Yolunuz açık olsun

Fikir Kulüpleri Federasyonu Olağanüstü Kongresi’ni topladı. Bir yeniden kuruluş toplantısı da denebilir. İzlemek, orada onlarla birlikte olmak isterdim doğrusu… Üniversite yıllarında 12 Eylül karanlığını yaşamış biri olarak, o karanlığın bugünkü izdüşümünü üniversite cephesinden delecek birikimin parçası olmak… Gerçekten isterdim.

AKP’yi de sermaye düzenini de emekçi halk yenecek. Üniversite gençliği, “halk” kavramının özgün, dinamik ve son derece önemli bir unsuru.

“Gençlere yalnızca öğrenecek kuşaklar” olarak bakılmaması gerektiğini hep söyledik. Öğrenmenin yaşı yoktur, gençlerin duygu, düşünce ve eğilimlerinin ve de bilgilerinin her zaman belli bir arızayı barındırdığı düşüncesinin bir zırvalık olduğunu da…

“Öte yandan gençlikte keramet var” türünden bir yaklaşımın da altı boş. Özgüven sahibi, üretken, yaratıcı ve boyun eğmeyen bir gençlik, işçi sınıfından, sosyalist-komünist hareketin bütününden ne alıp, ona ne verdiğine bağlı olarak etkili olabilir ya da önemsizleşebilir.

Bu anlamda FKF, çok ciddi bir olanak yakaladı. Toplumda büyük bir tepki var, bu tepki gençliğin enerjisiyle barışık ve gençlik liberal-milliyetçi-dinci ideolojilerin kuşatmasına teslim olmadı, olmuyor. Bu işin nesnel cephesi… Bir de pırıl pırıl, zeki, delifişek genç kadınlar, erkekler var. Örgütlü mücadeleye hazır, istekli ve yaratıcı…

Ve çok önemli bir meselenin çözülebileceğini gösteriyorlar. Özellikle genç kadınlar. Eşitlik-özgürlük denkleminde, eşitlikçiliği temel alıp özgürlükçülüğü ihmal etmemenin yolunu buluyor, o yolda ilerliyorlar. Toplumda, ideolojiler alanındaki hesaplaşmada gençliğin gerçekten büyük önemi var. Görüyoruz ki, sol söz konusu hesaplaşmada bu defa kazanabilir.

Kazanmak zorunda.

Kolaycılıkla olmaz bu. Gençliğin dinamizmine vurgu yaparak, sadece ona bel bağlayarak da. Kentli, gelişkin bir konumlanış içinde olan, hayatla bağı güçlü ve kendini bağımsız bir olgu olarak değil, emekçi halkın parçası olarak gören bir üniversiteli hareketin önü sonuna kadar açık.

Fikir Kulüpleri Federasyonu bu bağı kurabilirse tarihsel bir misyonu yerine getirir. Aydınlanmacılık, yurtseverlik, kamuculuk, dayanışmacılık kullanılan-tüketilen birikinti olarak değil, üretilerek yeniden var edilen değerler olarak üniversite gençliğine mal edilirse, yalnızca karşıt bir gençlik değil, kurucu bir gençlik için de daha büyük bir şans elde eder, genç işçilerin ihtiyaç duyduğu “yardım” fazlasıyla sağlanmış olur.

FKF bunu yapabilecek mi?

Tuzaklardan korunabilirse yapar, yapacaktır. İlk kez, Türkiye’de sol, teorik değil ideolojik olarak, zaman zaman kendisinden daha gerçek, daha ileri kesimlerle tanışıyor. Bununla kavga edilemez. Kavga edilmemeli. Bunu siyasal akıla taşımak gerekiyor. Basit bir işlem değil bu. En fazla da üniversite gençliğini ilgilendiriyor. Türkiye’de son yıllarda kentleşmenin, AKP saldırganlığının belli bir yaş aralığında neleri tetiklediği, özellikle kentli genç kadın nüfusun nasıl köklü bir dönüşüm geçirdiğini iyi anlamak, bunu iyi değerlendirmek gerekiyor. “Bak arkadaş” ve “bacım” kültürü aşıldı demiyorum, enkaza dönüştü. Benim gördüğüm bu.

Yolunuz açık olsun diyorum, fikriniz ve mücadelenin bol olsun.