Atilla Özsever

600 bin kamu işçisinin toplu sözleşme görüşmeleri uyuşmazlığa gidiyor. Hükümetin teklifi yıllık yüzde 21, sendikaların talebi ise yüzde 91. Aradaki fark büyük. Türk-İş eylemlere başladı, 17 Temmuz’da da bir gün işi bırakma, yani bir tür genel grev eylemi yapılacak.

Kamuda genel grev gündemde

Atilla Özsever

Yaklaşık 600 bin kamu işçisinin toplu sözleşme görüşmelerinde AKP Hükümeti’nin “sefalet zammı” dayatması, sendikaları hareketlendirdi. Hükümet adına görüşmeleri yürüten kamu işveren sendikası TÜHİS (Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşveren Sendikası), 2025 yılının ilk altı ayı için yüzde 16, ikinci altı ayı için de yüzde 8’lik bir ücret artışı önerdi.

Hükümetin bu önerisi, yıllık ortalama yüzde 20,7 oranına denk geliyor. Türk-İş ve Hak-İş’in ortak talebi ise, en düşük günlük ücretin 1.800 TL’ye, yani aylık brüt 54 bin liraya yükseltilmesi, ardından da ücretlere ilk altı ay için yüzde 50, ikinci altı ay için de yüzde 25’lik bir zam yapılması oldu.

Kamuda ortalama ücretin brüt 45 bin lira olduğu dikkate alındığında, öncelikle bu ücretin 54 bin liraya çıkarılması, ardından da yüzde 50’lik zam yapılması talebi, yüzde 70’lik bir orana denk düşüyor. Bunun üzerine ikinci altı ay için yüzde 25’lik bir zam teklifi sonucu yıllık ortalama, yani 12 aya bölündüğünde sendikaların talebi yıllık yüzde 91,25’e geliyor.

Sendikaların teklifi ile kamu işverenin önerisi arasında büyük bir fark var, nerdeyse 4,5 katlık bir fark söz konusu.  AKP Hükümeti’nin ilk altı ay için yüzde 16’lık teklif, 2025’in ilk beş aylık resmi enflasyon oranı (yüzde 15,09) kadar. Altı ayın sonunda bu “sahte enflasyon” bile yüzde 16’yı aşabilir.

TÜHİS, 3,5 ay sonra sendikaların teklifine karşılık verirken ikinci bir teklif için tarih henüz belli değil. Toplu görüşmeler uyuşmazlığa doğru gidiyor. Demiryolları, karayolları gibi işyerlerinde yasal anlamda grev sürecinin başlaması çok yakın.

Türk-İş’in eylem planı

600 bin işçinin yaklaşık 250 bini Türk-İş, 350 bini ise Hak-İş konfederasyonuna üye işçilerden oluşuyor. Türk-İş, görüşmelerin uyuşmazlığa gitmesi üzerine kamu işverenini zorlamak açısından dört haftalık bir eylem planını ortaya koydu. Hak-İş ise, eylemler yönünden şimdilik sessizliğini koruyor, kamu işvereninin ikinci teklifini bekliyor.

Türk-İş üyesi işçiler, ilk eylemini 24 Haziran 2025 günü gerçekleştirdiler. Sabah işyerlerine 500 metre kala yürüyüşe geçerek işyeri önünde tepkilerini dile getiren basın açıklamalarını yaptılar. Bugün (26 Haziran 2025) ise, işyerlerine gidilip öğlene kadar çalışılmayacak.

Diğer üç haftalık eylem programı ise şöyle:        

1 Temmuz 2025 Salı: Bölge ve il temsilcilerinin belirlediği şehir merkezindeki alanda toplanılacak. Mesai bitiminde işçilerle birlikte bir basın açıklaması gerçekleştirilecek.

3 Temmuz 2025 Perşembe: 81 ilde AKP il binaları önünde iş çıkışında basın açıklaması yapılacak.

8 Temmuz 2025 Salı: Mesai bitiminde iş yerleri terk edilmeyecek. Sabaha kadar iş yerlerinde kalınacak.

17 Temmuz 2025 Perşembe: Bir gün boyunca işe gidilmeyecek, iş bırakılacak.

Görüldüğü gibi adı konmasa da 17 Temmuz’da iş bırakılarak genel grev anlamında bir eylem gerçekleştirilmiş olacak.

'Bıçak kemiğe dayandı'

Eskişehir’deki ilk günkü eylemle ilgili olarak Harb-İş Şube Başkanı Hasan Atak, şunları söyledi:

“Bütün arkadaşlar eyleme katıldı. Artık bıçak kemiğe dayandı. Sefalet zammını kabul etmiyoruz, dayanacak gücümüz kalmadı. Eylem sonrası Eskişehir Meydanı’nda kurduğumuz Emek Çadırı’nda toplandık. Daha etkili, büyük eylemlere hazırlanıyoruz”.

Türk-İş’in çeşitli işyerlerinde yapılan eylemlerde de, işçiler “Sabrımız tükendi, Şimşek istifa”, “Müzakere biterse mücadele başlar”, “Bu işin sonu grevle biter” “İş, ekmek yoksa barış da yok” sloganlarını attılar.

Öte yandan Türk-İş adına kamu sözleşmelerini yürüten Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı ve Yol-İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar, hükümetten yeni bir teklif beklediklerini ve bu sürecin bir an önce sonuçlanmasını istediklerini belirtti.

İşçilerle birlikte Ankara’daki Karayolları Genel Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapan Ramazan Ağar, ikinci teklifin gelmemesi üzerine Türk-İş ve sendikalar olarak eylem kararını aldıklarını anımsattı. Ağar, "Bu işi fazla uzatmadan ve işçi arkadaşlarımızı da fazla sıkıntıya sokmadan bir an önce tekliflerini sunmalarını ve bunun sonuca gitmesini arzu ediyoruz" dedi.

Genel grev provası

Türk-İş’in eylem programı başarı ile uygulanırsa ve kitlesel bir katılım gerçekleştirilirse emek hareketinin bundan sonraki süreçte daha etkin bir konumda olacağının işareti verilmiş olur.

Karayolları, demiryolları, elektrik üretim santralleri, bakanlıklar, üniversiteler ve hastanelerin de aralarında olduğu kamu kuruluşlarındaki 600 bine yakın işçinin kitlesel bir gövde gösterisi, özellikle Türk-İş üyesi işçilerin 17 Temmuz’da topyekün iş bırakması, ülke çapında bir genel grev provası şeklinde değerlendirilebilir.

Kuşkusuz “hükümet yandaşı” Hak-İş’in üyelerinin bu tür eylemlere katılması zor gözüküyor. Bu faktörle birlikte AKP’nin yasal grevleri de “erteleme” yetkisine rağmen Türk-İş’in eyleminin etkili olması ve giderek diğer işçi, memur ve emekli örgütlerinin de bu sürece dahil olması, emek hareketinin gücünü ve ülkede verilen demokrasi mücadelesine de katkısını ortaya koyabilecektir…

[email protected]