Berkin Çocuk, ekmek, şeker

Aslında uzun bir süredir hazırlık yapmış, notlarımı almış, görselleri toplamıştım. Çocuklara, gençlere anlatmak ve de bizim kuşağa hatırlatmak niyetim vardı “horoz şekeri”ni.

Sonra Haziran isyanlarında Berkin Elvan düşürüldü. Kendime söz vermiştim aslında, fırtına kanatlı, martı kaşlı Berkin’in uyandığı haberini aldığım günü takiben O’na hem gazete yazımla hem de şekerin kendisi ile gidecektim, olmadı. Ha bu Pazar, ha sonrası gün saydım.

Niye mi saydım? Çünkü Berkin demek sağlam demek, güçlü kuvvetli demekti. Ama 269 gün direnebildi.
14 yaşında vuruldu, 15 yaşına girerken uyutuluyordu. 16 kiloya geldiğinde uçtu elimizden.

Tabutu kurşundan ağır, ekmekten hafifti
Türkiye, Türkiye olalı, bana göre Uğur Mumcu’nun cenazesinden beridir böyle kalabalık görmedi. Ve sel oldu aktı Berkin’in ardından bu toprakların çocukları. Yeniden kol kola girdiler, omuz omuza durdular, dirildiler, direndiler, direnecekler de...
O muktedir, o seyrek bıyıklı asabi şahsiyet, dünya siyasi tarihinin en karanlık sayfalarında yerini alana kadar.
Evet direnecek bu toprakların çocukları...

Haziran'da ekmek almaya giden çocuk
Evet, 15 Haziran 2013’te demlenen çay, sofradaki zeytin ve peynir kardeşliğini sıcak ekmek taçlandıracaktı. Ortalık karışıktı.
Berkin, annesine “Sen gitme, ayağın da ağrıyor, ortalık karışık, ben gider çabucak gelirim” dedi ve gitti!
Sanatçı Sermiyan Midyat, cenazemizin olduğu gün şunları yazıyordu:
Evet, bütün ekmekler sen kokacak çocuk...
Bütün ekmekler. Senin katilini bulana kadar, yargılatıp cezasını çektirene kadar, o lokmalar bizim boğazımızda düğümdür çocuk...

Biz kime kızacağız?
Bakın o muktedir, Berkin’in cenazesinin akşamı bir televizyon kanalında canlı yayına çıkıyor. Saçları kaşar renginde bir gaSteci soruyor
-Efendim Berkin Elvan?
Muktedir diyor ki: Türkiye bunları aştı. Sabah biraz borsa düştü, sonra toparladı. Döviz kurlarında da bir dalgalanma söz konusu değil...
Kime kızacaktık!

Çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler
Bu yazıyı yazarken sevgili çocuğumuz Berkin’in on yaşında iken bir etkinlikteki sahne gösterimine ait video çıktı geldi. Üzerinde turuncu renkte bir önlük, üzerinde özgürlük yazıyor ve Berkin arkadaşları ile birlikte Nâzım Hikmet’in 1956’da yazdığı Kız Çocuğu şiirini ezgi olarak söylüyor:

Berkin'in babası Sami Elvan dedi ki!
Milyonların uğurladığı Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan, Enver Aysever’in CNN Türk’teki programına katıldı.
Sami Elvan’ın açıklamalarından bazı satır başları:
- Başbakan Berkin’in katillerini getirmezse suçlu kendisidir, zaten emri kendisi verdi.
- Toplumdan tek istediğim, katillerin yargılanması için kamuoyu yaratılması ve gündemde tutulması.
- Kapımın önüne bir ayakkabı kutusu koyacağım, Berkin’in harçlığını her sabah o kutuya bırakacağım.
- (Başbakan’a) Kendisini benim yerime koysun. Benim çocuğum o toprakta üşüyor, o çocuğunu ifade vermeye bile göndermedi. Benim çocuğum en azından hırsızlık yapmadı, onuruyla gitti.
- Berkin’imin getiremediği o ekmeği, benim oğlumu öldürenlere ya da emir verenlere gönderiyorum. Belki ihtiyaçları vardır.
- Berkin’imiz yaşasaydı adı Berkin Ethem Elvan olacaktı.
Evet, bitirirken bir hatırlatma: Bugün, yani 16 Mart, ayrıca 16 Mart 1978’deki, İstanbul Üniversitesi öğrencilerine dönük bombalı faşist katliamın da 36. yılı.
Bombalı saldırıda 7 öğrenci ölmüş, 40’ı aşkın öğrenci de yaralanmıştı. Failler yine ortada yok.
Memleketteki gidişe inat, direnmek için ağzımızın tadı bozulmasın.
Yeter ki boyun eğmeyelim.
Sağlık ve dostlukla...