İnşallah sosyalizm gelecek!

Belma Nur Kartal'ın “İnşallah sosyalizm gelecek!” başlıklı yazısı 29 Nisan Pazartesi tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, 26 Nisan’da “Barış ve Anayasa” paneli yapmış. Şeriatçı Altan Tan’ın da konuşmacı olduğu panelde, akil insanlar toplantısına katıldığı için geciken Mithat Sancar, “Cehennemden kurtuluyoruz ama hemen cennete giremeyeceğiz” müjdesi vermiş.

“Cennet müjdecileri”nin panelinden bir gün sonra Barış Derneği ve Dünya Barış Konseyi Uluslararası Barış Konferansı yaptı. Emperyalizme Karşı Ortadoğu’da Barış başlıklı konferansın odağı, Suriye’ye dönük emperyalist saldırıydı. Barış kavramı ve antiemperyalist mücadele, NATO ve Dünya barışı, Ortadoğu’ya yönelik emperyalist planlar ve Suriye halkıyla dayanışma başlıklarındaki üç oturuma başta Ürdün, İran, Lübnan, Filistin olmak üzere Ortadoğu ve Dünya’dan birçok barış konseyi ve derneği katkı sundu. Konferansın özeti, sahnede asılı dev pankartın sloganıydı: Türkiye AKP Anayasası’na, Ortadoğu emperyalizm senaryolarına sığmaz!

“1 Mayıs ey işçi / bugün hür yaşamak hakkı seninken / patronlar o hakkı senin almışlar elinden/ sa’yınla edersin de tufeylileri zengin / kalbinde niçin yok ona karşı yine bir kin? / boynundan esaret bağını parçala, kes, at! / kuvvetedir hak, hakkını haksızlara anlat...”

Bir gün sonra 1 Mayıs… Bu saatten sonra, Türkiye salt AKP Anayasası’na değil, Taksim’e de sığmaz! Bugün Türkiye’nin meseleleri tartışılırken, işçi sınıfı ve emekçilerin geleceği masaya yatırılırken kritik olan meydana çıkmak değil, meydan okumaktır. Düzenin çarkına, emperyalizmin barışına, yobazın karanlığına meydan okuyamazsan, boynundan esaret bağını kesip atamazsan, nereye çıkarsan çık! Çıktığın meydanı “İki yiğit çıktı meydane, ikisi de birbirinden merdane” misali güreşçi tanıtan cazgırların pehlivan tefrikasına çevirmenin ne yeri, ne zamanı…

Günlerdir başımızın etini yiyorlar, “Niye Kadıköy’desiniz?” Binlerce işçinin iş cinayetlerinde can verdiği, sınıfa ve emekçilere savaş açıldığı bir dönemde barış nutukları atan, Türkiye’yi AKP Anayasası’na, Ortadoğu’yu emperyalizmin senaryolarına sığdırmaya çalışanlara dur demeyen bir Taksim’i reddettiğimiz için Kadıköy’deyiz! Tam da Taksim’in anısına saygı duyduğumuzdan!.. Dün ’77
1 Mayısı’nda ölenlerimizi unutmadık, katillerimizle barışıp uzlaşmadık. Bugün de sınıfımızı katledenlerle uzlaşanları, iktidara akil adamlık yapanları alkışlayacak bir Taksim’i reddediyoruz!

“İşçiye emekçiye selam, yaşasın devrimci İslam”: Geçen yılın 1 Mayısı’nda Taksim’de antikapitalist bir Müslümanın elindeydi bu döviz… Bir elinde bu döviz, diğerinde “İslamcılar sosyalizme, sosyalistler İslama!..” Bugün “Cehennemden kurtuluyoruz ama hemen cennete giremeyeceğiz” müjdecileriyle “İnşallah sosyalizm gelecek” havalecileri arasındaki mesafe bitmiştir. “Devrimi yapamadık, dua edenlere bari amin diyelim” devrimciliğini reddettiğimiz için Kadıköy’deyiz!

“Esas mesele, TKP’nin sendikalardan daha ileri bir içerik önermesi değil, Taksim’den daha geri içerikte bir 1 Mayıs yapmak istemesidir” bulaşıklığına, Kadıköy’den işçilerin, emekçi kadınların, liselilerin, üniversitelilerin ve Alevilerin kızıl kürsülerini kurarak yanıt vereceğiz. Ve soracağız: Kim gerici?

TKP’yi barış karşıtı ilan edip ulusalcı
/ şoven politikalara meylettiğini yazıp çizenler aynaya bakacak. Türk-Kürt-Arap halklarını ve Alevileri boğazlatacak bir sürecin elçisi komünistler değil! Yeni Osmanlıcı AKP’nin ve emperyalizmin barışı da akillerin avukatlığını yapma onuru da komünistlerden uzak olsun! AKP’nin akildanesi Lami Özgen’i de Türk-İş’in ağalarını da isteyen gitsin dinlesin! Ama herkes otursun, yediği naneye baksın önce...

Bizim yurtseverliğimiz bir etnik kimliğe sığmayacak kadar enternasyonalisttir. Bizim yurtseverliğimiz emperyalizme karşı savaşan tüm dünya komünistlerinin yurtseverliğidir. “Bir ağaç gibi tek ve hür / bir orman gibi kardeşçesine / bu memleket bizim” diyen Nâzım’ın yurtseverleriyiz biz…

İşçiler, işsizler, emekçi kadınlar, öğrenciler emperyalistlerin sahte ve sözde barışından medet umanlarla aynı yolda yürümek, onlarca üyesini ve kendisini yargılayanlara akil adamlık yapıp sonra dönüp 1 Mayıs kürsüsünde nutuk atmaya hazırlanan Lami Özgen’i de, Türk-İş’in ağalarını da, kafası karışık DİSK’i de dinlemek zorunda değil! Bugün alan fetişizmi yapanlar, 1 Mayıs’ın içeriğinin, özünün değil “nerede kutlayalım”ın derdine düşenler, daha dün yasaklı Taksim özgürleştirilirken ön saflarda çatışanlardan birinin de TKP olduğunu unutmasın. Kadıköy’de, Hatay’da, Dersim’de, İzmir’de alanları zaptedecek yoldaşlar, işçiler, kadınlar, gençler 1 Mayıs’ınız kutlu olsun!

“Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır / Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez / Gün gelir gün gelir zorbalar kalmaz gider / Devrimin şanlı yolunda bir kâğıt gibi erir gider”