1 Mayıs'ta bölünmüş Taksim!

İşçi sınıfının birliğini, dayanışma kültürünü, mücadele azmini simgeler 1 Mayıs.

İşçi sınıfının birliği altı konfederasyon yan yana gelince sağlanmıyor. Yan yana geliş güzel ama konfederasyonlar işçileri bir araya getirmek istemiyorlar ki!

Artık bıkkınlık veren "1 Mayıs her yerde kutlansın" tezine kimileri "teorik" gerekçeler bulabilir ama konfederasyonlarımız için mesele "işçileri İstanbul'a getiremiyoruz"dan ibaret.

Öyle ya da böyle, AKP'nin devasa seçim gösterilerine, yüz binleri bulan Cumhuriyet mitinglerine, etkileyici kalabalıklara ulaşan kutlu doğum haftası toplantılarına alışkın bir Türkiye'de emekçi sınıfların 1 Mayıs'ta "büyük" ve "tek" bir eyleme imza atmasının siyasal anlamı küçümseniyor.

O halde birlik doğrultuda sağlanacak, yüreklerde, akıllarda, gönüllerde sağlanacak… Yani, Edirne'den Diyarbakır'a işçi sınıfı ortak ya da benzer taleplerle meydanlara çıkar, hemen her yerde anlamlı bir kitleselliği yakalar, dosta düşmana "biz buyuz" der.

Lakin ortak talep filan da yok! 1 Mayıs'ı organize eden altı konfederasyondan ortak talep çıkması söz konusu olamaz, "şölen" filan laflarıyla idare edebilirler ancak.

Şu ana kadar Taksim'de yapılacak 1 Mayıs mitingine ağırlık koyan, onun içeriğini belirlemek, yönünü tayin etmek için planlı hareket eden AKP hükümeti ve onun memurlarıdır.

DİSK, KESK ile Türk-İş'in muhalif sendikalarını "olay çıkarsa karışmam" diye baskı altına alan AKP, 1 Mayıs'ın nabzını ele geçirmek için her yolu denemekte.

Münasebetsiz birilerinin Çalışma Bakanı'nı 1 Mayıs'a davet etmesi, 1 Mayıs'ta emek eksenli bir taraflaşmanın önünü almak içindir.

Taraf olmadan birlik olunmaz. Taraf olmadan mücadele edilmez.

Taraf olmayınca, baskın tarafa doğru sürüklenilir.

1 Mayıs 2010, yalnızca Taksim'dir. Diğer yerlerdeki kutlamalara katılacaklar kusura bakmasın, Türkiye'de sınıf mücadelesi diye bir şey varsa, 1 Mayıs'ta o Taksim'e sıkışacaktır.

Bir kere, "sınıf mücadelesi yok" diyenler Taksim'de olacak.

AKP'nin emekçiler nezdindeki itibar kaybını durdurmayı görev edinenler, solu AKP'cilikle lekelemek isteyenler, Anayasa paketinden çıkan kirli oyuna Ergenekonculukla hesaplaşma palavrasıyla dahil olanlar orada olacak.

Emek diyenler, aydınlık diyenler, enternasyonalizm diyenler, yurtseverlik diyenler de...

Bu bir ideolojik mücadeledir.

Özelleştirmeye, emperyalizme, gerici hükümete, anayasa dalaverelerine "Hayır" diyenler, kendilerine yakışan bir disiplinle, hırçınlıktan uzak, en küçük bir provokasyona izin vermeden 1 Mayıs'ı liberal-gerici ittifakına terk etmeyeceklerdir.

Duruşlarıyla, kitlesellikleriyle, pankart ve sloganlarıyla…

Taksim'de...