AKP medyayı kaybediyor

Yargıyı, orduyu, polisi ele geçirmek elbette işe yarar. Bunlar devlet zorunu tatbik eden, devletin şiddet tekelini elinde tutmasını sağlayan kurumlardır. Sonuçta ince hesap yapmayı gerektirmez, her şey kadrolaşmaya bakar, sonrası kolaydır.

Üniversiteyi ele geçirmek de önemlidir ama başarının garantisi yoktur. Kritik noktaları tutar, tepeden tırnağa örgütlenir, bütün akademik pozisyonlarda tekel oluşturursunuz ama öğrenci kitlesinin aklına hükmedemeyebilir, öngörmediğiniz tepkileri göğüslemek durumunda kalabilirsiniz.
Söz konusu kurumlarla ilgili olarak AKP’nin durumu üç aşağı, beş yukarı budur. Yargı, ordu ve polis, Cemaat’in de yardımıyla büyük ölçüde kontrol altına alınmış, daha incelikli bir strateji gerektiren üniversitelerde ise kadrolaşma ve tasfiyelerden arzu edilen verim alınamamıştır.
Medya’ya gelince…

AKP medyayı ele geçirdikçe, bu alanı kaybediyor!

Çünkü toplumu kitle iletişim araçlarıyla kontrol altında tutmak, yönlendirmek çok hassas bir işlemdir, kaba saba davranmaya asla gelmez.
Ne ki, AKP başka türlüsünü beceremez halde. Her gün birilerinin kellesi alınıyor, her gün yeni bir operasyon çekiliyor. Gazeteler aynı manşetlerle çıkıyor, devletin televizyonu Mursi amigoluğu yapıyor, Anadolu Ajansı parti halkla ilişkiler departmanına dönüşüyor. Başından beri süregelen hoyratlıktan barbarlığa geçilmiş durumda.

Buradan AKP medyası filan çıkmaz tersine AKP medyası küme düşer.

İktidar partisinin kararlı tabanı, yani sonuna kadar AKP’de ısrar edecek tabanın gazeteyle arası zaten pek hoş değil. Aynı tabanın İslamcı televizyon kanallarından çok “renkli” kanallarla ilgilendiği, magazinsiz yapamadığı biliniyor. “Renkli” kanallardaki pek muhafazakar olmayan programların ardı ardına yayından kaldırılmasından, muhafazakar kitlenin hoşnutsuzluk duyduğunu bile söyleyebiliriz. Tencere tava çalmaya başlamasalar da…

Daha gevşek unsurların ve AKP’ye kuşkuyla bakan kesimlerin AKP matbuatına teveccüh göstermesi için ise bir neden yok. Engin Ardıç ve Yiğit Bulut türü adamların cazibesi kalmadı. Doğan grubunun örtülü AKP’ciliği ise birkaç kişinin daha kapı önüne konmasıyla sona erecek, Ciner Grubu’nun goygoyculuğu Milliyet’e, Hürriyet’e de egemen olacak.

Aynısı televizyonlar için de geçerli.

Orta sınıf markası NTV’nin haline bakın! Dün AKP’ciydi, şimdi AKP fanatizmini temsil ediyor! Fanatizm kitle iletişiminde işe yaramıyor, ters tepiyor.
Evet, AKP medyayı ele geçirdikçe, medyayı kaybediyor.

Siyaset gibi medya da boşluk tanımaz. Sol, hızla seçenek üretmeli, mevcut yayın organlarını güçlendirmeli, yurttaşları dayanışma ve desteğe çağırmalıdır.

Halk kendi medyasını kurmalı, ona sahip çıkmalıdır.

AKP ise ele geçirdikleriyle turşu kurabilir!