Koşullar ne olursa olsun şunu artık akıldan çıkarmamalıyız: Avrupa’dan aydınlanma ve özgürlük bekleyen, karşısında köle gemilerini bulur!
Dünyada yağmalanacak yer kaldı mı?
Çağdaş Gökbel
Bu sorunun cevabı batı cephesinde çok net. Yağmalanacak yer çok ama bu sefer karşılarında komşu ülkelerle ittifak kuramamış ya da etrafı NATO tarafından kuşatılmış zayıf Orta Doğu ya da Afrika ülkeleri yok. Amerika’da Güney Afrika kökenli bir milyarder peyda oldu! Kökeni ve babasının yağmacı geçmişi, bu milyarderin bugünkü düşüncelerine dair bize önemli bir perspektif sunuyor.
Apartheid’ın çocuğuna, mucize çocuk diyorlar, bizdeki damatlar sultasına çok benziyor. Efsanevi teknolojik araçlar yapıyor, fezayı fethediyor bu milyarder bozuntusu. Bizim insansız hava bilmem nesi efsanesine çok benzer bir balon bu aslında; şişirdikçe şişirdiler ve sonunda tüm insanlığın başına bu narsist adamları bela ettiler. Hepsinin ortak özelliği ‘insansız’ işleri seviyor oluşu. NASA ne oldu? Bunu bilen yok. NASA’nın yerini adına ‘Space X’ denen bu yeni Robinson’un şirketi aldı. Uzayda yeni yerler keşfedilecek ve orada koloniler kurulacaktı. Bu hikayedeki tek eksik, gidilen gezegenlerde çalıştırılacak köle Cuma’nın bulunma ihtimalinin zor oluşu. Olsun, onu da dünyadan uzay gemileriyle taşırız. Zamanında Amerika’yı da öyle yaratmadık mı? Afrikalıları doldurduk köle gemisine sonra verdik kırbacı; aldık hiçbir bedel ödemeden o eşsiz madeni insanın elinden, yani emeğini çaldık. Şimdi, Amerikan devletinin gayri resmi olarak kılcal damarlarına sızan bu şımarık milyarder, aslında bu hikâyenin böyle olmadığını ve beyazların kendilerini suçlu hissetmesinin anlamsız olduğunu yumurtlayıverdi.1 Hadi diyelim o bunu yumurtlamadı; kendisini tarihçi sanan beyaz Avrupalı (ki bu klasmana beyaz Amerikalılar dahil) meczubun biri, X paylaşımıyla tüm paradigmaları altüst etti. Artık çağımız bilgi, iletişim ve hız çağı. Bu hıza yetişemeyen solcu-komünist dinozorların vay haline. Bir X mesajı yazıyorsun ve tüm tarih biliminin paradigmalarını yerle bir ediyorsun. Bu mesajı alıntılayan şımarık milyarder de bunun doğruluğuna onay vererek destek oluyor. Peki, neymiş o bilmediğimiz tarihsel gerçeklik?
Osmanlı’nın köle ticareti, beyaz İngilizlerin ve vakti zamanında Amerikalıların yaptığı köle ticaretinden daha vahşi ve gaddarmış. Bu sebeple asıl buralara yani ‘doğulu adamın barbarlığına’ bakmak gerekiyormuş. Avrupa merkezcilik ölmediğini ve ideolojik olarak inşa edilen tarihsel ari ırk paradigmalarının aslında hiç terk edilmediğinin işaretleri bunlar. Gazze’de yaşanan soykırım gerçekliği, savaşlar, salgınlar ve ekonomik krizler zihinlerin üzerine çekilen ince tül örtüleri bir bir çekti ve Avrupalı adam ‘oh be, dünya varmış!’ diyerek içindeki canavarı serbest bıraktı. Elon Musk denen zorba aristokrat, bu dürtünün hızla harekete geçirilmesini neden istiyor? Neden AFD’nin mitinglerine katılıyor, İngiltere başbakanı Keir Starmer’ı sıkıştırıyor ve ona hakaretler ediyor? Çünkü, yeni başlayan paylaşım kavgasından en büyük pastayı almak istiyor. Tarih bu yüzden baş aşağı getiriliyor.
Köle gemilerine zincirlenen Afrikalılar mazlum değil, zalim oluyor. Çünkü bugün bu Afrikalılar, beyaz adamın karısını, işini, evini ve her şeyini alıyor. Böylesi bir çıldırma halinin Osmanlıdan, geçmiştekine parmak ısırtır seviyede doğulu-barbar bir canavar yaratması çok olağan ve kaçınılmaz görünüyor. Bu manyaklıklara hangi Avrupalı inanır? Bu soru artık işlevini yitirmiş bir soru. Avrupalılar çocukluklarından itibaren Antik Yunan mucizesi ve Kuzey Avrupa’nın uygarlaştırıcı etkisiyle eğitilmeye ve yetiştirilmeye devam ediyor. Liberallerin müfredat değişti, ırkçılık karşıtı pek çok şey kondu masallarına inanmayın. Temel ideolojik doktrin eğitimde, hatta üniversitelerde olduğu gibi kaldı. Avrupa merkezci ideolojiye bilim tarafından vurulan güçlü darbeler onu yıkmaya yetmedi. Yetmedi, çünkü sermayenin açlığı ve ihtiyaçları bu ideolojin devam etmesini gerekli kılıyordu.
Yani özetle batı cephesinde kayış koptu. Amerikan taşralı kültürü, tüm Avrupa’nın ortak değeri oldu. Adına geri kalmış denen tüm o toplumların ulaşmaya çalıştığı muasır medeniyetler seviyesi aslında bu taşra kültürüydü. Karton bardakta Starbucks kahvesi içen, Apple’ın mucizevi cihazlarını kullanan (uzun süre Çin malı cihazların bu teknolojiye yaklaşamadığı dahi iddia edildi), McDonalds denen çöpü arabayla gidip sipariş eden o kovboy şapkalı adam sınıf atlamanın ve kültürlenmenin sembolü kabul edildi. İşte sorun tam şu an başlıyor. Çünkü kovboy şapkası takan o adam, artık dünya halklarına ‘senin, benim gibi olmaya hakkın yok’ diyor. Yani Amerika’nın soğuk savaşta tüm dünya halklarına ‘benim gibi olabilir, sen de refahtan ve hür dünyadan’ nasibini alabilirsin vaadi tarih oluyor.
Bu itiş kakışa ve ırkçı nefret dalgasına rağmen kendisini hâlâ beyaz Avrupalı klasmanına sokmak için efendisine yaranan insanlar olacak mı? Elbette, hem de milyonlarcası bu zihinsel çöp dağında efendilerine köle olacak ve yok olup gidecekler. Çin markalı telefon kullananı hakir gören zihinlere yapılacak çok bir şey yok. Oysa pek çoğu batının bu teknoloji tekeli yüzünden bol bol kazıklanıyor. Aslında ücretsiz erişmesi gereken tüm teknolojik nimetlere tonlarca para veriyor ve teknoloji ne büyük nimet diyor. Batılılar hangi boy kazık atarsa atsın, bunlara o bile az gelir. Oysa Çin, sadece akıllı telefon piyasasında değil pek çok konuda batı cephesini geçmiş durumda.
Tüm bu karın ağrısı ve paylaşım savaşı söylencesinin temelleri buraya dayanıyor. O yüzden Demokrat Parti lideri Kamala, "azılı bir komünist"e dönüşüyor ve aynı kaderi Keir Starmer şimdiden paylaşmaya başlamış gibi görünüyor. Tüm bu hikâyenin patlama yaptığı nokta koronavirüs salgını dönemiydi. Çin aşılarıyla alay edilmesi ve soğuk savaşın anti-komünist propaganda makinesinin paslanan çarklarının gıcırtıyla yeniden dönmesine tanıklık ettik. 2021 yılında kaleme aldığım ‘Biden seçildi, liberaller coştu: Türkiye’ye işgal çağrısı yapanlar, aşı milliyetçiliğiyle aklını yitirenler…’ başlıklı yazı bu konuda önemli bir hatırlatma olabilir. Çin devlet başkanının SSCB dönemini aratmayan askeri geçit törenlerinin DW tarafından kullanılması ve Çin’in salgın karşısında uyguladığı önlemlerin zalimce ve diktatörce yönlerine bol bol vurgu yapıldı. Şimdi, aynı propaganda tüm batı medyası tarafından hızla kitlelere boca ediliyor. Elbette bunların Türkçe versiyonları ihmal edilmeden dolaşıma sokuluyor. Yoksul Anadolu halkının binlerce kilometre ötede hiç tanımadığı bir halka düşman olması isteniyor. Neticede Türkiye’nin en iyi ihraç malı ordusu. George Soros, 2002 yılında Sabancı Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada bunu söylememiş miydi?
Tüm dünya artık bir krizde. Bu krizde enflasyon oranları düşmeyecek ve yoksulluk katlanarak artacak. Trump’ın Amerikan seçmenlerine verdiği enflasyonu düşürme sözü, boş bir hayalden başka bir şey değil. Trump ve onun şımarık milyarder altın çocuğu, yoksul Amerikan halkına korkunç bir yıkım ve savaş getirebilir.
Dublin ve Londra’daki hükümetler türbülansta. Artık kimse geleceğe dair net öngörülerde bulunamıyor. Türkiye’de gazeteciler arasında dolaşan o efsanevi söz artık İrlanda da dolaşıyor: ‘Gazeteciler, gündemin baş döndüren hızına yetişemiyor’. Her dakika, her saat yeni bir çıldırma haliyle karşılaşılıyor. Avrupalı dünyada artık keşfedilecek yeni kıtaların, köleleştirilecek yeni halkların kalmadığı gerçeğini kabul edemiyor. Bu gerçeği kabul edemedikçe ve yeni sömürge alanları kazanamadıkça daha bir hırçınlaşıyor. Bu yüzden artık tüm toplumsal alanlar bir mücadele arenasına dönüyor. Saldırı hafiflemeyecek, saldırı tıpkı bir tsunami dalgası gibi kıyıya yaklaştıkça büyüyecek. Emperyalizm, yeni ortaya koyduğu çılgın projeleri hayata geçirmek için beyaz adama ‘sen suçlu değilsin, kaldır başını ve yeni hedeflere yönel’ diyecek. Bunlar yeni soykırımlar ve yeni köleleştirme programları için yapılacak. Bu esnada Türkiye’deki pek çok popüler liberal akademisyenin yıldız gibi gökyüzünden kaydığını görebiliriz. Kim bilir saldırı belki öyle boyutlara ulaşacak ki yıllardır serbest piyasayı kutsayan bu adamların Mao Zedung’u savunduklarına bile tanıklık edebiliriz. Koşullar ne olursa olsun şunu artık akıldan çıkarmamalıyız: Avrupa’dan aydınlanma ve özgürlük bekleyen, karşısında köle gemilerini bulur!
- 1
‘True’ https://x.com/elonmusk/status/1888169069032898974 Erişim Tarihi: 09/02/2025