Sevsinler sizin emperyalizminizi…

Trump Erdoğan’dan yüksek koltuğa oturunca “emperyalist zihniyet”, sandalyeler eşitlenince “değer verdiler”…

Ermeni tasarısı bir ülkenin Meclis ya da Senatosundan geçti mi “emperyalizm”, askıya alınınca veya reddedilince “tokat gibi yanıt”…

Milyarca lira karşılığında Abrahamlar, Leopardlar, Sikorskyler, Kobralar gelince “ulusal savunma”, silah satışına ambargo uygulanınca “pis emperyalistler”…

Volkswagen yatırım için Manisa’yı seçince “büyük zafer”, Suriye’deki operasyonu gerekçe gösterip yatırımı askıya alınca “emperyalist şirketten skandal açıklama”…

NATO’dan “Türkiye’yi anlıyoruz” açıklaması gelince bayram havası, “Türkiye ittifaktan uzaklaşıyor” dendiğinde “emperyalist küstahlık”…

ABD ile stratejik ortak olunca kadim dostluk, Kürt oluşumu ABD ile işbirliğine gittiğinde “emperyalist proje”…

Bir Amerikalı yetkili “Türk hükümetinin reformlarını destekliyoruz” diye buyurduğunda yan cebime koy, “hükümetin icraatlarından kaygılıyız” deyince “emperyalistler iç işlerimize karışıyor”…

Özetle ABD’sinden Fransasına, İngilteresinden Almanyasına önde gelen emperyalist ülkelerin emperyalist olup olmaması onların sizinle, Türkiye’deki siyasi iktidarla olan ilişkisine bağlı. Bu ilişki gerilince “emperyalizm”i keşfediyor, işler yolunda gidince emperyalizm-sömürgecilik filan hepsini unutuyorsunuz.

Sevsinler emperyalizminizi! 

Tam bir yalama olma hâli, ikiyüzlülük, kibirle eziklik arasında sıkışmışlık… Aynı zamanda değerler sisteminde muazzam bir aşınma…

Bütün bunları halka “ulusal çıkar” diye yutturuyorsunuz.

Efendiler, dünyanın merkezinde siz yoksunuz; kendinize ağam-paşam denmesinden hoşlanabilirsiniz ama kurtlar sofrasında rekabete giriştiğiniz dünyanın gerçekliği sizin keyfinize göre değişmiyor. Emperyalizm bugünkü dünyanın olgusu. Varlığını büyük tekellere, kutsadığınız piyasa ekonomisine borçlu. Sayısız kez söyledik, bugün kapitalizme karşı olmadan emperyalizme karşı olmanın bir karşılığı yok. Bunun sizin için bir anlamı bulunmuyor elbette, ne de olsa piyasaya tapıyor, bir yandan siyaset bir yandan ticaret yapıyorsunuz. İstiyorsunuz ki, en gelişkin silahlar sadece size satılsın, uluslararası tekeller yatırım için bir tek Türkiye’yi seçsin, her sabah Berlin-Vaşington-Paris-Londra koro halinde “en değerli müttefikimiz Türkiye’dir” diye anons geçsin… 

Güçlü emperyalist ülkelerin pek sevdiği, tercih ettiği ruh halidir bu. Bu ruh halini fırsata çevirip her yerde kullanışlı aptallar bulurlar. 

Bütün isteğiniz, onların değerlisi olmak. Daha da iyisi, onlar gibi olmak!

Evet arzunuz budur.

Yanıtımızsa, kahrolsun emperyalizm. Her yerde, her zaman, ikirciksiz! Dün Kore’de, Vietnam’da, Cezayir’de, Şili’de, Arjantin’de; kahrolsun emperyalizm! Bugün Venezuela’da, Bolivya’da, Suriye’de, nerede ve nasıl kan döküyorsa, nerede nasıl var oluyor, hangi kaynaklardan besleniyorsa; kahrolsun emperyalizm!