Özellikle İstanbul Kadıköy’de yağmur ve olumsuz hava koşullarına rağmen kitle coşkuluydu. Ancak işçi sınıfının henüz toplumsal muhalefete öncülük edecek konumda olmadığını da belirtmek gerekir…
İşçiler: 'Biz de varız'
Atilla Özsever
1 Mayıs İşçi Bayramı, önceki gün yurdun dört bir yanında kutlandı, 78 ilde ve 200’ü aşkın noktada işçilerin, emekçilerin 1 Mayıs’a sahip çıktığı görüldü. Ülke çapında son yılların en yaygın katılımının sağlandığı bir kutlama olduğunu söyleyebiliriz.
Diğer bir ifade ile işçiler, emekçiler “Biz de varız” demek istediler. İşçi sınıfı, nicel varlığı ile 1 Mayıs’ta bir görünürlük kazandı ama henüz sınıfın toplumsal muhalefete öncülük edecek bir konumda olduğunu da ifade edemeyiz.
Özellikle İBB (İstanbul Büyükşehir Belediye) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart 2025’te gözaltına alınıp tutuklanmasından sonra giderek yükselen toplumsal muhalefete yön verecek kapasitede bir işçi sınıfı hareketinin öncülüğü henüz gözükmüyor. Kuşkusuz burada siyasal mücadelenin önemi ortaya çıkıyor…
İstanbul’daki 1 Mayıs
Kadıköy ‘de DİSK (Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu), KESK (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu), TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) ve TTB’nin (Türk Tabipleri Birliği) ortaklaşa düzenlediği mitingin yanı sıra Türk-İş de Kartal Meydanı’nda 1 Mayıs’ı kutladı.
Yağmur ve olumsuz hava koşullarına rağmen Kadıköy’de ve Kartal’da coşkulu bir katılım söz konusuydu. Özellikle onbinler Kadıköy Rıhtım Meydanı’nın her tarafını kapladı, Kartal’da da alanın küçüklüğü nedeniyle Türk-İş üyesi işçiler meydana sığmadı. İstanbul Valiliği’nin açıklamasına göre, her iki mitinge katılanların sayısı 65 bin dolayındaydı.
Yine her iki mitingde “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiç birimiz”, “Direne, direne kazanacağız” sloganları yüksek sesle haykırıldı.
Öte yandan Taksim Meydanı, güvenlik güçleriyle tam bir abluka altına alınmıştı. Çeşitli sol siyasi oluşumların Anayasa Mahkemesi’nin “Taksim’de gösteri yasağı olamaz” kararını dikkate alıp alana girmek istemeleri, polis tarafından çok şiddetli bir biçimde engellendi. Valiliğin açıklamasına göre 400’ü aşkın kişi gözaltına alındı.
Türk-İş’in mitingi
Türk-İş üyesi sendikalar 1 Mayıs için Kartal Meydanı’nda toplandı. Bursa, Kocaeli, Tekirdağ gibi çevre illerden de katılım söz konusuydu. Türk Metal, Petrol-İş, Harb-İş, Yol-İş, TÜMTİS, Tes-İş, Belediye-İş, Demiryol-İş ve Sağlık-İş gibi çok sayıda sendika Kartal'da bir araya geldi.
Ancak Kartal'da etkili olan sağanak yağış nedeniyle kutlamalar planlanandan kısa sürdü. 1 Mayıs kutlaması, saat 11.00’de başlayıp 12.00 dolayında bitirildi. Hazırlıksız yakalanan katılımcılar da alanı terk etmek zorunda kaldı.
Alanda, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Direne direne kazanacağız”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Vergide adalet istiyoruz”, “Türk-İş nerede biz oradayız” sloganları atıldı.
Mitingde tek konuşmayı Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay yaptı. Atalay’ın konuşması sonrasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel de miting alanına geldi.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ve bağlı sendikaların genel başkanlarıyla birlikte CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanvekili Nuri Aslan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer, Gökan Zeybek ve EMEP Milletvekili İskender Bayhan da daha sonra sahneye gelerek alanda bulunan işçileri selamladılar.
'Ülkenin dörtte üçüyüz'
Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, konuşmasında özetle şunları söyledi:
"Bizler, bu ülkenin dörtte üçüyüz. Yaşadığımız ekonomik kriz, hepimizi olumsuz etkiledi, geçim şartları ağırlaştı. İşçisi, memuru, emeklisi, çiftçisi, öğrencisi, işsizi, milyonlarca dar gelirli artan geçim sıkıntısı nedeniyle şikayetçi. Bugün de bu alanda, şikayetimizi haykırmaya devam ediyoruz. Artan hayat pahalılığı karşısında her geçen gün daha fazla eziliyoruz”
Ergün Atalay, vergi adaletsizliğinin çözüm bekleyen en önemli problemlerden birisi olduğunu söyledi. Atalay, 600 bin işçiyi ilgilendiren kamu toplu iş sözleşmeleri müzakerelerinin de bir an evvel sonuçlanması gerektiğini ifade etti.
Ücretler düşük olduğu için binlerce işçinin emekli olmak zorunda olduğunu anlatan Atalay, asgari ücretin çok düşük kaldığını, Türk-İş’in asgari ücretin tespiti konusunda yeni bir yasal düzenleme yapılmasından yana olduğunu aksi takdirde asgari ücret görüşmelerine katılmayacaklarını söyledi.
Atalay, "Siz neredeyseniz biz de oradayız, Türk-İş Başkanı, Yönetim Kurulu ve Başkanlar Kurulu; demokrasiden yana, emekten yana, emekçiden yana tavrını sonuna kadar sürdürecektir" diyerek sözlerine son verdi.
İktidara 'utangaç eleştiri'
Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, AKP Hükümeti’ne yönelik şikayetlerini belirtirken doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı hedef almadı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek üzerinden eleştirilerini dile getirdi.
Yani, Türk-İş Başkanı Atalay, AKP’ye yönelik olarak bir anlamda “utangaç bir eleştiri” yapmak zorunda kaldı, denebilir. Bu arada kamu sözleşmeleri gündeme geldiğinde katılımcıların bir kısmı “Ekmek yoksa barış da yok” diye slogan attılar.
Kartal’da bir park dahilindeki meydan, daha geniş kalabalıklar için oldukça küçüktü. İşçilerle yaptığımız sohbette, kimi işçiler, “Aslında Maltepe Meydanı’nda miting yapabilirdik” diye serzenişte bulundular.
Mitingin havasından da sezilebileceği gibi Türk-İş tabanında hayat pahalılığı, geçim sıkıntısından ötürü AKP Hükümeti’ne yönelik ciddi bir rahatsızlık var ama bu yılki kamu sözleşmelerinde 1989 Bahar Eylemleri’nde olduğu gibi ciddi bir tepkinin gösterilebileceği pek olası değil.
Mitingde Genel Maden-İş üyesi bazı madenci işçilerle yaptığımız görüşmelerde, kamu sözleşmelerinin çıkmaza girmesi halinde iş yavaşlatma, iş durdurma gibi eylemlere başvurup başvuramayacaklarını sorduğumuzda, “Sendikamızın genel merkezi ne talimat verirse onu yerine getiririz” şeklinde görüş belirttiler. Yani, sonuçta sendikal bürokrasi ne derse o olacak, tabandaki işçi yöneticisine bakıyor…
Kadıköy mitingi
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin Kadıköy Rıhtım Meydanı’nda ortaklaşa düzenlediği miting, yürüyüş kollarının fazlalığı nedeniyle öğle saatleri sonrasında başlayabildi. Yağmura rağmen katılımcılar, coşkuyla miting alanına geldiler.
Sendika üyesi işçiler, memurlar, mimarlar, mühendisler, hekimler ve sağlık çalışanlarının yanı sıra gençlerin, öğrencilerin de ağırlıklı olduğu göz çarptı. Çeşitli üniversitelerden gelen öğrencilerle birlikte liseli gençler de güçlü bir katılım sağladı.
Gençlerin, öğrencilerin şu sloganı dikkat çekiciydi: “İşçi, gençlik el ele, AKP’siz Türkiye”. Yine çok sık söylenen sloganlar, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Faşizme karşı omuz omuza” şeklindeydi.
Emek ve meslek örgütü temsilcilerinin yanı sıra TKP, TİP gibi sosyalist partilerin de katılımı oldukça yoğundu. CHP, DEM Parti, Sol Parti, EMEP, EHP, TÖP gibi sol, sosyalist partilerin kortejleri de ağırlıklıydı.
'Zorbaların değil, emekçinin ülkesi'
Kadıköy’deki mitingde önce Ruhi Su Dostlar Korosu sahne aldı. Ardından DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, TMMOB Başkanı Emin Koramaz ve TTB Başkanı Alpay Azap sahneye çıkıp halkı selamladı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğlu ve her iki partinin diğer yöneticileri de katımcıları selamlayarak 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutladılar. Daha sonra dört örgütün ortak bildirisi okundu.
Ortak açıklamada özetle, “Bugün 1 Mayıs meydanlarında başka bir yaşamın, başka bir Türkiye’nin müjdesini vermek için bir aradayız. İşçilerin ve emekçilerin asgari ücrete ve asgari yaşam koşullarına mahkum edilmediği, demokratik hakların özgürce kullanılabildiği, grevlerin yasaklanmadığı, gece yarıları kapılara dayanılmayan bir ülke talep ediyoruz. Zorbaların değil, işçilerin, emekçilerin, halkın ülkesi mümkün” denildi.
Siyasal önderlik
Yazımızın girişinde de ifade ettiğimiz gibi işçi sınıfı “Biz de varız” diyor ancak öncü bir sınıf olarak nicelikten ziyade niteliksel anlamda, siyasal yönden ağırlığını henüz ortaya koyamıyor. Burada görev daha ziyade sosyalist partilere düşüyor.
Öncü işçilerden hareketle sınıfın hem sendikal, hem de politik düzeyde örgütlenmesinin güçlendirilmesi ve siyasal bir hedefe yönlendirilmesi gerekiyor. TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan’ın da vurguladığı gibi ekonomik ve sosyal hedefleri olan siyasal bir program çerçevesinde hazırlanmak, örgütlenmek önem kazanıyor.
'AKP’nin sonu geliyor'
Yazımızı Gaziantep’te işçinin hak mücadelesi sonucunda 36 gün tutuklu kaldıktan sonra ev hapsi cezası alan Birleşik Tekstil, Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in 1 Mayıs olayı ile tamamlayalım.
Sendikacı Mehmet Türkmen, ev hapsi nedeniyle Antep’teki 1 Mayıs kutlamalarına katılamadı. Onun yerine annesi bu kutlamaya katılıp oğlu ile ilgili sözler söyledi. Mehmet Türkmen, daha sonra Halk TV’ye evinden bağlanıp şu açıklamayı yaptı:
“Annem, doğal olarak her anne gibi daha önceleri ‘Oğlum bu işlerle uğraşma, başına iş açılır’ diyordu. 30 yıldır hep böyle konuşuyordu. Şimdi artık annem bile sokağa çıkıp 1 Mayıs’ta konuşma yapıyorsa AKP’nin sonu geldi demektir”…