Demet Akalın saçmalığı…

Suriye politikası tamamen çöken Erdoğan’ın bir kara savaşını göze alıp almayacağı gerçek bir meseledir.

Cizre ve diğer yerleşimlerde sürmekte olan ve katliama dönüşen operasyonlar gerçek bir meseledir.

Tayyip’in Ekvador’da protesto edilmesi, karşılığında insanların üzerine korumalarını salması, ardından patlayan diplomatik kriz, azıcık gerçeküstü olsa da, gerçek bir meseledir.

“İmralı tutanakları”nda açıkça sergilenen MİT-HDP işbirliği, gerçek bir meseledir.

Yassıada’nın ağaç katliamıyla çöle dönüşen görüntüsü ve ilgili bakanın “haberim yok” demesi gerçek bir meseledir.

Ekmeğini kazanma uğraşındaki işçilerin her gün “kaza” adı altında patronları tarafından öldürülmesi ve bu cinayetlerin hesabının tutulmaması, gerçek bir meseledir.

Türkiye bu sıralar gerçekler tarafından fazlasıyla hırpalanan bir ülkedir.

Bu kadar “gerçek” bir ülkede aslında sadece ve sadece bir saçma olan Demet Akalın’ı gerçek bir gündem haline getiren nedir?

Sesini duymuş dahi değilim, benim cehaletim ve ilgisizliğime verin. Haberlere düştüğü kadarıyla şarkı söylüyor, çünkü konserleriyle ilgili başka şarkıcılarla sürekli atışıyor, polemik yapıyor. Bildik reklam işleri…

Bu yetmiyor, çünkü bir yandan müzik endüstrisindeki gelişmeler bir yandan da AKP’nin eğlence dünyasına müdahalesi, pastayı daralttı, yalnız gerçek sanatçılar için değil, kolay yoldan ceplerini dolduran magazin ünlüleri için de iş zorlaştı.

Bazı televizyon kanalları kapandı, bazıları ise AKP muhafazakarlığına uygun bir biçimde “kapandı”; CHP’li belediyelerin festival-halk konserleri azaldı.

Rekabet kızıştı.

Rekabet kızışınca magazin ünlülerinin Hac ziyaretleri arttı, türbana sarılanlar oldu lakin ikiyüzlü muhafazakarlığımız türbanlı sanatçıya pek itibar etmedi, üstüne kadın sesini dinlemeyi günah sayan da epey bir kesim vardı, şarkının kendisine yasak konmuyorsa eğer…

E bu koşullarda ne yapacak şarkıcımız?

Demet Akalın’ın kızının namaz kılarkenki fotoğrafını paylaşması, çok açık ki ve herkes biliyor ki, reklam amaçlı.

Çocukların reklamlarda kullanılmasını sınırlayan birçok madde var oysa.

“Herkes çocuğunun fotoğraflarını paylaşıyor, Demet Akalın’ın ne suçu var” denecek. Doğru, bütün toplum teşhirci hale getirildi; insanlar yediği yemekten yediği naneye kadar her şeyi gözler önüne sermeye zorlanıyor. Bu anlamda Demet Akalın’ın yaptığı son derece “normaaal”.

Anormal olan ne?

Anormal olan, iki yaşındaki bir çocuğa din eğitimi verilmesi, dinsel kavram ve ritüellerin öğretilmeye çalışılmasıdır. Başka bir şey de olabilirdi bu… O yaşta yapılamayacak bedensel hareketler vardır örneğin. Soyut düşünme yeteneği kazanılmasının hangi süreçlerden geçtiğine ilişkin epeycene gelişkin bir bilimsel literatür var elimizde.

İki yaşında din eğitimi olmaz.

Reklam amaçlı bu paylaşımın haber değeri elbette var. soL eleştirilecekse, Demet Akalın’ın çocuğunu, iki yaşındaki bir kızı haberleştirdiği için eleştirilebilir.

Peki çıkarılan gürültü ne?

Namaz kılınmasına tahammül edemiyormuş, hazımsızmış soL!

Demet Akalın gerçek değil ama bu yaygara gerçek.

Bu ülkede insanların ibadetini yerine getirmesinden rahatsız olan kim var?

Ama söz konusu olan iki yaşında bir çocuk.

Tersine bu ülkede farklı inançlardan ya da dinsel inancı olmayanlardan rahatsız olan bir siyasi iktidar var.

Çünkü işçilerin, gençlerin, kadınların, ağaçların katledilmesi; Suriye’de işlenen tarihi suçun gizlenmesi; onca talan ve yağma; yolsuzluk ve hırsızlıklar; derin sömürü ve eşitsizlikler; hukuk skandalları; bütün bunları göğüslemenin en pratik ve etkili yolu din adına konuşmak.

En sonunda Erdoğan’ın gökten indirildiğini de söylemeye başladılar; siz misiniz padişah bozuntusu diyen!

Kimse ağzını açamaz nasılsa.

Ağzını açan da Ahmet Hakan, Ertuğrul Özkök gibi açıyor; meselenin özüyle değil köstebeğin gözüyle uğraşarak; onlara bile “din düşmanı” yaftası yapıştırılıyor.

Düşünsenize Demet Akalın’dan bir “kutsal savaşçı” çıkaran bir düzen var karşımızda.

İster gerçek dersiniz, ister gerçeküstü.

Şimdi bu kadar gerçek gündem varken neden Demet Akalın yazısı diye sorabiliyor musunuz?

E çünkü o gündemlerde suçluyu kurtaran biraz da Demet Akalınlar…

Kimse ağzını açamaz nasılsa…

Öyle mi!