Mustafa Terim, 
Fatih Sarıgül!

AKP anket yapmış, Kadir abimiz önde imiş, Mustafa Sarıgül hemen ardından takipteymiş. CHP’nin diğer aday adayları geriden geliyormuş.

Fatih Terim çok sinirlenmiş. Tebligatı elden vermemiş, evine yollamışlar. Onca başarıdan sonra bu yapılırmıymış.

Sarıgül’ün Anadolu’yu neden dolaştığı anlaşılmış. İstanbul’a göç veren kentlere gidip, İstanbul seçmenini etkilemeye çalışıyormuş.

Terim’in gözleri dolmuş. Futbolcular duygulu anlar yaşamış. Yönetim ise soğukkanlılığını muhafaza etmiş, içlerinde ağlayan yokmuş.

Sarıgül nihai kararını vermiş, bayramdan önce CHP’ye başvuracakmış. Dostlarına öyle demiş. Ankara kulisleri çalkalanmış.

Fatih çok sinirlenmiş. Galatasaray Yönetim Kurulu toplantısında konuşulanlar kulağına gitmiş. “Hesap soracağım” demiş. Bazı köşe yazarları “sorar, o imparatordur” diye yazmış.

Sarıgül CHP’ye üyelik başvurusundan sonra aday gösterilmemesi riskine karşı “güvence” istiyormuş. Yakın çevresine, “bana tuzak kuranlar” var demekteymiş. Kılıçdaroğlu ise Sarıgül’ün adaylığında kararlıymış.

Rize maçında Terim Arena’ya gelip tribünde oturacakmış. Karşılaşmayı “Milli Takım Teknik Direktörü” sıfatıyla izleyecekmiş. Seyirciler de yönetimi protesto edecek, “İmparator” diye bağıracakmış.

25 ve 26 Eylül 2013’te Türkiye bunları konuşuyor, gazetelerde televizyonlarda bunlar tartışılıyor.

Şöyle çözsek?

Sarıgül Galatasaray’a başkan olsun, Terim de Büyükşehir’e belediye reisi…

Duyuyoruz ki, Mustafa Sarıgül önce CHP üyesi, sonra belediye başkanı, daha sonra genel başkan, sonra sonra başbakan ve nihayetinde cumhurbaşkanı olmak istermiş. Arada Galatasaray’la da ilgilensin, hem yıllardır bunu arzulayan Hıncal Uluç mutlu olur. Ordan gider başbakanlık filan yapar.

Galatasaray’ın hocasıyken milli takımı da çalıştırmaya “he” diyen biri olarak, Terim’in İstanbul’u da idare etmesi pekala mümkün. Hazır Galatasaray’a ayırdığı zaman boşalmışken, Erdoğan bir de bunun için ricacı olsun, İstanbul’u Fatih’e teslim etsin. Bakın Fatih! Üstelik İmparator! Bizans’a yakışmaz mı?

* * *

Zavallı ülkemiz, bu şişirilen ya da şişen egolara mahkumken, ne fark eder! Halkı bunlarla yönetmek kolay, bunları da istendiği gibi eğip-bükmek. Arada Tayyip gibi, gazını uluslararası piyasalardan alanlar çıkınca, söndürülmeleri de zaman alıyor ama olsun… “Ben, ben, ben” diyenler el üstünde tutuldukça halkın iradesi yerlerde sürünecek nasılsa…

Evet ne diyorduk, Mustafa Terim şey olsun, Fatih Sarıgül de öbür şey olsun.

“Sizde neden başkan yok, sekreter yok” diye soranlara da şu yanıt olsun: Padişahtan, imparatordan, reisten, kraldan, ağadan, beyden geçilmeyen ülkemizde hepisi bir yerlerin başına geçti, komünistlere halktan başka bir şey kalmadı!