Komünistler halkın bekçisi, temsilcisi olacak

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan pazartesi röportajında bu hafta hem Ovacık Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu'yla hem de yerel seçimlerde partinin politikasıyla ilgili sorularımızı yanıtladı:

Ovacık Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu önümüzdeki yerel seçimlerde Tunceli Belediye Başkanlığı için aday adayı olduğunu açıkladı. Kamuoyunda “Komünist Başkan” diye tanınıyor, basında TKP’li başkan diye veriliyor haberler. Bunu size soralım, Maçoğlu’nun TKP ile ilişkisi nedir?

Daha önce de değişik zamanlarda açıkladık, Sayın Fatih Maçoğlu, Türkiye Komünist Partisi’nin adayı olarak 2014 seçimlerine katılmış ve Ovacık Belediye Başkanı seçilmiştir. O gün de TKP üyesi değildi, bugün de. Bir yerel ittifak zemininde görüştük, anlaştık ve TKP adayı olarak seçime girdi. 

Ama seçildiğinde ilk “komünist belediye başkanı” diye tanındı, şimdi de TKP’li diye biliniyor.

Bu doğal, TKP adayı olarak girdi seçime, belediye meclisine de TKP’den adaylar seçildi. Ancak bütün bu süreçte ne TKP ne kendisi “Maçoğlu TKP’lidir” diye bir açıklama yaptı. Başarılı, tanınan, tüm Türkiye’de sevilen bir Belediye Başkanı’nı kullanarak propaganda yapacak bir parti değiliz. Ancak Maçoğlu dostumuzdur, kendisiyle görüşüyoruz, Ovacık deneyinin nasıl yaygınlaşabileceği konusunda parti olarak kafa yoruyoruz.

Mart’ta yapılacak seçimlerde yeniden TKP adaylığı söz konusu olabilir mi?

Bu konuları görüşüyoruz, görüşmeye devam edeceğiz. Kendisinin kamuoyuna yapmış olduğu açıklamalar var. Türkiye Komünist Partisi de yerel seçimlere ilişkin bir yaklaşıma sahip. Bunları buluşturmamız elbette mümkün.

Tunceli merkez adaylığını düşündüğünü açıkladı.

Evet, “aday adayıyım” dedi. Sanıyorum kendi arkadaşlarıyla görüşüyor, bir değerlendirme yapıyorlardır. Biz de bütün Türkiye’de kent, kent bir çalışma yürütüyoruz, bu çerçevede elbette görüşeceğiz, düşüncelerimizi paylaşacağız, kendisini, kendilerini dinleyeceğiz. Bunun öncesinde daha fazla bir şey dememiz söz konusu olamaz.

TKP’nin “bu düzen değişmeli” sloganıyla özetlenen bir politikası var. Bugünkü düzenin yama tutmayacağını her fırsatta söylüyor. Peki komünistlerin yerel yönetimlerde başa geçtiği örnekler bu açıdan nereye oturuyor?

Bu düzen, yerel yönetimlerin hareket serbestliğini fazlasıyla kısıtlıyor. Ancak bu kısıtlama her alanda var; siyasette böyle, medyada böyle, sokakta böyle… Tabii, yerel de olsa bir belediyede iktidara geliyorsunuz ve aslında bu kısıtlamalar daha da belirleyici hale geliyor. Ancak komünistlerin yerel yönetimlerde hem bu kısıtlamaları geriletmek hem de bu kısıtlamalara rağmen halkçı bir belediyeciliği hayata geçirmeleri mümkün. Bu açıdan Ovacık örneği, evet küçük bir ilçe ama neler yapılabileceğini gösteriyor. Ayrıca halkın siyasete, karar mekanizmalarına katılımı açısından da olanak anlamına gelir yerel yönetimler. TKP önümüzdeki dönem böyle örnekler yaratmak için bir planlama içinde. “Muhalefetteyken bunları yapabilenler, iktidardayken neler yapar” dedirtmek elbette önemli. Halkın özgüvenini artıran, memleketten umut kesenlerin sayısını azaltan bir gelişme olacaktır bu.

TKP seçimlere parti olarak girebiliyor mu?

YSK bizim bilmediğimiz, yazılı olmayan kriterlerle hareket etmiyorsa, TKP’nin Mart’taki seçimlere katılmasını engelleyecek tek bir gerekçe yok.

Peki nasıl bir politika izleyecek TKP? 

Dediğim gibi, amacımız yerel seçimlerde farklı bir belediyeciliği, “sol”cu demeyeceğim, bu kavramın içi boşaltıldı, kamucu, halkçı, aydınlanmacı, çevre ve kültür-sanat dostu belediyeciliğin örneklerini yaratmayı hedefleyeceğiz. Bunların sayısı az olacak ama önemli olacak. Bunun dışında “belediye meclislerine komünistleri halkın bekçisi, sesi, temsilcisi olarak sokma” çağrısı yapacağız. Belediyelerde halkın zararına her tür dolap dönüyor, bunların teşhiri, bunlara karşı siyasi ve hukuki adımlar atılması, çok önemli. Çoğu örnekte düzen partileri arasında bir anlaşma var; rant paylaşılıyor, kimsenin ruhu duymuyor. Bu tekere çomak sokmamız, kaynakların halkın yararına kullanılmasını sağlamamız gerekli.

AKP’ye karşı ittifakların desteklenmesi ya da AKP’ye karşı bir adayın desteklenmesi söz konusu olacak mı?

Türkiye Komünist Partisi düzen partileriyle ittifak yapmaz, onlara oy çağrısında bulunmaz. Bunu her defasında söyledik. Bu ne siyaset bilmezlikle, ne sekterlikle ilgili… TKP’nin daha önceki seçimlerde aldığı oy ortada. Şimdiye kadar Türkiye’deki dengeleri değiştirecek ya da önemsenecek bir noktaya gelmedi TKP oyları. Buna karşın her seçim muazzam bir baskı kuruluyor “oyları bölmeyin” diye. Çünkü bu direnci, düzen siyaseti karşısındaki direnci tamamen yok etmek istiyorlar. Biz bu direnci mutlaka güçlendireceğiz. “AKP’nin geriletilmesi” isteği toplumda geniş kesimlerin paylaştığı bir istek. Bizim derdimiz bu duyguyla, bu taleple değil. Ama bu duygunun yeni yanlışlara yol açmasına izin vermeyiz. Tamam, AKP’nin ekmeğine yağ sürecek hiçbir şey yapmayız ama altını çiziyorum, TKP düzen güçleriyle ittifak yapmaz, düzen partilerine oy çağrısında bulunmaz. Onlar kendi aralarında anlaşıyor, kavga ediyor, sonra tekrar anlaşıyor, ittifak kurup bozuyorlar; bizim o dünyada ne işimiz var!