Yargıda tarihi reform!

Güzel… Demek ki, çayımızı, nereden bilebilirsiniz ki belki de rakımızı yudumlarken suç ve suçluyu belirleyecek, istediğimizi istediğimiz cezaevine yollayabileceğiz. Ben öyle anladım. Koskoca Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı yanlış bilecek değil ya! Memet Ali Alabora için Silivri’yi uygun görmüş. Ben de bir vatandaş olarak, adaletin yerini bulması için kafa yorayım dedim.
Başlayalım…

Dost ve yandaş iş adamlarının arsalarının emsal değerini yükselterek haksız kazanca neden olmak.

İmar planlarıyla oynayarak yine haksız kazanca neden olmak.

Doğalgaz borcunu ödemeyerek devleti zarara uğratmak.

Biriken kredi borçlarını ödemeyerek kamu bütçesinde büyük delikler açmak, devleti bir kez daha zarara uğratmak.

Her tarafa üst geçit inşa ederek kent dokusunu tahrip etmek, kamu kaynaklarını israf etmek, toplumun huzurunu bozucu davranışlarda bulunmak.

Denetimsiz ve plansız metro inşaatı yapmak suretiyle ölüme sebebiyet vermek.

Sanat eserlerine karşı vandal eğilimler göstermek, kültürel varlıklara saldırmak.

Mafyöz yöntemlerle el attığı köklü bir spor kulübünü küme düşürerek infiale neden olmak.

Mesai saatlerini Twitter’da geçirerek kamu hizmetlerinin aksamasına yol açmak.

Ülkenin başkentini çirkinleştirmek suretiyle halkın ruh sağlığını bozmak.

Edepsiz konuşma tarzıyla çocukları koruma kanununa muhalefet etmek.

Kamuoyunu yanıltıcı bilgi vermek, yalan söylemek.

Suç işlemeye teşvik etmek.

Organize suç örgütü kurmak.

Halka savaş ilan etmek.

Böyle gidiyor… Cezaya ve infaz yerine karar verdiğimde illaki haberiniz olur.

Peki sizin yargı sistemindeki bu yeniliklerden haberiniz var mı? Adalet Bakanı’na, hâkim ve savcılara soruyorum. Son günlerde bir kısmı kamu yöneticisi bazı kişiler, “falanca hapsedilsin, filancanın hakkı ölüm cezası” türünden açıklamalar yapıyor. “Giyotine yollanmalı”, “kafası uçurulmalı”, “recm uygulanmalı” demek de serbest mi? Veya kol-bacak kesmek?