Helikopterle ilgili aykırı yazı

Suriye helikopteri düşürüldü. Şaşırtıcı değil, Türkiye çok uzun süredir provokasyon peşindeydi. Bir de üstüne kimyasal silahlar konusunda Rusya ile ABD arasında varılan anlaşma eklenince, kim tutar Tayyip-Ahmet-Necdet üçlüsünü…

Biri artık kabusu haline gelen Esad’a gününü gösterdiği, diğeri şamar oğlanına dönmüşken hiç değilse birkaç gün efelenme şansı yakaladığı, ötekisi komuta ettiği ve itibarsızlaşan bir ordunun varlığını hissettirebildiği için mutlu olmalı. Bu bile “vur emri” için yeterli.

Sonra Ankara’nın bütün dünyaya Suriye’deki teröristleri desteklemeye devam edeceği mesajını geçmesinin etkili bir yoluydu bu. ABD’de de “silah sevkiyatı”nı yasal hale getiren düzenlemeler yapılıyor ardı ardına. O halde “şimdilik saldırmıyoruz ama Esad üzerindeki baskıyı artıracağız” demiş oluyorlar. Destekledikleri eli kanlı katillere de “sizi satmadık, merak etmeyin” güvencesi veriliyor.

AKP iktidarının bu hamleyi kimyasal silahlar konusunda varılan anlaşmayı sabote etmek için yaptığını düşünmek ise ABD ile Türkiye arasındaki ilişkinin mantığına aykırı. Erdoğan, Obama’yı daha fazla zorlayamayacağını bilir, en azından kısa süre önce bunu öğrenmiştir.

ABD yönetiminin, Rusya’nın atağını gölgelemek için Türkiye’yi kışkırtması ise Washington’ın dertleri hesaba katıldığında pek olanaklı değil. Kimyasal silah anlaşması Obama’ya can simidi olmuşken, şimdi bandı yeniden başa sarmayı neden istesinler ki!

Buraya kadar, ilk akla gelebilecekleri yazdım.

Ancak hemen akla gelmeyeni de okurlarımızla paylaşmak durumundayım. Çünkü yukarıda yer verdiğim mantıklı değerlendirmenin gerçekle bire bir örtüştüğünden, her şeyi açıkladığından emin değilim.

Önce birkaç noktanın altını çizeyim. Helikopter olayı ABD ve Rus basınında resmen geçiştirildi Suriye yönetimi son derece yumuşak bir açıklama yaptı ve helikopterin Türk hava sahasını ihlal ettiğini, hiç gecikmeksizin kabul etti AKP emrindeki medya, meselenin Suriye’nin ihlaline değil, Türkiye’nin büyüklüğüne odaklandı.

Hemen akla gelmeyen ama üzerinde durulması gereken diğer olasılık, bu veriler ışığında belirginleşiyor: Suriye helikopteri kimyasal silahlar konusunda varılan anlaşmaya kurban edildi. Daha doğrusu, edilmiş olabilir.

Kurban edenler, Türkiye ve hatta ABD’den ibaret de olmayabilir.

Helikopter olayı, Putin ve Obama’dan sonra, Erdoğan’ın çıkış yolu olarak neden tasarlanmasın ki?

Anlaşma, Obama’yı kurtardı, hem hazır olmadığı bir askeri müdahaleye sürüklenmekten hem de Kongre’de fena bir tokat yemekten. Ama Putin’i de kurtardı, müttefikini koruyamayan, müttefikine askeri operasyon düzenlenmesini engelleyemeyen lider durumuna düşmekten…

AKP ise anlaşmayla kurtulmadı, yerlerde sürünmeye başladı.

Helikopter olayı buna tepki olarak görülebilir ama tepki vermemesi için sus payı olarak tezgahlanmış da olabilir.

Komplocu fantezilerin ürünü değil bu yazdığım. Suriye yönetiminin böylesi bir ortamda, bu kadar dikkatsiz davranabileceğine inanmıyorum. Kaldı ki, savaş uçaklarından çok daha yavaş hareket eden helikopterlerin “yanlışlıkla” sınır ihlali yapması gerçekten çok zor. Birileri yanıltmış, hiç kestiremediğimiz başka bir gelişme yaşanmış olabilir. Bilemiyorum.

Kanıtlanması şu an için mümkün olmayan bir iddiayı sizinle paylaşmamın nedenine gelince: AKP’nin helikopter şovu kimseyi yanıltmamalı. Bunlar devam edecekler provokasyonlarına ama master plan çöktü!

Treni sallıyorlar!