29 Mart Sabahı Küfretmeden Oy Kullanmayın

Kabul etmek gerekiyor ki, Türkiye'de yorgun siyasi kesimler arasında sol da var. Darbeler, faşizm, gericilik, toplumsal çürüme, büyüyememe, entrikalar, komplolar... Üzerine biraz da bunların marifeti olan sonu gelmeyen iç didişmeleri ekleyin. Her düzlemde yorar.

Ancak solun yorulmaya hakkı yok. Yorgunluk sola hata yaptırır. Yorgunluk solun her daim gereksindiği bazı özellikleri törpüler. İnatçılık gibi, akıntıya karşı kürek çekebilme yeteneği gibi, sürekli üretmek gibi, en olumsuz koşullarda umudu yeşertmek gibi, kolaycılığa teslim olmamak gibi...

29 Mart seçimleri öncesinde soldaki durumu, farklı konumlanışları değişik yollardan betimlemek mümkün. Yorgunlara odaklanmak, onlar üzerinden bir değerlendirme yapmak da işe yarayabilir.

Dediğim gibi, Türkiye solunun yorulması için bir değil, elli tane neden var. Burada bir ilginçlik yok. İlginç olan, solda bu yorgunluğu kabul edenlerin, bu yorgunluğu veri alanların hâlâ küçümsenmeyecek bir toplam oluşturması.

Seçim her şey değil ama öyle ya da böyle solun tamamı somut tavır geliştiriyor her seçim öncesinde. Şimdi de öyle... Kimisi "sandığa gitme, yaşasın devrim" diyor, kimisi parti olarak seçime katılıyor, kimisi bağımsız adaylarla... Bazıları da "biraz CHP, biraz boykot, biraz bağımsız aday" kombinasyonunu tercih etmiş durumda. Sol adına DTP'yi desteklemenin tek devrimci tutum olduğunu ileri sürenler de mevcut.

Peki 29 Mart'a iki gün kala solun memleketteki gelişmelere yaklaşımı ne? Sol, hangi duygularla gidecek sandığa ya da gitmemeyi tercih edecek?

Sıralayalım...

Şu adamlar gitsin de başımızdan ne olursa olsun... AKP'den ve AKP'li belediye başkanlarından bıkmıştır solcu. Yorgundur. Oylar koşulsuz CHP'ye...

Hangi niyetle olursa olsun, darbeciler, çeteciler hesap veriyor, gün demokrasiyi savunma günüdür... Devletten, ordudan, onların afrasından tafrasından, işkencesinden bıkmıştır solcu. Yorgundur. Oylar büyük ölçüde DTP'ye, yorgunluk çok baskınsa bazı durumlarda AKP'ye...

İster ABD devrede olsun, ister AB kaşısın, Kürt sorununda çözüm eli kulağındadır... Son 30 yılda memlekette Kürt uyanışından başka bir şey olmamasından küskündür solcu. Yorgundur. Oylar koşulsuz DTP'ye...

Bu ülkeden bir şey olmaz... En son bir eyleme katılalı on yıl olmuştur, belki 80 öncesinde kalmıştır çabalamaları ama o dünyanın bütün yükünü üzerinde hissetmekte, her şeyi dün gibi hatırlamaktadır. Yorgundur. Oylar bari CHP'ye... Evde oturmayıp sandığa gideceksek bari...

İstanbul'da falanca ilçede CHP'nin adayı iyi, şurada bizden bir meclis üyesi seçtiriyoruz, öbür yerde Baykal'a ders vermek gerek, şurada ses çıkarmamak lazım, Papua Yeni Gine'de en iyisi DSP'nin adayı, Patagonya'da evde oturabiliriz... Zaten yorgundur bir de siyaseti karmaşıklaştıran teknik ve de taktik hesaplamalar nedeniyle iyice yorulmuştur. Oylar... Nereyeydi? İşte oraya, buraya...

Benden söylemesi... 29 Mart gecesi buradan tek bir şey çıkar: Daha fazla yorgunluk!

Solcu yorulmaya gelmez.

Sonrasına diri girmek için 29 Mart'ta sandığa dinç gidin!

Bu ülkenin durumunu, getirildiği noktayı, bizi nelere razı etmeye çalıştıklarını hatırlayın. Öfkelenin emperyalizme, sömürüye, gericiliğe sallayın küfrü ve "insanlık asla diz çökmeyecek" diyerek kullanın oyunuzu.

[email protected]