Azıcık kötü 
olaydı, iyiydi!

Erdoğan iyi bir siyasetçi midir?

Bitmesine rağmen “bitmediği”ne göre bayağı bir şey. Peşinden birilerini sürüklüyor, kavga ediyor, çözülmeyi engelliyor…

Demek ki, iyi siyasetçiyle iyi sanatçı, iyi sporcu, iyi inşaat ustası, ne bileyim iyi ayakkabı tamircisi arasında bir ayrım var.

“İyi” sıfatını hırsız için kullanmayız, yalancı için kullanmayız, “iyi katil” hiç demeyiz. Bununla birlikte, kötücül değerler için hizmet eden birine “şöyle böyle ama iyi siyasetçi” dediğimiz olur.

Siyaset için ne kadar fena!

Balon gibi şişkin egon olacak, çakal olacaksın, insanlara gerektiğinde böcek muamelesi yapacaksın. Bunu beceremediğinde “kötü siyasetçi” olacaksın.

Sabah bir mahalle kahvesinde kulak misafiri oldum insanlara, Kılıçdaroğlu’nu tartışıyorlardı. “Fazla iyi” buluyorlardı ve bu nedenle “kötü siyasetçi”!

Kemal Bey’in sorunu “fazla iyi” olması mı, bilemem. Tanımam, etmem. Bana göre sorun çok açık ki ideolojik. Ancak yine de tuhafıma gitti “iyi insan olduğundan kötü siyasetçi” tanımlaması. Sessiz diyebilirsin, mülayim diyebilirsin, kavga etmeyi bilmiyor diyebilirsin ama “iyi insan” bayağı tuhaf bir eleştiri.

“Deniz Baykal olaydı iyiydi” diyor emekli öğretmen olduğunu anladığım kişi. “Baykal’ı azıcık kötü buluyor” demek ki!

Dayanamıyorum, sohbete katılıyorum. Dakikasında hak vermeye başlıyorlar, memleketin, CHP’nin gerçek sorununun ne olduğuna ilişkin düşüncelerime. Ancak arada yine “dinsizin hakkından imansız gelir” lafını sokuşturuyorlar. Kendilerine bakıyorum, çok sevimliler, kötü olmayı asla beceremezler. Ama o kadar sıkışmışlar ki, kötüyü yardıma çağırır hale gelmişler. Kendileri iyi kalsın ama birisi de onlar adına elini kirletsin!

Oysa böyle bir çıkış yok.

Siyasetin büyük trajedisi bu. Daha doğrusu insanlığın…

Diktatörün giderayak yaptığı kötülüğe bakın.

İyi siyasetçi ama!