Hesap hatası...

Sen bir hesap hatasıydın. 1990'larda kendini "biz insanlığa ne istersek onu dayatırız" şımarıklığına kaptıran uluslararası gericilik seni Türkiye'nin başına bela ederken, söz konusu olan kocaman bir hesap hatasıydı.

Hatayla başladın, hatayla devam ettin. Her şeye karıştın, insanları aşağıladın, yoksullukla alay ettin, kükredin, böğürdün. Yanlış yaptın, hesaplayamadın.

Vakit varken çekilmedin. Danışmanlarına, çürüklere, çürüttüklerine, şebekene güvendin. Vururum, ezer geçerim sandın. Dedim ya sen bir hesap hatasıydın, hesap hatalarına sen de katacağını kattın.

Arkanda artık seni sen yapanlar yok. Bunun anlamını bile kavrayamayacak kadar kafasızsın. Uğursuz planlar yapıyor, günü kurtarmanın yollarını arıyor, böcek gibi gördüğün bir halkın uyandığını bir türlü kabullenmiyorsun.

Sen nasıl bir adamsın? Nasıl bir kafasızlığın ürünü, nasıl bir ahmaklıksın?

Dün aldatılan ve aslında seni aldatmaya devam eden büyük kalabalıklara konuşurken, yine "saldırın" emri veriyordun. Halk evladına sahip çıkmasın, toplanmasın, yürümesin diye "her tür önlemi alın" dedin. "Söyleyin, 10 milyon dolar versin" dercesine... "Sıfırlayın, halkı sıfırlayın."

Gençleri öldürmüştün. Hesap hatası. Çocuğu da öldürdün. Hesap hatası. Şimdi kafanda ne hesaplıyorsan bil ki o da hata!

Tahliyeleri, linç girişimlerini, halkta biriken öfkeyi kendi lehine çevirmek için elli bin tilki dolaşıyor beyninde belli ki. "Gerilimler, ölümler hırsızlıklarımı, cinayetleri unutturur, bu karışıklıkta birilerini yine peşime takarım" diye düşünüyorsun.

Kafan paradan başka bir şeye basmadığı için anlayamıyorsun. Sen bitmiştin. Gersen de, yumuşatsan da...

Hesap hatasısın sen.

En büyük hatanı da dün yaptın. Berkin öldüğünde, kaçıp gitmedin.

Bu senin son hatan olabilir, haberin ola.

Son hesap hatan!