Spor Arenalarında TKP atakta, AKP batakta

12 Eylül faşist darbesi, darbenin “rap rap” sesleri, spor arenalarında da yankılanmıştı. “Rap rap”çılar başta solun güçlü olduğu ve Kürtlerin yoğun yaşadığı iller olmak üzere, tüm Türkiye’de “OHAL gençliği” yaratmak için sporda yeni bir yapılanmaya gitmişlerdi. Amaç örgütlü solu dağıtırken, yeniden solun örgütlenmesini önleyecek önlemler almaktı. Futbol bu konudaki temel argümanlarıydı. Bol yıldızlı ABD’ci “Rap rap”çı paşalar, “politika tatile çıktı, yaşasın futbol” sloganı atarken, 12 Eylül öncesi futbol söz konusu olduğunda dudaklarında alaycı bir tebessüm beliren ve “bu kadar önemli iş varken futbol mu konuşacağız” diyen entel takımının, paşaların bu deyişine uygun olarak hizaya geleceklerini ve uygun adım marş marş sloganıyla bu kadar çabuk yanlarında yer alacaklarını düşünmemişlerdi herhalde.

Ben o dönem 12 Eylül öncesi yüksek perdeden konuşup, boyundan büyük devrimci laflar eden, darbe sonrasında ise, paşaların futbol kervanına katılıp, aynı ağzı paylaşarak yola getirilen “bizim” cenahın sustalı maymunlarını da yakından tanıma bahtsızlığına uğramıştım.

Dikkatinizi çekmiştir. 12 Eylül sonrası süreçte, sürü sürü sıfatlı spor yaklaşımları ortaya kondu. “Endüstriyel futbol” diyerek, ”futbol asla sadece futbol değildir” diyerek, bu alanın orta oyunculuğuna yukarıda sözünü etiğim entel takımı yerleşti. Düşünmediler ki, futbol geniş anlamda spor, özellikle faşistlerin iktidarlarını sürdürmek için kullandıkları önemli bir araçtır. 12 Eylül sonrasında sistemle bütünleşmek için sıraya giren bu entel takımının bütün mesaisi 3F’yi unutturma çabası olmuştur.

Ben size 3F’yi ünlü faşist diktatörlerin cümleleriyle hatırlatayım. Ne diyordu Franko, Barnebou stadı yapılırken? “Bana 100bin kişilik uyku tulumu yapın!” Aynı şekilde, faşistlikte Franko’dan geri kalmayan Portekiz diktatörü Salazar da “iktidarımı futbola borçluyum” diyerek, sporu afyon olarak nasıl kullandıklarını söylemekten geri durmuyordu.

Spordaki bu gerçekleri bildiği halde bilmezden gelip, sağ siyasetin yarattığı spor batakhanesinde “sağlık için çamur banyosu!” yaptığını zanneden kesimler, benim bir spor emekçisi olarak yıllardır mücadelesini verdiğim spor gerçeklerini ıskalamayı tercih edeceklerdir. Onlar tercihlerini yapmış, sistemle bütünleşerek ceplerinin derdine düşmüşlerdir. Vicdanını, aklını ve onurunu cebine sıkıştıranlarla bizim işimiz olmadı, bugünden sonra da olamaz.

Hepinizin bildiği gibi, Türkiye Devrimci Spor Emekçileri Sendikası Kurucu Genel Başkanı sıfatıyla yürüttüğüm spor alanındaki devrimci mücadeleyi, benim gibi düşünen ve boyun eğmen yol arkadaşlarımla birlikte siyasi arenaya taşıdık. İstanbul 2. Bölge’den TKP milletvekili adayı olarak spor emekçileri ve spor severlerle siyaset arenasında da omuz omuza mücade etmek için çalışıyoruz.

“Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” diyen, sporda da “susmayacağız, sinmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz” diyebilen tüm spor emekçileri aranan 500 bin kişinin içinde yerini alacaktır.

Türkiye Devrimci Spor Emekçileri Sendikası da, TKP ile birlikte bu çağrıyı örgütlemek için birlikte çalışıyor.

Spor emekçileri arasında boyun eğmemekte kararlı olup, TKP’ye oy verirsem oyum boşa gider diyen kardeşlerime de bir kez daha buradan seslenmek istiyorum
İçinizde yaşıyorum, görüyorum ve biliyorum ki, aklınız, vicdanınız, onurunuz boyun eğmemeliyim diyor, fakat bu 12 Eylülcü papağanların propagandası yüzünden, sandık başına gittiğinizde, oyum boşa gitmesin diye, CHP’ye oy verebiliyorsunuz.

Kardeşlerim, TKP’ye verilen oylar boşa gitmeyecek. Senin verdiğin oyla TKP solun dağınıklığını büyük ölçüde giderecek. TKP solun dağınıklığını giderecek ki, solcu olmayanlar solculuk taslamasın, solculuk yapmaya niyeti olanlarda daha cesur davransın.

TKP’nin “kimler oy vermesin” seçim videolarını seyrettiyseniz, TKP’nin sistemle bütünleşmiş hiç kimseyle işi olmadığını görmüşsünüzdür.

Emre Belözoğlu örneğinde de olduğu gibi, kuşkusuz Türkiye Komünist Partisi, “haksız olsa bile üste çıkan, seviyesizliği erdem sayan, zorbalıkla üstünlük kurmaya çalışanları gündemine almaz onlardan oy istemez.

Ama bu videolar biraz da senin için çekiliyor. Aklın vicdanın onurun bu seçimde bir kez daha sınanıyor.

Aklını ve vicdanını özgürleştir ki, oyun boşa gitmesin. Oyun TKP’ye olsun.