Böcekler ve insanlar

Yavuz Alogan'ın "Böcekler ve insanlar" başlıklı yazısı 1 Ocak 2013 Salı tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Başbakan’ın çalışma ortamında böcek bulundu. Şaşırtıcı değil, lakin açıklanması tuhaf. Böyle şeyleri genellikle gizli tutarlar ve misilleme yaparlar. Böceklerin Mossad ve BND’nin kullandığı tipte olduğunu söylemeleri de komik. İsrail ve Alman istihbaratları, yaptıkları işin üzerinde imza mı bırakacaklar? Üç ay süren gizli soruşturmadan sonra açıklanması, bu böceklerin bir şekilde kullanılacağını gösteriyor.

Peki, ne şekilde?

Bu böcek olayıyla birlikte sıra devletin F-tipi derinliğine gelmiş gibi görünüyor. Her ne kadar, AKP özel dershaneleri kapatıp cemaatin hortumunu kesmediyse de, MİT krizinden sonra ikinci bir hesaplaşma ve tasfiyeye hazırlanıyor olabilir. Fakat bir bakıma bu, ABD derin devletiyle hesaplaşma anlamına da geliyor.

Zira bu üstün dinleme ve izleme teknolojisinin CIA kaynaklı olduğu ve F-tipi teşkilatlar tarafından uygulandığı biliniyor. Kolay iş değil. Sana Ortadoğu’da jandarmalık görevini vermişlerse, elbette izlenecek ve denetleneceksin. Muhaliflerini ezdiği için göz yumduğun gizli tertip sistemi senin de açığını bulup şantaj malzemesi olarak dosyalayacak.

John Steinbeck’in ünlü kısa romanı Fareler ve İnsanlar’da, zeki ve uyanık George, güçlü ve aptal Lennie’yi geleceğe dair hayallerle oyalayarak yönetir. Lennie’nin fareler gibi küçük ve yumuşak şeylere zaafı vardır. Onları severken öldürür. Günün birinde sarışın bir kadın yaklaşır kendisine. Lennie onun saçlarını okşamaya başlar, derken kadın korkuya kapılır, kahramanımız onu yatıştırmaya çalışırsa da başaramaz ve öylesine sever ki sonunda boynunu kırar. Cesedi samanların arasına saklar ve George’un başı belaya girerse gidip saklanmasını istediği yere koşar.

George, onun beladan başka bir şey getirmeyeceğini anlamıştır artık. Arkadaşının arkasına geçerek karşı yamaçlara bakmasını ve gelecekte birlikte kuracakları o muhteşem çiftliği hayal etmesini ister. Ona nasıl zengin ve mutlu olacaklarını uzun uzun anlatır. Lennie, en mutlu olduğu anda arkadaşı tarafından tek kurşunla vurulup öldürülür.

İnsan aklı tuhaftır. Başbakan’ın böceklerle oynaması bana Steinbeck’in hikayesini hatırlattı. Ne alaka, demeyin… Jack London’ın sadık köpek yerine kızağa koşulan tilki ve kurt hikayelerinden de örnekler veririm, bunalırsınız. Bir kez kızağa koşulmuşsanız, güçlü beyaz adam sizden kurnazlık ve yırtıcılık değil, yalnızca sadakat ister.

Zor işler bunlar. Hem “BOP’un eş başkanlarından bir tanesiyim” diye dolaşacaksın, hem uluslararası finans kapitalle bütünleşip memleketin bütün varlıklarını satacaksın, hem düvel-i muazzamanın füzelerine ve askerlerine geçit verip “Burası NATO toprağıdır” diyeceksin hem de Suriye ve Irak sınırlarından karşı tepelere bakarak yeni Osmanlı imparatorluğu hayallerine dalacaksın… Üstelik bir de “Diriliş Nesli”nin mümtaz temsilcisi havalarında “kindar ve dindar” kuşaklar yetiştirip Sünni alemini hem emperyal hem de emperyalizmin taşeronu olarak Kelime-i Tevhid Bayrağı altında toplamaya çalışacaksın. Böceği görünce de “derin devletin içinde derin devlet var” diyeceksin. Emperyalizmin savaş ve işgal konsepti içinde yer alıp ayrı bir oyun sahası açmaya çalışan diktatör, ülkesini felakete sürükler.

Aslında o senin derin devletinin böceği. Seni iktidara getiren kuvvet icabında defterini dürmek için yerleştirdi oraya. Vikiliks belgeleriyle o koca perdenin sadece bir köşesi aralandı. Kim bilir daha neler neler, ne böcekler ne fareler, ne hayaller ne gerçekler var ortaya çıkacak.