Bir Seçim Geldi Geçti

Ne oldu?
Kamu adına ne elde edildi?
Cumhuriyetin temel kazanımlarının tasfiye sürecine müdahale edilebildi mi?
Sol, sosyal demokrat, komünist, belediyecilik anlayışı bu seçimde değil hakim kılınabilme, seçmene, Türkiye halklarına en azından kırıntısı anlatılabildi mi?
Vardır belki iyimser tahliller...
Yada en azından Samandağ,Mazgirt, Çamlıhemşin seçimlerinde ve 3-5 beldede kazanılan lokal başarılardan yola çıkarak yapılan optimist tahliller belki yapılmıştır.
Varsa da eyvallah, yoksa da eyvallah...
Bunu derken şunu da unutmadan hemen söyleyelim, iyimser yapılan analizler "suya tirit" taraftarlara moral vermeye yönelik reklam kokan hareketlerden öteye gitmez.
Evet "sosyalist sol" bu coğrafyada, hayata dair ete kemiğe bürünen, bir siyasal-sosyal proje üretememiştir.
Ürettiğini iddia etse dahi, bunun sandıkta karşılığını bulamamıştır.
Bu ülkede her yerel seçimden sonra 30 sene önce yaşanılan "Fatsa Deneyi", sosyalistlerce "ah nerede o günler" nostaljisi çerçevesinde "tahlil" gerekçesi bağlamında konu ediliyorsa, o çok önemli "katastroft" o çok önemli Fatsa bağlamında oluşturulan kalkışma 2009 koşullarında yerini bulamıyorsa, sebep bizatihi günümüz koşullarında ve günümüz koşullarına "volantrist" müdahale olanağı olmayan, olamayan sol yapılardadır.
Bunu görebilen , bunun gereklerini yerine getirebilmek noktasında bir mekanizma oluşturabilen hangi yapı var ise umut ondadır.
Bunun ötesinde yapılan değerlendirmelerin, günü geçiştirmeye çalışanların, kadrolara, taraftarlara, sandıkta her şeye rağmen ilan edilen yapılara oy veren seçmene, güven vermeye yönelik yukarı dada işaret ettiğimiz gibi moral vermeyi amaçlayan umutları gelecek baharlara taşıma gailesi ile hareket eden tekkeci-grupçu yapıların kendini ve emekçileri avutan tahlillerinden öteye geçebileceğini düşünmek yanılsamadan başka bir şey olamaz.
Bu yanılsamalardan kurtulabilmenin yolu ise bağlı olunan yapıların geleceğinden öteye, ülkenin geleceğinin nereye evrileceği konusunda mutabakattan, yada niyetten geçmektedir.
Ulusal basında yapılan açıklamalar bağlamında, derseniz ki bu konuda en gerçekçi,"iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır" deyimi gerçekliğinde yapan, yapabilen ben bir tek Kemal Okuyan'a rastladığımı ifade edersem kendi kendimle çelişkiye düşmem.
Darısı?