Altan Tan’ın liberalizmi...

Durup durup sola ve özellikle Kürt siyasetinin solcularına kızıyor, laf atıyor. Kendi partisini, “çağdışı” kaldığını söylediği Marksizmden kurtulamamakla suçluyor. Araya da “şeriat isterim” türünden İslamcı aforizmalar serpiştiriyor.

Eskiden ikili dolaşırlardı, Mehmet Metiner’le… Aynı lafları 90’larda da ederlerdi. Sonra Metiner kendini sağlama almaya karar verdi, Altan Tan’ı yalnız bıraktı.

Tan ise şimdi yalnız ama bir yandan da oldukça güçlü bir toplumsallığa hitap ediyor. Kürt ulusalcılığı konusunda sonuna kadar BDP’li, aynı ulusalcılığın modern zamanlardaki çıkışına yardımcı olan Kürt aydınlanmasıyla sonuna kadar kavgalı…

Bunun bir çelişki olmadığını düşünüyor. Çelişkiyi hâlâ soldan etkilendiğini söylediği Kürt siyasetçilerin tutumunda görüyor.

Kendileri tartışacak, karar verecekler.

Ancak Altan Tan’ın Agos’ta yer alan görüşleri, bir bütün olarak solu ilgilendiriyor.

Tan, özet itibariyle “ben kapitalizmi savunmuyorum ama önce kapitalizm tüm kurumlarıyla işletilmeli” görüşünde. Yani İslamcı biri olarak “evvela liberal ekonomi ve liberal demokrasi gelmeli” diyor. AKP’ye dönük eleştirileri de zaten bu eksende.

İyi tarafı, Tan bildim bileli düşündüklerini açık açık söyleyen biri. Metiner’den farkı da burada. Açık bir biçimde liberal demokrasinin bir ara uğrak olduğunu ileri sürüyor. Kürtlerin de İslamcıların da bu ara uğrağa odaklanmalarını öneriyor. Soldan kopmaları şart elbette!

Demek ki… İslamcı Tan’ın stratejisi solda bazılarının stratejisiyle uyuşuyor. Türkiye solunu saran AKP’ciliğin gerekçesi de bu değil miydi? Erdoğan’ın bir burjuva demokratik devrime imza attığı tezini yalnızca Murat Belge ve benzerleri icat etmedi. Çünkü on yıllardır hesap buydu, önce demokrasi gelecek, sonra sosyalizm düşünülecekti.

Altan Tan, “bu tutmaz” derken haklı. Neden tutmayacağını o kendince açıklıyor, ben kendimce açıklayayım. Liberalizm, liberal demokrasi İslamcılara alan açar, daha doğrusu İslamcılıkla liberal demokrasi birlikte gelişir. Açacağının kanıtı 11 yıllık AKP iktidarıdır. “AKP demokrat değil ki”yi boş verin. Demokrasi nedir ki?

AKP’nin temsil ettiği demokrasi, sermaye demokrasisidir. Demokrasinin bu türünün emekçi halka yarayacağını kim söyledi ki!
“Önce liberalizm, sonra sosyalizm” bir saçmalıktan ibarettir. Tan haklıdır. Liberalizm sosyalizme yataklık etmez, sosyalizme mezar olur.

Aynı anda hem İslamcıların hem solun “ara etap” diye savundukları bir sistemin hep başkalarına yar olacak bir “yanaşma” olarak görülmesi de bir başka tuhaflık olsa gerek.

Sınıf kavramından uzaklaşmanın maliyetleri işte…