ODTÜ’ye neden saldırıyorlar?

Kemal Okuyan'ın “ODTÜ'ye neden saldırıyorlar? başlıklı yazısı 27 Aralık 2012 Perşembe tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin siyasal tarihimizde ne kadar özel bir yere sahip olduğu herhalde açık. Eğitim ve bilim alanında da, onca engelleme ve müdahaleye karşın bu üniversitenin ağırlığını kimse sorgulayamaz.

Devrimci ODTÜ’ye gelince…

ODTÜ’de bugün devrimciler, solcular, yurtseverler, sosyalistler elbette var. Hem öğrenci, hem öğretim elemanı hem de emekçi olarak. Bunlar karanlığa karşı mücadele ediyor, ODTÜ’de devrimci geleneği yaşatmak için ellerinden geleni yapıyor.

Ancak ODTÜ, solun ağırlıkta olduğu bir okul değil. 12 Eylül öncesinden çok daha kalabalık bir öğrenci nüfusun okuduğu üniversitede “çoğunluk” kendi derdine düşmüş, düşürülmüş durumda.

Peki AKP neden özellikle ODTÜ’ye saldırıyor?

Öncelikle simge olduğu için… Taksim Meydanı inadında kaç yıl boyunca Türkiye’nin en büyük kentinde fiili sokağa çıkma yasağı uygulayan AKP için, “direnç odağı” olabilecek her şey ortadan kaldırılmalı.

Simgeler bu nedenle önemli. Kentsel dönüşümü yalnızca rant getirecek devasa bir proje olmaktan çıkartıp, toplumun hafızasını silmeye dönük operasyona dönüştüren de bu zihniyet değil mi?

Yine de AKP’nin ODTÜ ve diğer üniversitelere dönük saldırganlığı, bir tür “vezir düşürme” stratejisine bağlanamaz tek başına. “Sıra ODTÜ’ye geldi”, eksik kalacak bir değerlendirmedir.

Sorun şu… AKP, üniversiteleri, başka kurumları olduğu gibi ele geçirdi ama ikna edemiyor. Solun, cesur, kararlı ve meşru hamlelerle çok yaygın bir tepkiyi harekete geçirebileceğini seziyor, hatta biliyor. Bunun paniğiyle savaş ilan ediyor.
Elde hiçbir şey yok. Ama hiçbir şey!

Yandaş rektörlerin haline bakın. ODTÜ’yü kınama yarışında sona kalmamak için abuk subuk açıklamalara imza atıyorlar. İnsan içine çıkamaz haldeler. El çabukluğuyla ünvan sahibi olan AKP hocalarını öğrenciler ciddiye almıyor. AKP’nin üniversiteleri ele geçirmesine yardımcı olan liberal tayfa ise şu sıralar kendilerini unutturma derdinde. Öğrenciler arasında bugünkü gericiliği göğsünü gere gere ve militanca savunabilenler ise yalnızca faşistlerle Milli Görüşçüler!

Piyasa bağlantısı, bilim ve ideoloji üreten bir kurumun ayakta kalmasına yetmez. Bu nedenle gelişmiş kapitalist ülkelerde bile, akademiye “özgür” bir alan bırakılır. AKP bu alanı da kendi kullanmak istediği için sorun çıkıyor.
Polis bu nedenle gerekiyor.

AKP, iktidarı kurumsal olarak ele geçirdiği üniversitelerde yönetme krizi yaşıyor. Eskisi gibi yönetemiyor, üniversite ahalisi de eskisi gibi yönetilmek istemiyor. Burada bir kriz var. Bu krizden darbe çıkar, üniversitelere darbe…

Bu darbeye karşı konmalıdır. Bu darbeye ODTÜ dahil olmak üzere, üniversitedeki duruma ilişkin gerçekçi değerlendirmeler yaparak direnilmelidir.

Çünkü üniversitelere darbe, ülkenin bütününe vurulacak darbenin öncüsüdür.

Ne demiştik? AKP’nin elbisesine Türkiye sığmaz! Üniversiteler, bunun kanıtıdır. Halk, direnme eğilimleri gösteren üniversitenin yanında durmalı, “öğrenciler yine başladı” türünden değerlendirmelere itibar etmemelidir. Üniversiteler ise “protesto”culuktan ibaret bir duruşun direnç oluşturamayacağını bilmelidir.