Al sana angajman kuralı

“Biz demiştik” diye konuşmuş Davutoğlu. Angajman kurallarını değiştirdiklerini defalarca söylemiş, ilgili ülkeleri uyarmışlar.

Hatırladık, “sınıra yaklaşanı vururum”du dedikleri. 

“Evime girersen, ölürsün” değil, “evinin falanca odasını kullanırsan, ölürsün”dü ilan ettikleri. Tek taraflı, hukuksuz. 

Ama demekteler ki, bizim angajman kuralımız, padişah fermanıdır, herkes uyacak.

Peki ya başkalarının da angajman kuralları varsa…

O halde demekteler ki, “benim angajmanım seninkini ezer geçer, yer bitirir”!

Hadi bakalım.

Angajman kuralı mı istediniz buyrun:

Halkın malını gasp edenler, devlet olanaklarını kullanarak zenginleşenler, topluma ait kaynakları kişisel amaçlar için kullananlar hırsızdır, mutlaka yargılanacaktır.

Halka saldıran, halkın üzerine kurşun yağdıran, insanları copla, biber gazıyla yaralayıp sakat bırakanlar katildir, illa hesap vereceklerdir.

Dinsel inançları sömürerek siyaset yapan, toplumsal yaşantıyı dinsel kurallarla düzenlemek isteyen, insanları dinsel tercihlerine göre tasnif edenler gerici yobazlardır, yakalarına yapışılacaktır.

Memleketi NATO karargahlarında, Arap diktatörlerinin saraylarında, Avrupa Birliği komisyonlarında pazarlamak vatana ihanettir, işbirlikçiliktir, cezası neyse verilecektir.

Başka ülkelerde karışıklık yaratmak, çeteleri silahlandırmak, sabotajlar düzenlemek, tarihi eser kaçakçılığına izin vermek, yasadışı petrol ticareti yapmak, uluslararası hukukun ihlalidir, bedeli orada-burada değil Türkiye’de ödetilecektir.

Beğendiniz mi?

“Yaklaşanı vururum”a benzemiyor değil mi?

Davutoğlu, biliyorum çok meşgul, angajman kuralını ne yapacağını düşünmekten uyuyamıyor bile ama birileri yukarıdaki angajman kurallarını cebine koyuversin bi zahmet. O nasılsa saraya ulaştırır.

Bunu yapsınlar ki, halkımız günü geldiğine “biz uyarmıştık, angajman kurallarının gereğini yerine getirdik” diyebilsin!