Bazıları milletin, bazıları siyasetin...

Aşağıdaki diyaloglara, AKP ve cemaat sözcülerinin 180 derecelik dönüşüne şaşıran, bundan acaip keyif alan bazı dostlarımıza “dinlemelere” yalnızca iktidar cenahının takılmadığını hatırlatmak için yer verilmiştir. Üstelik bu dinlemelerde böcek, solucan ya da herhangi bir haşarat kullanılmamış, sadece vatandaşın gözü önünde yapılan konuşmalara kulak kabartılmıştır. Görülmektedir ki, birileri hem paranın, hem milletin bir tarafına musallat olurken, başkaları da ilkelere, tutarlılığa aynı şekilde tecavüz etmektedir.

- Adaylarımız çok mu sağcı oldu nedir?
- Öyle diyorlar.
- Dengeleyelim.
- Hay hay. O halde, oraya solun hoşuna gidecek birini koyalım.
- Yok oraya hani bir imam vardı, onu yazalım. Sen orayı bırak, buraya soldan birini bul.
- Şu nasıl olur?
- Cık. Hatırladım, burada AKP’den istifa edip geleni gösterecektik. Gelmeyeydi iyiydi ama geldi. Sen şunu şuraya koy.
- Şurada Demokrat Parti’den partimize geçen arkadaşımız var. Onu gösterelim demiştiniz.
- Hay Allah, yer kalmadı mı başka? Dengeleseydik iyiydi.
- Hepsi bitti. Bir tek “son ana saklayalım” dediğiniz nah orası kaldı.
- Hayatta olmaz, nah orasına fişmekanın yeğenini koyacağız, ahaliden hayır dua alacağız.
- Çok uygundur efendim, peki şunu n’apçaz?
- E madem olmadı bu sefer, öbür sefer milletvekili yaparız…

(…)

- Bak bak bak, ne yazmış köftehor, “Eskimo ajanıdir” demiş.
- Kime demiş?
- Bizim Kadri’ye demiş.
- E ama geçen gün onun için “vatanseverlerin vatanseveridir” diyordu.
- Onu öyle demişti ama şimdi Sadri için öyle diyor.
- Hadi ya. Peki Bahri için bir şey demiş mi?
- Yok, ama Fahri için “sen bizim değerlimizsin” demiş.
- Neden öyle demiş ki, provokatör değil miydi o?
- O eski bilgi. Geçenlerde Bedri’ye Sorosçu demişti ya, onu çok beğenmiş.
- Bedri’ye ne oldu? Daha dün kırmızı kordela takmıştı.
- Taktı amma gece rüyasında Kadri ile görmüş, çok sinirlenmiş.
- Ya Sabri… Onun için ne demiş?
- Yarına bırakmış. Hele “bir gece geçsin” diyormuş.

(…)

- Gördünüz mü filanca “ak” demiş…
- Öyle demiş ama unutma bir defasında da “kara” demişti.
- Olsun, saydım, daha çok ‘ak’ demiş.
- Bak şimdi, sen onun dediklerini sayma, falancanınkileri say, asıl onun dediği önemlidir örgütte.
- E o da “akı yedirmeyiz, süreci ezdirmeyiz” dediydi geçenlerde.
- Dediydi ama neden dediydi?
- Neden?
- Sıkıştırmak için. Ne demiş bak: ‘Ak, aklını başına alsın’. Daha ne desin! Açıkça eleştiriyor. Hem bak dört yıl önce demiş ki…
- Ne demiş?
- Bunlar faşistin feriştahıdır demiş. Ak faşist demiş.
- İyi ama daha iki yıl önce…
- Sen onu boş ver, bir keresinde…