Belma Nur Kartal'ın “Nedir bu kepazelik?” başlıklı yazısı 04 Şubat 2013 Pazartesi tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.
Geçen hafta soL haber portalındaki yazımda “İşçiler iş cinayetlerinden, işsizler açlıktan ölürken onların Suriye yolcusu tırları var kendileri gibi SİYAH!.. Görecek misiniz?” diye sordum. Sorum, okurlarım dışında SİYAH tarafından da görülmüş ki yanıt geldi:
“Saygıdeğer Belma Nur Hanım... Siyah başlıklı yazınızda hareketimiz için değindiğiniz noktaların önyargıdan kaynaklandığını belirtelim. Keşke bir telefon açıp kimsiniz, Samsun’da ne iş yaparsınız? Nedir bu Suriye kepazeliği (!) diye sorsaydınız da armutla elmayı birbirine karıştırmasaydınız. Ama yine de umut var. İnceleyin: www.siyahareketi.com & www.yolcudergisi.com. İyi çalışmalar.”
“Hareket” olan yerde bereket varmış ya, Samsun İnsani Yardım Hareketinde de bir bolluk, bereket sormayın gitsin! Milyarlarca para ve erzak yağıyor bu harekete… Ve düşünüyor insan, merkezi Samsun olan ve başka şubesi olmayan bu “insani yardım” hareketine yağan bu bereketin kaynağı nedir? Yargınızın önüyle arkasıyla, neresinden bakarsanız bakın, bu denli açlığın, yoksulluğun, iki gün içinde 6 intiharın yaşandığı bu kentte, bu yerel harekete akıtılan serveti aklınız dimağınız almıyor.
Hayat olan her yerde elbette umut var! Ama bu kentte ve ülkede insanlar ölüyor, kendine Müslüman olan bu hareket gibi bu ülkede birçok dini örgüt var ve bunlar siyasi iktidarla el ele “Durmak yok, yola devam” diyerek çalışıyorlar. Kendi ülkelerinde, yoksullukla açlıkla terbiye edilen bir halkın üstünü yardım adı altında din bezirganlığı yaparak örtüyorlar.
AKP ile birlikte zengin daha zengin, yoksul daha yoksullaşırken bu zulüm düzeniyle işbirliği yapanlar da ihya oluyor. Din, onların elinde bir araç… Başına gelenleri kader görenlerin ülkesinde bu örgütlerin misyonu, yoksullara sus payını dağıtmaktır. Sussunlar ki isyan etmesinler, zenginler de malı götürsün!
Yoksulların parasıyla zenginleşenlerin lütfettikleriyle Arakan’da, Mali’de, Tanzanya’daki aç Müslümanları sözde ‘doyuran’, şimdi de Suriye’ye el atıp 3 tır erzak götüren SİYAH’la AKP’nin büyük desteğiyle başlayan İHH’nın “Kış geldi, Suriye’ye bir ekmek, bir battaniye” kampanyasının hiçbir farkı yoktur. Dedikleri bir ekmek, bir battaniye gerçek ise 6 füze, 6 Patriot’tur. ÖSO militanları Halep, Şam ve çeşitli bölgelerden çaldıkları Suriye halkının ekmeğini Türkiye’de satarken ve cinayetlerine devam ederken göz yuman ve destek olan siyasi iktidar kime, nereye ekmek ve battaniye gönderiyor?
Türkiye ve İsrail Suriye’ye açıktan saldırırken emperyalizm destekli toplu katliam ve vahşetin cihat çeteleri, ABD’nin, İsrail’in en yakın müttefiki iken bize kimse “Müslümanız” mavalı anlatmasın! Hele insanlıktan ve insani yardımdan hiç dem vurmasın! Katil ABD emperyalizmi ve işbirlikçileri dünya halklarını katlederken Müslümanlıktan dem vuranlar, binlerce Iraklı Müslüman katledilirken neredeydi? Şeriat ve emperyalizme boyun eğdirmeye çalıştıkları Suriye’de emperyalizmin ajanları cirit atarken hiçbir ekmek ve hiçbir battaniye onurlu Suriye halkına yapılan kıyımın üstünü örtemez!
Yurdunu savunan Suriye halkını teslim almak için gözünü kan bürüyenlerle, pay almak için emperyalizme koşulsuz biat eden zalimle işbirliği yapan hiçbir örgüt, hiçbir hareket mazlumun ahından kurtulamayacak tarihin çöplüğünde yerini alacak! Hangi insani yardım? Kamplarda satılan küçük kızları, komşu devlete çatışmaya alenen uğurlanan çeteleri ve vatan toprağına dikilen Patriot füzelerini, NATO askerleri gerçeğini hangi insani yardım örtebilir? Tüm olup bitene göz yumanlar, bu çağın yüzkaralarıdır.
Ne kestikleri kurbanlar, ne zenginlerin lütfettikleriyle gittikleri yoksulların açlığı, sefaleti onları kurtarmaya yetmeyecek! “Yeryüzündeki mazlumlardan yana olan duruşlarını her hal ve şartta koruyacaklarını söyleyen SİYAH’a vicdan gerek!
Timetürk’te Abdullah Kuloğlu 2012’nin Eylülünde “Hükümet bu oyuna gelmemeli ve İHH ile birlikte gıda, tıbbî malzemeler, bebek maması ve bezi taşımanın yanında esas can alıcı hususun baharı yaza çevirebilecek esas amil olan dünya görüşü ve buna dayanan doğru bir projeyi taşımanın gereklerine yapışmalı.” demişti. Suriye’ye ne taşırlarsa taşısınlar, olmayacak, ellerinde patlayacak! Büyük insanlık kazanacak!
Sahi, ey SİYAH… Sorun dediniz soruyorum Samsun’da ne iş yaparsınız? Nedir bu Suriye kepazeliği?..