kuyruğuna takılmadan kendi özgüçleriyle, bildiği tarzda hareket etmesi gerektiği bu seçimde göze batacak kadar açığa çıkmıştır.