Azıcık kaba olun kaba!

Ülkede yaşananlara kaba analizlerle yaklaşmak en güzeli. İnceltmeden, ayrıntılar içinde kaybolmadan… Geçici süre!

Şablonlar, şemalar, mekanik değerlendirmeler… Şu sıralar, bunlardan da korkmayın. Zarardan çok faydası var.

İndirgemeci de olabilirsiniz. Hiç sakıncası yok.

Hatta, bugün tek çare. Panzehir anlamında…

Çünkü…

“Bitti” dediğimiz sırada, Diktatörle birlikte bu ülkede “canlı” kalan her şeyi bitirmek için harekete geçildi. “Bitti” dediğimiz ve bittiği son derece açık olan diktatör, öyle manevralar yapmaya başladı ki, nutkumuz tutuldu.

Diktatör, “mağduru oynayan mağruru” bıraktı masuma döndü ve cemaatten çok çekmiş kesimlerin suflörlüğünde “ah ah, bizim altımızı oymuşlar, neler neler yapmışlar” diye dövünmeye başladı. Gözucuyla “kandırdım mı acaba” diye bakmakta ve işe yaradığını gördükçe, yaygarasına devam etmekte: “Aldatıldıııım, sırtımızdan hançerlendiiim”.

Elemanlar da hemen tasdiklemekte, “aldatıldıııık, sırtımızdan hançerlendiiiik.”

Orhan Gazi Ertekin diye biri var, Demokrat Yargı Derneği’nin Eş Başkanları’ndan, ona göre Erdoğan, son 100 yılın en büyük kazığını yemiş:

“Hükümetin son 100 yılın en büyük dolandırıcılık olayının mağduru olduğu ortaya çıktı. Bir vatandaşın dolandırıldığını, bir bankanın dolandırıldığını duymuştuk ama bir partinin, bir iktidarın dolandırıldığını duymamıştık. Cemaat maalesef AKP’nin elinden kendisine hisettirmeksizin siyasi avantajlarını kullanarak yargının bütün stratejik noktalarını almıştır. 2010 referandumunu AKP değil, cemaat kazanmıştır.”

Ya işte böyle…

Biz bilemeyiz, “derin analizciler” bilir, meğer diktatörün zerre günahı yokmuş!

Hep aldatılmış, hep dolandırılmış.

TÜPRAŞ Telekom, Sümerbank, SEKA gibi kamu işletmelerinin özelleştirmesine onay versin diye hain cemaat mensupları önüne sahte raporlar sunmuş, “bu işletmeler batıyor, hemen elden çıkarmazsak devlet bu yükü taşıyamaz” demişler. Onun bu işlerde bir dahli yoook…

Suriye’ye savaş ilan etmesi için Esad’ın kaleminden çıkmış gibi sahte mektuplar yollamışlar diktatörün evine. Artık kime ne yazıyorsa… Zaten gerçek Davutoğlu’nu kaçırmış, yerine onun tıpkısı bir cemaat militanını dış işlerini sabote etsin diye bakan koltuğuna oturtmuşlar. Yaa!

Sonra Ergenekon operasyonu sırasında korumaları arasına sızmış bir cemaat görevlisi, Başbakan’ı hipnotize etmiş, “ben Ergenekon savcısıyım” sözü de dozun fazla kaçırılmasından kaynaklanıyormuş.

Bitmedi. TOMA’lardaki suya kattıkları kimyasallar için “gülsuyu” demiş, öyle onay almışlar. TEKEL işçilerini “bize bedava sigara ve rakı verin” naraları atan ayyaşlar, THY direnişçilerini beleş uçmak isteyen marjinaller, sınav yolsuzluğuna karşı sokağa dökülen liselileri okuldan kaçıp kumar oynayan veletler diye tanıtmışlar. Bu kadar olur yani!

Bizim ustayı fena işletmişler anlayacağınız.

İnce, derin analiz böyle diyor.

Bu nedenle ben kaba, sığ, mekanik ve şematik, hatta şabloncu ve ille de indirgemeci olmaya karar verdim.

Beton gibi duracağım ve beni aldatmalarına izin vermeyeceğim.

Size de öneririm.

Şu gerici koalisyonun tamamından kurtuluncaya kadar!